Twitter Facebook Linkedin Youtube

BİR ÇOCUK AKILLI TELEFONDAN KURTULDUĞUNDA GELEN BAŞARI

Karly Tophill’in her sabah 13 yaşındaki oÄŸlunu yapışıp kaldığı iPhone’undan koparıp okula hazırlanması için ikna etmesi gerekiyordu. OÄŸlu Dylan okuldan geldikten sonra da hemen telefonuna sarılıyor, ödevlerini düzgün yapmıyor ve sosyal medyada zaman harcıyordu. Ancak Karly, birçok ebeveynin yapmak istediÄŸini yaptı ve Dylan’ın telefonuna bir yıllığına el koymaya karar verdi.

BBC Türkçe’nin Daily Telegraph’dan aktardığı habere göre, Karly 3 ay boyunca oÄŸlunun itirazlarına dayandı ve Dylan’daki deÄŸiÅŸikliÄŸi ilk 6 haftada gördü.

Dylan’ın notları yükseldi, daha konuÅŸkan ve enerjik oldu ve dışarı çıkıp oynamaya baÅŸladı.

Karly, “Bizim için çok doÄŸru bir karar oldu, herkes yapmalı” diyor.

Ancak birçok aile bu sözlerin söylenmesi kolay ama yapılması zor olduğunu savunuyor.

Çocukların eğlenme aracı olarak akıllı telefonları tercih etmesi çok takdir edilmiyor fakat ne yapılması gerektiğine dair pek bir araştırma da bulunmuyor.

Yapılan araÅŸtırmalara göre 11 ila 16 yaÅŸ arasındaki çocuklar internette ortalama 26 paylaşım yapıyor. Aileleri sınır koyan çocukların yüzde 80’i de bu sınırları aÅŸtıklarını itiraf ediyor.

Peki akıllı telefonlar aile yaşamını bu kadar etkiliyorsa, ne yapılması gerektiğine karar vermek neden zor?

Psikolog Dr Aric Sigman, ebeveynlerin çocuklarındaki akıllı telefon algısını değiştirirlerse daha kolay karar alabileceklerini savunuyor.

Sigman, “Öncelikle akıllı telefon aptal bir tanım. Bunlar telefon deÄŸil. 10 yıl önceki dizüstü bilgisayarlardan güçlü bilgisayarlar” diyor ve ailelerin çocuklarının akıllı telefon kullanımına sınırlandırma getirmeleri gerektiÄŸine inanıyor.

Sigman ayrıca gençlerdeki akıllı telefon kullanımının bir yaşam tarzı olarak değil, tıbbi bir hastalık olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor.

Ebeveynlere ‘dijital günbatımı’ konseptini uygulamalarını söyleyen Sigman, anne ve babalara çocuklarını yatmadan bir iki saat önce elektronik cihazlardan ayırmalarını öneriyor.

Sigman, “Yatak odalarının çocukların duyularını kapattığı bir yer olması gerekiyor ama telefonlar yatak odalarını eÄŸlence merkezine dönüştürüyor. Elektronik cihazlarının gece geç saatlere kadar kullanılmasıyla uyku kaybının arasında açık bir baÄŸ var. Gece geç saatlerde bu cihazların kullanılması depresyon, endiÅŸe bozukluÄŸu, kötü ders notları ve kilo almaya yol açıyor. Çünkü uykusuz kalmak açlık hormonlarını da etkiliyor” diyor.

Doktor Sigman ebeveynlere çocuklarına telefon bağımlılığının belirtilerini öğretmelerini öneriyor.

Sigman, “Ebeveynlerin şöyle demesi gerekiyor; ‘Sosyal medyada vakit geçirmeni yasaklamıyorum ama sosyal hayatı gerçek dünyada deneyimlemelisin. Sosyal medya hesaplarında sürekli vakit geçirip kendini baÅŸkalarıyla karşılaÅŸtırmak seni mutsuz edebilir” diyor.

3 ay boyunca telefon kullanmaya ara veren Dylan da telefonuna gelen bildirimlere cevap verememenin ilk başlarda kendisini üzdüğünü ancak daha sonra rahatlattığını söylüyor.

13 yaşındaki genç, “O kadar kötü deÄŸil aslında, baÅŸka ÅŸeyler yapacak bir sürü zamanım oldu” diyor.

.

Kaynak: Odatv.com

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beÄŸendi: