Twitter Facebook Linkedin Youtube

VATAN PARTİSİ GENEL BAŞKANI SAYIN DOĞU PERİNÇEK’İN SUNUMUYLA “15 TEMMUZ SONRASI TÜRKİYE VE 2017” KONULU SÖYLEŞİMİZ GERÇEKLEŞTİ

Merkezimizce düzenlenen okuyucularımıza açık etkinliklerin 55.si, Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu PERİNÇEK’in katılımı ile 15 Temmuz hain darbe girişimden bu güne yaşananlar ve bundan sonrasının değerlendirildiği “15 Temmuz Sonrası Türkiye ve 2017” başlıklı bir söyleşi şeklinde gerçekleşti.

Yarım saatlik sunum akabinde 1,5 saatlik soru-cevap şeklinde gerçekleşen söyleşiye katılımı için Sayın PERİNÇEK’e teşekkür ederiz.

Söyleşiden bazı notlar, okuyucularımızın istifadesi için aşağıda sunulmaktadır.

SÖYLEŞİDEN NOTLAR:

15 Temmuz darbe girişimi gladyo tarafından gerçekleştirildi. FETÖ, NATO’nun yeraltı örgütüdür. Bu girişim, Türkiye’yi bölme planının bir parçasıdır.

FETÖ ile ilgili uyanış açısından 2014 yılı bir dönüm noktasıdır. 2014 sonbaharında Silivri duvarlarının yıkılması, FETÖ’nün sonunun başlangıcıdır.

24 Temmuz 2015’te PKK’ya başlatılan operasyonlar, diğer bir dönüm noktasıdır.

24 Ağustos 2016’da başlatılan Fırat Kalkanı Operasyonu ile Türkiye, Suriye’ye değil Amerikan Koridoruna girdi. PKK, Amerika’nın piyonudur.

Kurulması planlanan Büyük Kürdistan için gerekli üç ayak vardır;

  • Petrol (Musul)
  • Denize ulaşım – liman (Doğu Akdeniz)
  • Merkez (Diyarbakır; aşiret bağlarının en zayıf olduğu Kürt ili)

Darbe girişimi gecesi okunan bildiride geçen “Yurtta sulh” ifadeleri, PKK ve FETÖ’ye dokunmayalım anlamındadır.

10 Ağustos Cumartesi günü Dolmabahçe’de polislerimize karşı düzenlenen canlı bomba saldırılarının ABD menşeli mühimmat ile yapıldığı tespit edildi.

ABD’nin Suriye’de 5 üssü var ve bu üsler kanalıyla PKK sürekli besleniyor.

Türkiye, ABD ile karşı karşıya geldi. Çünkü ABD, bize ekonomik ayağı da olan bir sistem dayatıyor. Bu sistemin iki ayağı; 1- Borçlanma ekonomisi; üretmeden, borçlanarak ekonomik büyüme), 2-Bölünme (Kürt meselesi, Ermeni meselesi ve Kıbrıs meselesi)

Türkiye, bölünmeyi kabul etmedi. ABD ile karşı karşıya geldi. Üretim ekonomisine dönmeye başladı (üretim ekonomisinden maksat; gümrük duvarlarının yükseltildiği anti-liberal bir ekonomi). Türkiye şu an 1-Vatan bütünlüğünü, 2-Üretim ekonomisini savunuyor.

Batı, güvenliğimizi ortadan kaldırmak ve bizi bölmek istiyorsa, Türkiye olarak biz diğer güçlere yönelmeliyiz. Komşularımız ile ekonomi ve enerji alanlarında işbirliği yapmalıyız.

2016’da en büyük ticaret ortaklarımız sırasıyla Çin, Rusya ve Almanya oldu.

CIA’nın 21. Yüzyılın Perspektifleri Raporunda Türkiye’nin yerinin Asya olduğu, Asya’ya yöneleceği ama Asya’ya yönelmeden Avrupa Birliği ile oyalayarak AB kapsında bekletilmesi gerektiği ifade ediliyor.

Türkiye, Atlantik sisteminden kopuyor;

  • Türkiye bölünmeden bütünleşme dönemine girdi.
  • Güneydoğu’da Kürt yurttaşlar, PKK’ya karşı tavır almaya başladılar.
  • Derin ekonomik kriz, bizi üretim ekonomisine itiyor.
  • Türkiye, komşuları ile ittifaklara yöneliyor.

Türkiye, ikinci bir istiklal savaşındadır. Bunun bilincinde olmalıyız. Türkiye, yaşadığımız süreçten ancak birlik halinde çıkabilir.

Rusya’nın YPG’ye destek vermesi hususunda Vatan Partisi heyeti Rus yetkililerle görüşme gerçekleştirdi. Rus yetkililer; Türkiye’nin Suriye’ye girmesine Rusya’nın izin verdiğini ancak bundan 4 gün sonra Rus uçağının düşürülmesi ile Türkiye’ye bedel ödettirmek için YPG’ye destek verildiğini aktardılar. ABD, Rusya’yı da bölmek istiyor. Rusya ile Türkiye birlikte olmak zorunda. Rusya, YPG’ye verdiği destekten vazgeçti ve Rusya’daki PYD Ofisi kapatıldı.

Vatan Partisi heyeti, Rus yetkililere; “PKK, ABD’nin stratejik bir piyonudur. Siz onları stratejik planlarından vazgeçiremezsiniz. Bu durumda PKK’yı mı yoksa Türkiye’yi mi tercih ediyorsunuz?” dediler. Bu ve benzeri şekillerde Ruslara Türkiye ile ittifakları durumunda stratejik kazançlarını anlatmalıyız.

Tayyip Erdoğan Rus uçağının düşürülmesi ile ilgili özür dilemese de olurdu ama O, devlet adamlığının gereğini yaparak özür diledi. Rus uçağını düşürenler, ABD bağlantılı idi. Tayyip Erdoğan, Rusya ile ilişkilerin düzeltilmesi için Vatan Partisine heyet gönderdi. Bu kapsamda Mart, Nisan ve Ağustos aylarında Rus tarafı ile üç görüşme gerçekleştirildi.

Fırat Kalkanı Operasyonunda El Bab yakınlarında iki uçak tarafından askerlerimizin bombalanması ile ilgili Rusya ve Suriye kesin bir dille uçakların kendilerine ait olmadıklarını açıkladılar. TSK da bu uçakların Suriye ve Rus uçağı olmadığını teyit etti.

Rusya’ya ihtiyacımız varsa, bana göre yapıcı olmak lazım!

İran ve Türkiye niye kavga etsin? Niye Müslümanlar birbirlerini öldürsün? Türkiye ile İran işbirliği yapsa, Kandil hemen teslim bayrağı çeker. ABD ve İsrail, bunu istemiyor ve Türkiye’nin Suriye, Irak ve İran ile ittifak yapmasından korkuyorlar. Meselelere Türkiye merkezli bakmalıyız, mezhep temelli değil.

Suriye’ye girmemizdeki amaç; PKK’yı imha etmek. Kürdistan’ın kurulmasını engelliyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılıyız. Suriye’de hedefimiz IŞİD’ten çok PKK olmalı. IŞİD, ikincil durumda bizim için!

ABD, Suriye’de ilerlememize engel olamıyor.

Dinleyicilerden gelen soru: Madem Türkiye Kürdistan’ın kurulmasını engellemeye çalışıyor, neden Süleyman Şah Türbesini taşıdı ve bir 29 Ekim günü Kobani’ye yardıma giden Peşmergelerin sınırlarımız içinden geçmesine izin verdi?

Cevap: Geçmişte hatalar olabilir. Biz bugüne ve geleceğe bakmalıyız. Hazreti Hamza’yı öldüren Vahşi ismindeki sahabe Müslüman olmak istediğinde, Hz. Peygamber onu reddetmedi, kabul etti. Çünkü Hz. Muhammed bir dava adamı idi ve ileriye bakıyordu.

ABD, PKK’yı yasal hale getirmemiz için baskı yapıyor!

Şangay İşbirliği Örgütü’ne girersek, bu örgütün üyesi olan Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan ile de yakınlaşırız.

Türkiye’nin Batı’dan tamamen kopması düşünülemez. En çok ihracatımız olan Almanya ile iletişime devam etmek lazım. Avrasya stratejimiz, Rusya veya Çin’e bağlanmak için değil, denge için gereklidir.

Avrupa’da milliyetçilik yükseliyor. Örneğin Fransa’da cumhurbaşkanlığı adaylarının ikisi de ABD karşıtı ve Avrasya dostudur. Zaten Avrasya; Avrupa ve Asya’nın birlikte olması gerektiğini ima eden bir kavramdır.

Trump’ı Suriye’de ABD’nin başarısız olması başkan yapmıştır.

NATO’dan ayrılmamız gerekmez. NATO içinde kalıp onu çelmeleyen stratejiler izlenebilir. Rusya bile NATO’ya girmeye çalışıyor! Biz NATO’dan çıkalım demiyoruz. Zaten NATO’da bir bölünme var. Almanya ve Fransa, başka yöne çekiyor.

Türkiye-Rusya görüşmelerinde şunu söyledik Rus tarafına; “Siz bizi NATO’dan çıkmak için zorlamayın. Şangay İşbirliği Örgütünün kapılarını bize açarsanız, NATO zaten bizi atar!”

Ben Kırım kökenliyim, Kırım’ı Rus düşmanlığı ile koruyamayız.

ABD, farklı bölgelerde farklı taşeronlar kullanıyor; Rusya’da Çeçenleri, Çin’de Uygurları, Türkiye’de ise PKK’yı kullanıyor.

Bizzat Kaşif KOZİNOĞLU’nun bana aktardığına göre Türkiye, ABD güdümünde hareket ederek Çin’in Uygur bölgesindeki terör hareketlerini destekledi. Biz 2007’de Çin ile yaptığımız görüşmede KKTC’yi tanımalarını istediğimizde, Çinli yetkililer de bize “O zaman siz de Uygurlar arasındaki ayrılıkçıları desteklemeyi bırakın” dediler.

Suriye rejimi, kesinlikle bölünmeyi kabul etmez. Mezhep temelli cepheleşmeyelim. İran’ı Şiiliğe itmeyelim. Şiilikte veya Sünnilikte değil, Müslümanlıkta birleşelim.

Müslümanlıkta birleşmeye “Evet” ama cemaatler de var. Cemaatlerin üzerine yürüyecek değiliz. Devlet onlara baskı yapmamalı.

Milli birlik talebiyle bize bir adım gelene biz üç adım gideriz.

Başkanlık sistemi, birlik ve beraberliğimize zararlı olur. Az bir farkla evet de dense, hayır da dense, Türkiye’yi yarı yarıya bölen bir teklif.

Milli seferberlik, meclis üzerinden olur. Meclis, milleti birleştirebilir. Başkanlık, Tayyip Erdoğan için hazırlanan bir tuzaktır. Gerçekleşmeyecek ve onu zora sokacak.

Tayyip Erdoğan düşmanlığına karşıyım. Türkiye, ne Tayyip Erdoğan düşmanlığı ile ne de O’nun başkan olması ile sorunlarını çözebilir. Tayyip Erdoğan, bir gücü temsil etmektedir. Onun liderliğinde devlet ve millet seferber olursa bu süreçten çıkabiliriz.

Birlik ve beraberlik isteyenlerin Türkiye’nin en büyük gücü Tayyip Erdoğan’a düşmanlık yapmaları büyük bir hatadır.

DAEŞ’i ABD kurdu ve ülkeleri bölmek için kullanıyor.

Ben Sünni bir aileye mensubum.

Bölgedeki tek çare; mezhepsel farklılıkları reddetmek ve laikliktir.

İsrail’e şu denilebilir; “Filistin topraklarını işgali bırak, biz de seni bitirmekten vazgeçelim”

ABD, Ortadoğu’da ve Türkiye’de kaybetti.

Türk Ordusunda Cumhuriyetçi subaylar ağırlık kazandı.

Yeni bir FETÖ tipi yapılanma riski görmüyorum. FETÖ yerine başka bir cemaat yapılanması yok. FETÖ tarzı özel bir örgütlenme yok.

Türk ordusunun yapısıyla oynamamak lazım. Ordu, şunun bunun ordusu olmamalı.

ABD’ye karşı bir nefret taşımıyorum. Vatan Partisi, meselelere Türkiye’nin vatan bütünlüğü ve ekonomimiz açısından bakıyor.

ABD, ülkemizi bölmekten ve Cumhuriyet düşmanlığı yapmaktan vazgeçerse, ABD ile dost olabiliriz. ABD şu anda Türkiye’de yenildi. Bu amaçlarından vazgeçmesine çok yakınız.

Türkiye’yi aydınlık yarınlar bekliyor. ABD, fiili müdahale ve Ankara’yı işgal dışında Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştirme şansını kaybetti.

Almanya ve Fransa’nın geleceğini çok karanlık görüyorum. Batı medeniyeti, yükselişinin sonuna geldi. Dünyadaki büyüme oranlarında baktığımızda, şöyle bir tablo çıkıyor karşımıza; Çin-%39, Hindistan-%19, ABD-%10 ve Avrupa-%5. ABD ve AB’nin toplam büyümesi, Çin’inkinin üçte biri mesabesinde.

SÖYEŞİDEN KARELER:

20161215_191917 20161215_190418 20161215_19035420161215_19033220161215_185850 20161215_185836 20161215_18595020161215_190211 20161215_190036 20161215_19000720161215_190211 20161215_19021820161215_185858 20161215_183225 20161215_18363920161215_183112

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: