Merkezimizce düzenlenen okuyucularımıza açık etkinliklerin 51.si, SASAM ABD Masası Direktörü Mümin Bumin SEZEN’in sunumuyla ABD Başkanlık Seçim sonuçlarının analiz edidiği ve seçim sonuçlarının başta ülkemiz olmak üzere ABD, dünya ve Ortadoğu siyaseti açısından muhtemel etkilerinin değerlendirildiği “ABD Başkanlık Seçim Sonuçları ve Türkiye” başlıklı bir söyleşi şeklinde gerçekleşti.
Söyleşiden bazı notlar, okuyucularımızın istifadesi için aşağıda sunulmuştur. Söyleşide yapılan sunuma buradan ulaşılabilir.
SÖYLEŞİDEN NOTLAR
ABD’de 8 Kasım 2016 tarihinde gerçekleştirilen seçimler ile Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump, ABD’nin 45. Başkanı seçildi. 20 Ocak 2017’de göreve başlayacak olan Trump, Seçilmiş Başkan (PresidentElect) sıfatıyla ekibini oluşturmaya başladı.
8 Kasım’da gerçekleşen seçimlerle sadece başkanlık değil, yasama organları Temsilciler Meclisi ve Senato’da da çoğunluk Cumhuriyetçilere geçti. Temsilciler Meclisi’nde çoğunluk zaten Cumhuriyetçilerde idi, Senato’daki çoğunluk da Cumhuriyetçilere geçince yürütme ve yasama Cumhuriyetçilerin kontrolüne geçmiş oldu.
Buna bir de Anayasa Mahkemesine Trump tarafından atanacak yeni üye ile Anayasa Mahkemesindeki Cumhuriyetçi (muhafazakar) ağırlığı eklendiğinde; yasama, yürütme ve yargıda Cumhuriyetçilerin hakim olduğu bir döneme girilmiş olacak. 9 üyeli Anayasa Mahkemesinde geçen yıl ölen üyeden sonra Mahkemede 4 muhafazakar, 4 liberal üye ile bir denge oluşmuştu. Ölen üyenin yerine Obama’nın son senesi olması nedeniyle atama yapmasına karşı çıkılmış ve atamanın yeni başkan tarafından yapılması istenilmişti. Şimdi Trump’ın atayacağı yeni üye ile dengeler Cumhuriyetçilerin lehine değişmiş olacak.
Böylece ABD sisteminde güçlü bir kuvvetler ayırımı ve güçler dengesi nedeniyle tek başına Başkanın yapacağı şeylerin sınırlı olması durumu; yürütme, yasama ve yargıda Cumhuriyetçilerin ağırlığı nedeniyle değişebilecek ve Trump önemli icraatlara Kongre’den ve yargıdan fazla engelle karşılaşmadan imza atabilecektir.
Seçim Sonucunu Belirleyen Faktörler olarak şu hususlar öne çıkmaktadır;
1) Ekonomi: ABD’de bir ekonomik durgunluk yaşanmaktadır. Obama döneminde ekonomik büyüme ortalaması %1,5 oranındadır. Bu oran, Obama’yı ABD tarihinde en kötü 4. Başkan yapmaktadır.
İş gücüne katılım oranları son 50 yılın en düşük seviyesine (%63) düşmüştür.
Ulusal borç, Obama döneminde %100 artarak 20 Trilyon $’a yükselmiştir.
Dış ticaret açığı büyük oranda artmıştır (Çin 334 Milyar $, Meksika 58$)
Ayrıca vergi ve ObamaCare olarak anılan sosyal güvenlik uygulamalarının getirdiği yükler, prim ödemelerinde %25’lik bir artış getirmiştir.
Tüm bu yaşananların etkisiyle ABD’de gidişattan memnun olmayanların oranı %60-70 civarlarına yükselmiştir.
2) Beyaz Orta Sınıfın menfaatleri ile Kurulu Düzenin menfaatlerinin çatışması;
Rust Belt olarak anılan Michigan, Wisconsin, Pennsylvania gibi eyaletlerde eski ekonomik canlılığın bitmesi ve fabrikaların kapanması
Siyaseten doğruculuk adına geleneksel ve manevi değerlerin yıpranması (Ör. trans-gender tuvaletlerin işletmelerde zorunlu hale getirilmesi) ve liberal elit değerler ile geleneksel değerler arasındaki çatışma
3) Terör Olayları sonrasında oluşan güvenlik kaygısı:
IŞİD’in ABD’de San Bernardino, Orlando ve Boston’daki saldırıları ile Avrupa’da Paris, Brüksel ve Nice saldırıları, Amerikalılarda bir güvenlik kaygısı oluşturmuştur.
Ortadoğu ve Suriye’de ABD’nin askeri müdahalelerle bir başarı elde edememesi
ABD genelinde artan suç oranları ve artan suç vakaları ile birlikte ABD’de anayasal bir hak olan silah sahibi olma hakkının sınırlandırılmasına yönelik tartışmalar. ABD halkı genel olarak, kötülerin zaten her şekilde silah edinebildiklerini, halkın silah sahibi olması engellendiğinde kötülere karşı halkın savunmasız kalacağını düşünmekte.
Trump, güvenlikle ilgili halkta oluşan kaygıları “We are not winning anymore (Artık kazanamıyoruz)” propagandasıyla oya çevirmeye çalıştı.
4) Yasadışı Göçmenler
Halkın ABD’de demografinin kendi aleyhlerine değişeceğine yönelik korkusu
Yasadışı göçmenlerle birlikte artan suç oranları (Federal hapishanelerdeki mahkumların 3’te birinin yasadışı göçmen olduğu bildirilmekte)
Yasadışı göçmenlerin ucuz işgücü sunmaları nedeniyle ABD halkı arasında işsizliğin artması
Yasadışı göçmenlerin etkisiyle uyuşturucu kullanımının artması
5) Yolsuzluk
Lobiler ve Özel Çıkar Grupları
Siyaset – İş Dünyası İlişkileri
Wikileaks
ClintonVakfı (Clinton’un bakanlık döneminde kendisi ile görüşenlerin yarıdan fazlasının Clinton Vakfına bağış yaptığı ortaya çıkmış. Clinton Vakfı, bir nevi rüşvet aklama merkezi işlevi görmüş)
Clinton’un Email skandalı
Seçim sonuçlarına ilişkin detaylı istatistikler için buraya tıklayınız.
Trump’ın Temel Vaatleri
Ticaret Antlaşmalarını Revize Etme
Göçmen Politikasında Reform (Duvar ve Sınırdışı)
Düşük Vergi, Daha Az Federal Düzenleme
Obamacare’i Değiştirme
Işid ve Terörizmle Etkin Mücadele
Rusya ile İşbirliği
İran Anlaşmasının İptali
TRUMP’IN İLK 100 GÜN İÇİN VAATLERİ
A) Başkan Olarak
TPP’den Çekilme, NAFTA ve Diğer Ticaret Anlaşmalarını Yeniden Müzakere Etme
Yerli Enerji Kaynaklarının Kullanımıyla İlgili Sınırlamaları Kaldırma
2 milyonun üzerinde suça bulaşan yasadışı göçmenin sınır dışı edilme prosedürünü başlatma
Terörle Bağlantılı Bölgelerden Ayrıntılı Güvenlik Araştırması Yapma İmkanı Gelene Kadar Göçmen Alımını Durdurma
Anayasa Aykırı Başkanlık Kararnamelerini İptal Etme
B) Meclis ile Birlikte
Göçmenlik Yasası,
Obamacare,
Vergi,
Eğitim,
Ordu ve diğer Güvenlik Kurumlarını Güçlendirme
15 Ağustos Dış Politika KonuşmasıSatır Başları
Radikal İslamcı Terör= Yeni Komünizm
Iran: Dünyadaki En Büyük Terör Destekçisi Devlet, Obama Iranın Bölgesel Güç Olmasına İzin Verdi
Libya, Suriye Müdahaleleri Hataydı
Ulus İnşa Etme ve Rejim Değiştirme Politikalarına Son
Öncelik Radikal İslami İdeolojiyi Durdurmak
Ortadoğu’da İsrail, Ürdün, Mısır ve bu amacı paylaşan diğer ülkelerle ortaklık
Terörle Mücadelede Rusya ile İşbirliği
Petrolü Kontrol Et
SÖYLEŞİDEN FOTOLAR