Twitter Facebook Linkedin Youtube

“MUSUL OPERASYONU, SAHADAKİ DURUM VE TÜRKMENLER” KONULU SÖYLEŞİMİZ GERÇEKLEŞTİ

Merkezimizce düzenlenen okuyucularımıza açık etkinliklerin 50.si, kendisi de bir Musul Türkmeni olan Yrd.Doç.Dr.Ziya ABBAS’ın sunumuyla “Musul Operasyonu, Sahadaki Durum ve Türkmenler” başlıklı bir söyleşi şeklinde gerçekleşti.

Söyleşi öncesinde Merkezimizin toplantı salonunda Irak’ın Ankara Büyükelçisi Sayın Dr. Hişam Alawi, Irak Ennehreyin Stratejik Araştırmalar Merkezi başkanı Hamza Şerif El-Cuburî ve diğer Iraklı yetkililer ile yuvarlak masa toplantısı yapılarak Irak-Türkiye ilişkileri, Musul operasyonu ve diğer bölgesel gelişmeler üzerine ayrıntılı bir görüş teatisinde bulunuldu.

SASAM Ortadoğu Masası Direktörü Yrd.Doç.Dr. Ziya ABBAS, sunumunda aşağıdaki hususlara değindi.

SÖYLEŞİDEN NOTLAR

Musul, demografik olarak karmaşık bir yapıya sahiptir. Tarihsel olarak Mezopotamya bölgesinde stratejik konumu sebebiyle birçok topluluk için cazibe merkezi olduğu için nüfus yapısı da farklı ve zengindir. Musul demografisinin dağılımı şu şekildedir:

irakSünni Araplar; Ülke genelinde %30, Musul’da %35-40

Kürtler; Ülke genelinde %17, Musul’da  % 10-15

Türkmenler; Ülke genelinde %13, Musul’da % 25-30

Hıristiyanlar (Keldanî, Asurî, Süryani, Ortodoks); Ülke genelinde % 3, Musul’da % 7

Yezidiler; Ülke genelinde % 0.7 , Musul’da % 9

Şabaklar; Ülke genelinde % 0.2 , Musul’da % 4

Kakaviler; Ülke genelinde % 0.1 , Musul’da % 0.5

10 Haziran 2014’te IŞİD işgali başladı ve bu örgüt büyük bir hızla bölgede yayıldı. IŞİD, 1 yıl içinde Irak’ın %40’ını ele geçirdi. Irak yönetimi 13 Haziran 2014 tarihinde Haşdi Şabi’yi kurdu. IŞİD ile mücadele kapsamında Irak ordusuna destek vermek üzere uluslararası koalisyon güçleri, Ağustos 2014’te IŞİD hedeflerini vurmaya başladı. 24 Mart 2016 tarihinde Musul’u kurtarmak üzere operasyonun düğmesine basıldı. Irak ordusu, Haşdi Şabi, Peşmerge ve uluslararası koalisyon güçleri, müşterek operasyon ile Musul’u IŞİD’in elinden almaya çalışıyor. Musul’u kurtarma operasyonuna 36 ülke katılıyor. ABD, İngiltere ve Fransa, hava kuvvetleri ile aktif destek veriyor. ABD, İngiltere ve Fransa’nın 700 kişilik özel operasyon gücü aktif görev yapıyor. ABD’nin 5.100 askeri, 400 zırhlı personel taşıyıcı ve topçu bataryası mevcut. 1.500 İtalyan askeri, Musul barajı civarında görev yapıyor. Ayrıca askeri danışman sıfatıyla Avustralya, Kanada, New Zelanda vs. ülkelerinden personel de operasyona katılıyor.

Irak kaynaklı güçlerin dağılımı ise şu şekilde:

Irak Ordusu;  350 bin, en az %65’i Şii.

Haşdi Şabi; 300 bin, büyük çoğunluğu Şii,

1.200 Şabak, 1.000 Sünni Arap (Haşdi Aşairi), Hıristiyan ve Yezidi.

Peşmerge,  (KDP/ KYP) 50 bin. Operasyona katılması planlanan 14  bin PKK/ PYD 1200

Musul’un IŞİD’in eline kolayca geçmesinde birkaç faktörün etkili olduğu görüldü. Bunlardan birincisi Musul’u korumakla görevli güvenlik güçlerinin zayıflığı ve zafiyetidir. Ordu ve emniyet güçleri doğru düzgün çarpışmadan kenti terk etmişlerdir. Öteden beri selefiliğin fikir merkezlerinden birisi olan Musul’da zaten IŞİD vb. yapılanmalara sempati besleyen toplumsal bir ortam vardı. Yolsuzluk, rüşvet vb. uygulamaları ile halkın rahatsızlığına yol açan il yöneticilerin tavrı Musul’un kolayca düşmesine sebep olmuştur.

irak-2

IŞİD’in Musul’u işgali ve yaptığı katliamlar sonrasında Musul’daki nüfus şu şekilde değişmiştir:

Türkmenler;

500 Bin Türkmen sığınmacı durumdairak-3

250 bin Bağdat ve güney illerde

200 bin Kerkük IKBY illerinde

55 bin Türkiye’de

1200 kişi IŞİD tarafından kaçırıldı

600 kadın 130 çocuk

Yezidiler;

1293 kişi öldürüldü,

1103 çocuk yetim /öksüz kaldıirak-4

5887 kişi kaçırıldı, 3237 kadın, 2650 erkek

400 bin kişi evini terk etmek zorunda kaldı.

1629 kişi serbest kaldı,

Hıristiyanlar;

150 bin evini terk etti

Şabaklar;

150 bin evini terk etti

Kakavîler;

15 bin evini terk etti

Hâlihazırda Musul’un geri alınması için kent değişik silahlı güçler tarafından 3 farklı yönden kuşatılmış durumdadır. Yaklaşık 2 milyon nüfuslu Musul’un güney, doğu ve kuzeyindeki 5 bölgede peşmerge güçleri,Irak ordusu askerleri,Haşdi Şabi,Ninova muhafızları,ABD birlikleri ve aşiret güçleri kenti kuşatmıştır.

Türkmenlerin bu güçler içindeki yerine baktığımızda ise dağılımın şu şekilde olduğunu görmekteyiz:

ORDU: 5.000

Telafer Tugayı 4.000

Diğer 1.000

HAŞDİ ŞABİ: 9.000

Tuzhurmatu 16. Tugay 4.000

Kerkük 52. Tugay 1.000

Telafer El Hüseyin Tugayı 3.000

Diğer 1.000

HAŞD VATANİ (Ninava Muhafızları): 500

POLİS GÜÇLERİ (federal ve yerel polisler): 4.400

Telafer Federal Polisi 4.000

Kerkük 200

Tuzhurmatu 200

Musul’un her türlü terörden tamamen arındırılması ve korunabilmesi, muhtemel bir göç dalgası, yeni mezhep çatışmalarına karşı tedbir alınması, soydaşlık ilişkileri ve tarihi bağlar, Türkiye’yi Musul’daki gelişmelere müdahil olmaya mecbur ediyor. Tamamen bir Türkmen kenti olan Telafer’in Şii milislere bırakılması, Telafer’den Suriye-Irak-İran mezhep koridoru açılması anlamına gelir. Bunun kabulu Türkiye açısından mümkün görünmemektedir. Musul’a yapılan operasyondan kaçan IŞİD militanları, Fırat Kalkanı Harekatını yürüttüğümüz Suriye’de karşımıza yığılabilir. PKK ve Şii milisler, Irak-Suriye hattında kalıcı hakimiyet kurabilir. Bunun engellenmesi şarttır. Türkiye’nin hassasiyetleri açısından Musul’da demografik yapının değişmemesi gerekmektedir. PKK/PYD’nin asla bölgede kalıcı bir etkinliği olmamalıdır. Haşdi Şabi eliyle İran’dan Suriye’ye uzanan bir Şii mezhep koridoru kesinlikle açılmamalıdır.

Söyleşinin soru-cevap bölümünde, Irak Ennehreyin Stratejik Araştırmalar Merkezi başkanı Hamza Şerif El-Cuburî, kendisine yöneltilen soruları cevaplandırdı.

SÖYLEŞİDEN KARELER:

img_4901img_4906img_4904img_4908img_4910img_4916 img_4919 img_4925 img_4929

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: