İstihbarat deyince birçok insanın aklına silahlı, esrarengiz bir hayatı olan, aksiyon dolu bir yaşam süren insanlar, suikastlar, entrikalar gelir. Bu algının oluşmasında film ve dizi sektörünün rolü büyüktür. Özellikle dünya genelinde herkesin adını bildiği İngiliz ajan James Bond’un filmleri ile buna benzer filmler ve romanlarla bu algı zihinlerimize yerleşmiştir. Ama yanlış olan bir şey vardır ki; o da gerçek istihbaratçı kimliğinin bu kimlikle fazla örtüşmediğidir. Film-dizi ve roman dünyasına baktığımızda istihbaratçı tanımına en yakın karakter olarak belki Sherlock Holmes örnek olarak verilebilir.
İstihbarat Türk toplumunda da yanlış anlaşılan bir kavramdır. Yanlış tanımlanan ve uzak durulması gerektiği düşünülen bir faaliyet olarak görülür. Sık sık olumsuz anlamda kullanılan ve “resmi dedikodu” olarak görülen istihbarat; dedikodu ve ispiyon değil, aslında insan zekâsının en önemli çalışma biçimlerinden biridir.
İstihbarat, bir sosyal bilim dalı ve aynı zamanda bir zanaattır. Milli güvenlik politikasının temel parçası olan istihbaratın, doğru kullanıldığında düşmanın diğer hatlarına ulaşmasını engelleyecek ilk savunma hattı olduğu unutulmamalıdır. İstihbaratı önemsemeyen bir devletin, gözleri bağlı şekilde maraton koşmaya çalışan bir sporcudan hiçbir farkı yoktur.[1]
İstihbarat kelimesi Arapça kökenlidir. Yeni öğrenilen haber ve bilgi anlamına gelen “istihbar” kelimesinden türemiştir. Bu kelime içinde yine arapça kökenli olan “haber” kelimesi temel oluşturmaktadır. TDK güncel sözlüğüne göre istihbarat: “Yeni öğrenilen bilgiler, haberler, duyumlar”[2] olarak tanımlanmıştır. İngilizce istihbarat kelimesinin karşılığı olan kelime “intelligence” ise akıl, zeka, anlayış ve istihbarat anlamlarına gelir. Anlamlardaki bu farklılık, şüphesiz ki milletlerin geçirdiği tarihsel süreç ve sosyolojik yapıyla da oldukça ilintilidir.
İstihbaratın Tanımı
Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) göre istihbarat; “Devlet tarafından belirlenen ihtiyaçlara karşılık olarak çeşitli kaynaklardan derlenen haber, bilgi ve dökümanların işlenmesi sonucu ortaya çıkan üründür“[3]
M.Atay ise istihbaratı; “yabancı bir hükümetin veya siyasî partinin yıkılması, yabancı devlet adamları veya hedeflerinin ziyana uğratılması, kişi veya ajanların kaçırılması veya öldürülmesinden ayrı olarak bir ülkenin rakiplerinden daha fazla avantaj sağlamasını veya en azından yaşamaya devam etmesini sağlayan bilginin toplanmasıdır.” şeklinde tanımlar.(Atay, 2001: 80)
Taocu felsefeyi kendisine rehber edinen Çinli filozof ve savaşçı Sun Tzu, günümüzden iki bin beş yüz yıl önce yazdığı “Savaş Sanatı” adlı eserinde casusluk ile doktorluk mesleğini karşılaştırarak “savaşmadan yenmek en iyisidir. Silahlar, ancak kaçınılmaz olduklarında kullanılabilecek uğursuz araçlardır” demektedir. Sun-Tzu’ya göre; düşmanların planlarını ortaya çıkarmak, sağlıklı insanı hastalığa karşı dirençli tutmaya; silahlı kuvvetlerine saldırmak, ilaç almaya; düşman kentlerini kuşatmaksa ameliyat yapmaya benzer (Sun-Tzu, 2000: 12). Günümüz modern istihbarat teşkilatlarına ve hatta devlet politikalarına önderlik yapmış olan fikirleri ile Sun-Tzu, istihbarat dünyasının ilk öğretmeni konumundadır. Sun-Tzu’ya göre; olgun bir hükümdarla iyi bir komutanın kolayca savaş kazanması ve zafere ulaşması ancak iyi elde edilmiş istihbarat sayesinde mümkün olabilir.
Napolyon ise istihbarat faaliyetinde casusluğun önemine değinmiştir. Napolyon, “karargâhında istatistik dairesi oluşturmuş ve bir yandan stratejik istihbarat yaparken diğer yandan da operasyonel ve taktik istihbaratı etkin bir şekilde kullanmıştır. Napolyon’a ait olan şu cümle, onun istihbarata verdiği değeri de gösterir: ‘İnanın bana, savaşın sonuçları incelendiğinde topçunun, süvarinin, piyadenin kahramanlıkları, casusların şu göze görünmeyen lanetli ordusu yanında hiç kalır.’ Bu tespit, sadece Napolyon’un kişisel sezgilerinin ve deneyimlerinin sonucu olan bir tespit değildir. Bu tespit, yeni bir savaş ve toplum şeklinin de ifadesidir.”[4]
Sultan II.Abdülhamit de öncelikle istihbaratın gerekliliğini anlayan yöneticilerden biri olarak Yıldız İstihbarat Teşkilatı’nı kurmuş ve şöyle demiştir: “Yabancı devletler, kendi emellerine hizmet edecek kimseleri vezir ve sadrazam mertebesine kadar çıkarabilmişlerse, devlet güven içinde olamazdı. Doğrudan doğruya şahsıma bağlı bir istihbarat teşkilatı kurmaya bu düşünce ile karar verdim. İşte, düşmanlarımın jurnalcilik dediği teşkilat budur. Bu jurnallerin hakiki olanlarının yanında iftira mahiyetinde olanlarıının da bulunduğunu elbette biliyorum. Ama ben hiçbir jurnale, titiz bir tahkikten geçirmeden inanmadım ve onun icabına el sürmedim”[5]
Özetle tüm bu veriler ışığında isihbaratın genel bir tanımı yapıldığında, Ümit Özdağ’ın yaptığı tanım oldukça doyurucudur; “İstihbarat; ulaşılabilen bütün açık, yarı açık ve/veya gizli kaynaklardan her türlü aracın kullanılması sonucunda elde edilen her türlü veri ,malumat ve bilginin ulusal genel veya ulusal özel olandaki politikaların gerçekleştirilmesi ve ulusal politikalara zarar verilmesinin engellenmesi amacı ile toplandıktan sonra önemine ve doğruluğuna göre sınıflandırılması, karşılaştırılması, analiz edilerek değerlendirilmesi süreci sonucunda ulaşılan bilgidir.”[6]
1) Stratejik İstihbarat: Stratejik istihbarat, güvenlik politikalarının geliştirilmesi ve uygulanmasında yakın veya muhtemel önemi bulunan, yabancı ulusların veya bölgelerin bir ya da birden fazla yönü ile ilgili sürekli ve yeterli istihbarat teminidir. Tarih boyunca ülkelerin sivil ve asker yöneticileri, belirsizlikleri azaltacak ve karar almada önemli avantajlar sağlayacak bilgilerden yararlanmak suretiyle, tehlikeler konusunda önceden uyarılmaya ve hazırlıklı olmaya önem vermişlerdir. Politikacıları ve karar alıcıları, his ve kanaatleri ile hareket yerine, kanıt ve analize dayanan bir düşünce ve çalışma tarzına ancak stratejik istihbarat itebilir.[8]
Bir bölge veya devlet ile ilgili stratejik istihbarat yapılması istenildiğinde, elbette ki isteyen yetkilinin hedef ve amacını belirtmesi beklenir. Ancak belirtmemiş olsa da, (stratejik) istihbaratçının yaklaşımı, sadece “risk/tehlike/tehdit durumu” ile sınırlı olmamalıdır. Barış durumunda iken de savaş ihtimali göz önünde bulundurularak stratejik istihbarat yapılmalı, karşı taraftan bir tehlike oluşturulması, saldırı olması veya savaşın çıkması beklenmemelidir.
Bu bağlamda, Suriye devlet başkanı Beşar Esad henüz daha başkan bile olmamışken ve Suriye ile anlaşmazlık ve uyuşmazlıklara girilmemişken, başta başkanları ve muhtemel başkan adayları olmak üzere, Suriye ile ilgili birçok stratejik bilgi toplanabilir ve analiz sonuçlarına göre gelecekteki adımları ve politikaları belirlenebilir, ülke adına daha faydalı ve isabetli kararlar alınabilirdi. Her şeyin çok normal olduğu, iki ülkenin dostluğu ve işbirliği yaşandığı bir dönemde, Suriye’nin Türkiye için bir tehdit veya tehlike olabileceğinden hiç bahsedilemezdi. Ancak, iki ülkenin ilişkileri bozulduktan sonra artık Suriye ile ilgili rahat istihbarat toplama yolu kapanmış, sıradan bilgiler bile ulaşılamaz hale gelmiştir.[9]
2) Taktik İstihbarat: Taktik istihbarat, süren bir operasyonu desteklemek için yapılır ve taktik istihbaratı sürdüren kişi, operasyon yöneticisine hemen aldığı bilgiyi verir. Taktik istihbarat, düşmanın aktüel amaç ve kapasitelerini anlamaya yönelik olarak toplanan istihbarattır. Taktik istihbarat, hemen kullanılması gerekirken, stratejik istihbarat ise uzun vadelidir.
3) Operasyonel İstihbarat: Belirli bir amaca veya amaçlar bütününe yönelik olarak, içiçe geçmiş uyumlu taktik istihbarat eylemlerinden oluşturulmuş olan istihbarat operasyonuna verilen isimdir. Örneğin bir çetenin amaçları, örgütlenme biçimi, çalışma biçimi, gelir kaynakları, yurt içi ve yurt dışı, legal ve illegal bağlantılarını ortaya çıkarmak amacıyla düzenlenen istihbarat çalışması, operasyonel istihbarattır.
4) Entegre İstihbarat: Stratejik, operasyonel, taktik ve teknik istihbaratlar aynı araştırma değeri hedefi üzerinde bilinçli şekilde yoğunlaşır ise, ortaya “Entegre İtihbarat” süreci çıkar. Entegre istihbarat, askeri bir konuda olabileceği gibi politik bir konuda da gerçekleşebilir.[10]
“1) Siyasi İstihbarat: Bir ülkenin siyasal yapısını oluşturan, devlet sistematiğinin yani anayasal düzenin yapısında yer alan bütün unsurlara karşı yapılan istihbarattır. Siyasi istihbaratta; siyasal güç dağılımının nasıl olduğu, politik gücün kaynakları, politik kültür, politik süreçler ile politik tarih araştırılır. Seçim süreci, baskı grupları, yıkıcı ve bölücü faaliyetler ve propaganda faaliyetleri de üzerinde durulan diğer hususlardır.
2) Askeri İstihbarat: Kara, deniz, hava kuvvetleri ile füze sistemleri ve kitlesel imha silahlarına yönelik bilgi toplama amacı ile yapılan istihbarattır. Askeri istihbaratta bir ülkenin askeri kapasiteleri, savaş yetenekleri, savaş düzeni, mevcut lojistik durumu ve çarpışma gücü incelenerek analiz edilir.
3) Ekonomik İstihbarat: Ekonominin genel kapasitesini, zayıf ve güçlü yanlarını tespit etmeye yönelik ve genellikle ekonominin çok uzun süreyle silahlı kuvvetleri destekleyebilme derecesinin tespitine yönelik yapılan istihbarattır. Ekonomik istihbarat yapılması görece kolay olan bir istihbarat türüdür. Çünkü ekonomik verilerin çok büyük kısmı, açık kaynaklardan elde edilir. Ancak bazen ülkeler, belirli ekonomik verilerini gizleme veya yanlış veri açıklama yoluna gitmektedir. Örneğin ekonomik verilerini gizleyen Çin, 1996 yılında Çin’in finans haberlerinin aktarılmasına kısıtlama getirmiştir.
4) Sosyal İstihbarat: Toplumsal yapıya yönelik olarak gerçekleştirilen bilgi toplama faaliyetidir. Sosyal istihbarat, 8 temel alana yönelir. Bunlar;
-Nüfus (Yerleşim, yaş ve cinsiyet, iş gücü, ırk grupları, etnik gruplar),
-Sosyal karakteristikler (Etnik çeşitlilik, aşiretçilik, sosyal skala, resmi ve gayrı resmi örgütler, mülkiyet düzeni),
-Kamuoyu ve bu çerçevede basın yayın araçları,
-Eğitim durumu,
-Din (Dini grupların karar alma sürecine etkileri, dinin yapısı, dini gruplar arası ilişkiler),
-Sağlık ve sosyal güvenlik sistemi,
-Genel kültürel özellikler,
-Zihniyet Analizi.
5) Coğrafi İstihbarat: Coğrafi istihbarat, askeri operasyonları etkileyecek her türlü fiziksel ve kültürel çevrenin tespit ve analizine yönelik çalışmadır. Bir ülkenin coğrafi olarak nerede olduğu ile o ülkenin siyasal kaderi arasında birebir ilişki vardır. Bir komutan, bir stratejik analizci, bir siyaset bilimci veya uluslararası ilişkiler uzmanı, bir ülkeyi veya bir ülke ile ilgili herhangi bir sorunu ele alacağı zaman yapacağı ilk şey, o ülkenin içinde bulunduğu bölgesel coğrafyayı gösteren bir siyasi ve bir coğrafi haritayı incelemektir. Haritaya bakmak değil ama haritayı görmek, bir komutana veya stratejik analizciye çok şey öğretecektir.
6) Biyografik İstihbarat: Bir ülkede askeri, siyasi, kültürel ve ekonomik seçkinler ile suç/terör örgütü liderlerine yönelik yapılan bilgi toplama faaliyetidir. Mossad’ın Suriye Lideri Hafız Esad’ın idrarını çalarak analize tabi tutup hangi ilaçları aldığını tespit etmesi, ilaçlardan yola çıkarak ne kadar ömrünün kaldığını ve kalan ömründe Golan Tepeleri konusunda ne yapacağını görmeye çalışması, biyografik istihbaratın mükemmel denecek örneklerindendir.
7) Ulaşım ve İletişim İstihbaratı: Ülkelerin ulaşım altyapılarına ve iletişim tesislerine yönelik olarak yapılan bilgi toplama faaliyetidir. Barış döneminde nerede ise tamamen sivil amaçlı kullanılan ulaştırma altyapısı, bir savaşın başlaması ile orduların savaş alanlarına aktarılmasını sağlayan ana damarlara dönüşürler. Bu ana damarlar ile ilgili olarak elinde yeterince bilgi olmayan bir genelkurmay karargahının düşman genelkurmayın ne zaman nereye ve ne güçte askeri yığınak yapacağını kestirmesi, diğer bir deyişle savaşın akışını öngörmesi mümkün değildir.
8) Bilişim ve Teknolojik İstihbarat: İnternete bağlı bilgisayar, iletişim altyapısı, online sistemler, veri tabanları, enformasyon merkezlerinin oluşturduğu alana “siber alan” denmektedir. Siber alana elektrik santralleri, doğalgaz ve petrol, iletişim sistemleri, demir yolu sistemleri, kara yolu sistemleri de dahildir. Siber alanın güvenliği için oluşturulan savaş mekanizmasına stratejik enformasyon savaşı denilir.”[7]
İstihbarat faaliyeti, kesintisiz süren bir çalışmadır ve bu faaliyet, yeryüzünde mevcut tüm istihbarat kuruluşları tarafından bir çarka benzetilir. Çarkı oluşturan dört evre vardır:
1) İstihbarat İhtiyaçlarının Tespiti ve Toplama Çalışmalarının Yönlendirilmesi:
Çarkın birinci evresi, 2937 sayılı yasa çerçevesinde devletin milli güvenlik siyasetiyle ilgili planların hazırlanması ve yürütülmesi amacıyla Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile ilgili bakanlıkların istihbarat istek ve ihtiyaçlarına cevap oluşturabilecek uygun haber toplama ortamlarının tespit edilmesi ve haber toplama çalışmalarının yönlendirilmesi aşamalarını kapsar.
2) Haberlerin Toplanması:
İstihbarat oluşumu sürecinin temel taşı olan haberlerin toplanmasında faydalanılan kaynaklar, “açık” ve “kapalı” olmak üzere ikiye ayrılır. Gazete, dergi, kitap, radyo ve televizyon yayınları ile internet siteleri, açık kaynakları oluşturur. Kapalı kaynaklar ise, çeşitli haber toplama metotlarıyla birlikte teknolojinin kullanımı ile belirli bir istihbarat ihtiyacı konusunda haber derleme kabiliyetine sahip kişilerden oluşur.
3) Haberlerin İşlenmesi:
Haber toplama ünitelerinin çalışmaları sayesinde derlenen ve teşkilat dışı kuruluşlardan gelen haber, bilgi ve belgeler; tasnif, kıymetlendirme ve yorum aşamalarından geçirilerek değerlendirilir. Bir diğer ifadeyle işlenir. Tasnif, ilk aşamadır. Bu aşamada benzer bilgiler bir araya getirilir. İkinci aşama kıymetlendirme, yani haberin istihbarat değerinin, haberin alındığı kaynağın güvenirliğinin ve haberin doğruluk derecesinin saptanmasıdır. Bu aşamadan sonra bir yorum yapılır. Yorum; mevcut bilgilere dayanılarak olayların, gelişmelerin ve benzeri durumların anlamını ve önemini ortaya koyma işlemidir.
4) İstihbaratın Yayımı ve Kullanılması:
Değerlendirmeye tabi tutularak işlenen ve istihbarat niteliği kazanan raporlar, kullanılmak üzere zamanında ve süratle ilgili kuruma ulaştırılır. İlgili kurumlar, sadece bu istihbaratı kullanmakla kalmazlar, sürekli olarak gözden geçirilen ve değerlendirilen öncelikler çerçevesinde yeni istihbarat ihtiyaçlarını belirlerler. Böylece, birbirini izleyen dört evreden oluşan ve dördüncü evresinden sonra yendien ilk evreye dönen “İstihbarat Çarkı” tamamlanmış olur.[11]
İstihbaratta Faydalanılan Bilgi Kaynakları
1- İstihbarat örgütünün kurumsal bilgi birikimi,
2- Enformasyon kaynaklarındaki bilgi (Gazete, internet, Tv vb.),
3- Personelin sahip olduğu örtülü bilgi,
4- Kongre, konferans, toplantılardaki bilgi,
5- Arşivlerdeki bilgi, resmî kamu belgeleri,
6- Kamu kurum ve kuruluşlarındaki kurumsal bilgi,
7- Tanımlar, tasarımlar, plânlar, projeler,
8- Hedef ülkelerdeki bilgi,
9- Müttefiklerdeki, stratejik ortaklardaki bilgi,
10- Uluslararası kurum ve kuruluşlardaki bilgi,
11- Biyografiler,
12- Üniversiteler, araştırma kurumları ve sivil toplum örgütlerindeki bilgi,
13- İnsanlardaki, kurum çalışanlarındaki bilgi,
14- Bağımsız araştırmacılardaki bilgi,
15- Ticarî işletmelerdeki bilgi,
16- Askerî kaynaklardaki bilgi,
17- Kültürel kaynaklardaki bilgi,
18- Mevcut veri tabanları,
Türkiye, jeopolitik konumu itibariyle yüzyıllardır düşmanların gözdesi haline gelmiştir. Tarihimizde istihbaratın ne kadar önemli olduğunu idrak edebilen devlet büyüklerimiz, bunu askeri-siyasi başarıyla taçlandırırken, önemini kavrayamayan ya da bu işte başarısız olanlar ise mağlup olmuştur. Bugün bile içerde ve dışarda ve özellikle Suriye ve Irak sınırlarımızda yabancı istihbarat servisleri cirit atarken, Ortadoğu’daki “abilik” statüsünü misyon edinmiş olan ülkemizde istihbarat bilincinin ne yazık ki istenilen seviyede olmadığı görülmektedir. İstihbarat konusunda sadece ilgili devlet kurumlarına iş düşmemekte, yabancı istihbarat kurumlarına koz verilmemesi amacıyla vatandaşlarımıza da sorumluluk düşmektedir. Bu nedenle halkımıza istihbarat bilinci kazandırılmalı, özellikle de doğru sosyal medya kullanımı konusunda farkındalık oluşturulmalıdır. Böylece vatandaşlarımızın yabancı güçlerin ülkemiz üzerindeki planlarını fark etmeleri ve güncel meseleleri daha doğru okuyup, analiz edebilmeleri sağlanabilir. Toplumdaki doğru istihbarat bilinci ve güçlü istihbarat kurumlarıyla “gelişmiş ülke” seviyesine daha kolay ulaşılabilir.
.
Furkan BOZDAĞ
SASAM Stajyeri – Uludağ Üniversitesi Maliye Bölümü Öğrencisi
Sahipkıran AKADEMİ kategorisinde yayınlanan diğer yazılar için tıklayınız.
________________________________
Dipnotlar:
[1] Prof.Dr. Ümit Özdağ, İstihbarat Teorisi, Kripto Yayınevi,11.Baskı,Ankara,2016,s.18-22
[2] http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.579f99a8efa712.14922250
[3] http://www.mit.gov.tr/isth-olusum.html
[4] Prof.Dr. Ümit Özdağ, a.g.e. , s.47
[5] Gültekin Avcı, İstihbarat Teknikleri, Timaş Yayınları, 1.Baskı, 2004,
[6] Prof.Dr. Ümit Özdağ, a.g.e. , s.31
[7] Prof.Dr. Ümit Özdağ, a.g.e, s.61-62
[8] http://www.ulusalkanal.com.tr/savunma-ve-istihbarat-makale,3565.html
[9] Güvenlik Bilimleri Dergisi, Mayıs 2015, 4(1), 111-132
[10] Prof.Dr. Ümit Özdağ, a.g.e. , s.131-138
[11] http://www.mit.gov.tr/isth-olusum.html