Twitter Facebook Linkedin Youtube

TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA ŞEKER SEKTÖRÜ

T.C. Şeker Kurumu, 19 Nisan 2001 tarihinde yürürlüğe giren 4634 sayılı Şeker Kanunu ile kurulmuştur. Kamu tüzel kişiliğine sahip olan Kurum, Şeker Kanunu ve ilgili diğer mevzuatın uygulanmasını sağlamak, uygulamayı denetlemek ve sonuçlandırmak ve Kanunda verilen yetkiler çerçevesinde düzenlemeler yapmak üzere oluşturulmuştur. Bu kapsamda Kurul; şeker kotalarının tespiti, tahsisi, iptali ve transferleri hakkında kararlar alır ve uygular. Kota sistemine uygun hareket etmeyenler hakkında, Kanunda yer verilen yaptırımları uygulamak da Kurulun görevleri arasındadır.

Şeker Kurumunun kurulma süreci şu şekilde olmuştur: Bir Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) statüsündeki Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. bünyesinde faaliyet gösteren 25 fabrika bulunmaktadır. 2001 ekonomik krizi öncesi şeker üretiminde kota olmadığı için, bu fabrikalarda Türkiye’nin ihtiyacından çok fazla şeker, dünya şeker fiyatlarının yaklaşık 3 katı maliyetle üretilmiş ve büyük stoklar oluşmuştur. Bu stoklar zaman zaman 900 bin ve 1 milyon tonlara ulaşmıştır. Bu da, bugünkü rakamlarla (toptan) 3- (perakende) 4 milyar TL civarında bir ürün stoku + depolama maliyeti + üretim sürecindeki tüm maliyetler ve finansman (faiz) giderleri şeklinde bir maliyet oluşturmuştur.

2001 ekonomik krizi sonrası bu duruma çözüm üretmek amacı ile Kemal Derviş kanunları olarak isimlendirilen kanunlardan 4634 sayılı Şeker Kanunu ile Şeker Kurumu kurularak kotalı üretim sistemine geçiliyor. Kotalı üretim sisteminde ihtiyaç kadar üretim yapılması sağlanıyor ve stok fazlası olmadığı için ihracata, stok yetersizliği olmadığı için de ithalata gerek duyulmuyor. (Kota sistemi uygulanmadığı dönemde, çiftçilerin pancar alım taban fiyatının az bulduğu dönemlerde üretim ülke ihtiyacını karşılayamayabiliyordu)

Her fabrikanın son 3 yıllık üretiminin ortalaması alınarak fabrika bazlı kotalar belirleniyor. Nişasta bazlı şeker (NBŞ) için %10 kota belirleniyor. Bu kotayı %50 artırıp eksiltemeye, Bakanlar Kurulu yetkili.

Türkiye’de şeker pancarından şeker üretiminin maliyeti dünya fiyatlarından oldukça yüksektir. Avrupa Birliği’nde de şeker pancarından şeker üretilmekte ve orada da şeker üretim maliyetleri yüksektir. AB de kotalı sistemle ihtiyacını karşılamaya yönelik üretime müsaade etmektedir.

AB’de şeker üretim maliyeti dünya ortalamasından yüksek olmasına rağmen, AB şekeri siyaseten stratejik ürün kategorisine alarak üretime devam ediyor. AB; şekeri erişimi kolay, kalorisi yüksek ve fiyatı uygun bir ürün olarak kabul ediyor ve şekere muadil başka bir ürün olmadığını düşünüyor. Bir kıtlık veya savaş anından halkın buğday ve şeker ile beslenebileceğini düşünerek, pahalı maliyetlere rağmen şeker üretimine devam etme kararı alıyorlar. Ayrıca son dönemde Avrupa ülkeleri ölçek ekonomisine geçerek bazı fabrikalarını kapattı ve kamış fiyatlarına yakın bir maliyeti yakaladı.

Şeker Türleri:

  • Sakaroz (Kristal Şeker): Pancardan ve kamıştan üretilen sakaroz, şeker üretiminin %80’inin kapsıyor. Sakaroz tek bir kimyasal maddedir ve pancardan mı yoksa kamıştan mı üretildiği, sadece izotop analizi ile belirlenebiliyor. Sakarozun %80’i kamıştan, %20’si de pancardan üretiliyor.
  • Nişasta Bazlı Şeker – NBŞ (İzoglikoz): Mısır ve patates gibi nişasta içeren ürünlerden üretiliyor. Toplam üretimin %10’unu kapsıyor.
  • Yüksek Yoğunluklu Tatlandırıcı: Aspartan ve şeker alkolleri gibi maddelerden üretiliyor. Toplam üretimin %10’unu kapsıyor. 1’e 8000’e kadar tatlandırabilen ürünler var.

Dünya piyasa fiyatlarını belirleyen şeker türü, kamıştan üretilen sakoroz. Kamışın pancara göre belirli avantajları var. Sıcak ve yağmurlu bir iklim istiyor (Brezilya, Arjantin vb. gibi ). Bu nedenle sulama maliyeti olmuyor. Pancar üretiminde ise sulama maliyeti %20’lere ulaşıyor. Kamışın üretildiği ülkelerde işçi maliyetleri de düşük (Hindistan, Çin vb.). Ayrıca kamıştan yılın 12 ayı ürün alınabiliyor. Dolayısıyla da fabrikalar 12 ay boyunca çalışabiliyor. Pancardan şeker üretilen fabrikalar ise en fazla 90-100 gün çalışabiliyor. Türkiye’deki çoğu fabrika ise 30-40 gün çalışıyor. Bizde hiç çalışmayan fabrikalar da var. Çalışmamaları daha az maliyetli oluyor çünkü. Tüm bu nedenlerle piyasa fiyatını kamıştan üretilen şeker belirliyor.

Şeker, dünya piyasalarında 290-300 Dolar ile 700-750 dolar arasında oynak bir fiyat sergiliyor. Hareketli bir emtia. Şu an piyasa fiyatı 500 Dolar civarında. Üretim ve talep ilişkisine göre dünya şeker fiyatları oluşuyor. Dünya şeker üretimi; şu an 165-170 milyon ton arasında ancak bu sektör, her yıl %2 oranında büyüyor. Dolayısıyla 2020’de 180-185 milyon ton üretim olması hedefleniyor.

Türkiye, 3,5 ton (%6) üretim kapasitesi ile dünya pancar üretiminde 5. sırada, Avrupa’da ise 4. sırada.

3,5 milyon ton pancar şekeri ve 1,5 milyon ton NBŞ ile toplam 5 milyon ton şeker üretim kapasitemiz var. Ancak Şeker Kurumu tarafından 2,5 milyon ton kota veriliyor. İzin verilen kotanın 2,2 milyonu ihtiyaç için, 0,3 milyon tonu ise planlanan dışında gelişen hadiseler olma ihtimaline karşın ihtiyaç için veriliyor.

Türkiye’de şeker üretimi yapan biri kamu iktisadi teşebbüsü (Türk Şeker) ve altı tanesi özel şirket (kooperatif ve şahıslara ait) olmak üzere toplam 7 şirket bulunuyor. Türk Şeker’in 25 fabrikası, özel sektörün ise 8 fabrikası var.

NBŞ üretimi için 10 şirket faaliyet gösteriyor. Bunlardan 5’i kotalı, 5’i ise kotasız (ihracat amaçlı).

Türkiye’deki şeker üretiminin %72’si pancar şekeri, %21’i kotalı NBŞ, %7’si ise kotasız NBŞ. Kotalı üretimin %87,4’ü pancardan, %12,6’sı ise NBŞ’den yapılıyor.

Türkiye’de 103 bin pancar çiftçisi var ve 16 milyon ton pancar üretimi yapılıyor. (En verimli pancarın üretildiği İç Anadolu’da 7 kg pancardan 1 kg şeker üretiliyor. Adapazarı tarafında üretilen pancardan ise 12-13 kg pancardan 1 kg şeker üretilebiliyor). Pancar üretimi, sözleşmeli yapılan tarım statüsünde. Şeker Kurumu fabrikalar ile, fabrikalar da çiftçilerle sözleşme yapıyor. Şeker piyasasının ekonomik büyüklüğü 7,5 -8,5 milyar TL arasında değişiyor (toptan kg fiyatı 2,5-3 TL arasında).

Pancardan şeker üreten fabrikaların çalışma süresi (kampanya süresi) ortalama 60 gündür. 80-90 gün olursa iyi bir süre olarak kabul edilir. Bu süre en iyi 100 gün olur. Bu durum, dünyada da böyledir.

Şeker ithalatında %135 gümrük vergisi bulunmakta.

Pancar her sene üretilemiyor. Çünkü her sene ekildiğinde topraktaki mineralleri tüketerek toprağı hastalandırıyor ve öldürüyor. Bunun için münavebe bitkisi olarak kullanılıyor ve 4 senede bir ekiliyor. Pancardan sonra buğday ekilirse buğday verimi daha çok oluyor. Aynı şekilde buğdaydan sonra pancar ekildiğinde pancar verimi daha çok oluyor.

Sakaroz: 1 glikoz ve 1 friktöz’den oluşuyor. Glikoz, kan şekerini artırıyor ve böylece beyne tokluk sinyali gidiyor. Yüksek Yoğunluklu Tatlandırıcılarda (YYT) ise kalori yok ve kan şekeri yükselmiyor ama beyne tokluk hissi de gönderilmiyor.  YYT tüketenlerin bu nedenle daha çok obeziteye maruz kaldığı biliniyor.

Günümüzde turşu ve ketçap dahil neredeyse her üründe şeker bulunuyor. Aşırıya kaçmadan yeterli düzeyde şeker tüketildiği ve hareket edildiği sürece şekerin zararlı olmadığını düşünülüyor. Günümüzde sorun, hareketsiz bir yaşam sürmemizden kaynaklanıyor.

NBŞ, izoglikoz olarak da tarif ediliyor. İçecek sanayiinde kullanılan NBŞ’lerin %55’i früktoz, %42’si glikoz ve %3’ü diğer mineraller. Şekerli mamullerde kullanılan NBŞ’lerin ise %42’si früktoz, %50’si glikoz. NBŞ’de früktoz ve glikoz ayrı ayrı vücutta sindiriliyor. Saf früktozun günlük ihtiyacın üzerinde çok çok alınması durumunda hayvanlarda zarar verdiği, yapılan deneylerde tespit edilmiş.

Şeker tüketiminde tercihimiz önce sakaroz, sonra NBŞ olmalı.

(Not: Yukarıda yer verilen bilgiler, çeşitli kaynaklardan derleme bilgilerdir.)

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: