Twitter Facebook Linkedin Youtube

“DOWN SENDROMLU BİR GENCİN HAYATA TUTUNUŞU” KONULU SÖYLEŞİMİZ GERÇEKLEŞTİ

Merkezimizce düzenlenen okuyucularımıza açık etkinliklerin 40.sı, Down Sendromu Derneği Ankara Şubesi Başkanı Ali ULUSOY ve Down Sendromlu oğlu Ozan ULUSOY’un sunumlarıyla, “Down Sendromu ve Down Sendromlu Bir Gencin Hayata Tutunuşu” konulu bir söyleşi şeklinde gerçekleşti.

Sayın ULUSOY ailesine bilgilendirici sunumları için teşekkür ediyor, söyleşiden notları okuyucularımızın istifadesi için aşağıda sunuyoruz.

SÖYLEŞİDEN NOTLAR:

Down Sendromlu olan Ozan ULUSOY, 1988 Kahraman Maraş Elbistan doğumludur. Eryaman Cumhuriyet İlköğretim Okulunu bitirdikten sonra 4. Akşam Sanat Merkezinde Matbaa Genel Bölümünden çıraklık belgesi almış daha sonra da Kalfalık Sınavına girerek Kalfalık Belgesi almıştır. Çankaya Belediyesi Çengel Kafe’de garson olarak çalışmış ve sosyal aktivitelere katılmıştır. AŞKIN ŞARKISI isimli yayınlanmış bir şiir kitabı vardır. BİMEKS Elektronik A-City Mağazasında on ay satış destek elemanı olarak çalışmıştır.

Ailesi, Ozan’ın severek yaptığı grafik tasarım işinde başarılı ve mutlu olacağı, kendi işini kurmakla hem kendisi özgüven kazanacağı, hem de Down Sendromlu diğer engelliler için örnek oluşturacağı düşüncesiyle İŞKUR Genel Müdürlüğü’ne proje sunmuşlardır. Kabul edilen proje ile Ozan için DOWN REKLAM AJANSI kurulmuştur. Ozan, Down Sendromlu ilk girişimci olmanın onurunu yaşamaktadır. Bu girişimi nedeniyle Ozan, ODTÜ Genç Girişimciler Topluluğu tarafından Yılın Girişimcisi seçilmiştir.

Çocuklarının otizmli veya down sendromlu olduğunu ilk duyduklarında bir anne-baba, bilmedikleri bir şeyler olduğunu hissediyor, şokları ve korkuları oluyor.

Herkes çocuğunu koleje göndermeye çalışırken bu aileler, çocuklarının gelebilecekleri en iyi yere/son noktaya gelebilmesini istiyorlar.

Engelli çocukların en çok ihtiyaç duydukları şey, bağımsız yaşam becerileridir. Anne babalar, kendilerinden sonra çocuklarının ne olacağı konusunda endişe etmemelidirler. Engelli bireylerde herkes gibi duygulara sahiptirler ve toplumun tüm aşamalarına katılmak isterler. Bunu sağlayabilmek için sivil toplum kuruluşlarının güçlendirilmesi gerekmektedir.

Biz engelli çocuk babaları, okul toplantılarında arka sıralarda oturmayı çok severiz!

Türkiye’de 500 bin civarında Down Sendromlu olduğu söylenmektedir ama kesin bir istatistik, ne Sağlık Bakanlığında ne de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında yoktur.

Okul öncesi eğitim ve öğretmenleri ile arkadaşlarının ilgi ve alakaları olmasaydı, Ozan bugün burada olamazdı.
Engelli çocuklar için en önemli husus, ailelerin eğitilmesi ve hayatın her aşamasının ve her yerin bir okul haline getirilebilmesidir.
Engelli Girişimciliğini teşvik etmek üzere, engelli çalıştırmayan işletmelerden kesilen tutarlardan oluşturulan bir fon bulunmaktadır. Ozan bu fondan destek alarak kendi işletmesini kurdu ancak Ozan’ın imza ehliyeti olmadığı için (vasisi olduğu halde) fondan yararlanmamız oldukça zor oldu. Bu gibi durumlarda zihinsel engelliler için vasileriyle birlikte aile işletmesi kurulması yolu açık olmalıdır.

Engelli çocukları olan ailelerin rol modellere ihtiyacı vardır.

Engelli çocuklar ve aileleri, benzer durumda olan bireylerle bir arada olmalı, yalnız olmadığını hissetmeliler. Engelli ailelerin dayanışmaya ihtiyacı vardır. Bunu temin edebilmek için sivil toplumun gelişmesi teşvik edilmeli ve toplumsal duyarlılık sağlanmalı. Toplumsal duyarlılık için engelli dernekleri ile diğer sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışmaları teşvik edilmeli.

Bugün için engelli örgütlenmesi çoktur ama işlevsel değillerdir. Bu örgütlenmeler tören örgütlenmesi şeklinde, yani özel günlerde etkinlik yapmaya yöneliktir ve zaman zaman engelliliğin ve engellilerin sömürülmesi durumlarıyla karşılaşılabilmektedir. Bu örgütlerin işlevsel hale gelmeleri için dünya genelindeki iyi uyguma örnekleri ülkemize kazandırılabilir. Ayrıca engelli ailelerin başvurabilecekleri yayınlara ihtiyaç vardır. Şu anda bu hususlarda yeterli yayın bulunmamaktadır.

Ayrıca kamu ve sivil toplum işbirliği yeterli düzeyde değildir. Bugün itibariyle kurumlar arası iletişimsizlik yaşanmaktadır. engellilerle ilgili yapılabilecek iyileştirmeler ve projeler, kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği ve koordinesi ile yürütülmelidir.

Kamu personeli, engelliler konusunda bilinçlendirilmelidir.

Okullarımızda görev yapan öğretmenler, engelli çocuklarla ilgilenebilmelerine yönelik özel bir eğitim almamaktadır. Öğretmenler engelli çocuklara özel zaman da ayıramamaktadırlar. Bu gibi durumlarda öğretmeni, aileyi ve engelli öğrenciyi desteklemek üzere gölge/yardımcı öğretmen (teacher assisstant) uygulamasına geçilebilir.

Engellilerin siyasi katılımları teşvik edilmeli ve artırılmalıdır. Siyasi katılım sadece Mecliste olmamalı, hayatın her aşamasında farklı platformlarda kendilerini ifade edebilmelerinin önü açılmalıdır.

Bütün downlı aileler, bir daha seçim hakları olsa yine kendi downlı çocuklarını seçerler.

SÖYLEŞİDEN KARELER:

IMG_2013

IMG_2014

IMG_2019

IMG_2028

IMG_2034

IMG_2037

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: