Twitter Facebook Linkedin Youtube

“SURİYE İÇ SAVAŞINDA SON DURUM VE TÜRKMENLER” KONULU SÖYLEŞİMİZ GERÇEKLEŞTİ

Merkezimizce düzenlenen okuyucularımıza açık etkinliklerin 37.si, Suriye Türkmen Milli Hareket Partisi Başkan Yardımcısı Tarık Sulo Cevizci’nin katılımıyla, “Suriye İç Savaşında Son Durum ve Türkmenler” konulu bir söyleşi şeklinde gerçekleşti.

Sayın CEVİZCİ’ye bilgilendirici sunumu için teşekkür ediyor, söyleşiden notları okuyucularımızın istifadesi için aşağıda sunuyoruz.

SÖYLEŞİDEN NOTLAR:

Suriye’nin nüfusu savaş öncesi 23 milyon idi. Nüfusun dini inançlara göre dağılımı: Müslümanlık % 92,9, Hristiyanlık % 7, Yahudilik (Sayılı Aile), Ezidilik (Sayılı Aile).

Nüfusun Etnik Dağılımı: Arap % 73, Türkmen % 13,5, Kürt % 10,0, Diğerleri % 3,5 (Çerkez, Çeçen, Arnavut, Ermeni, Asur ve Süryani).

suriye_geneli_etnik_mezhepsel_dagilim_haritasi

Müslüman nüfusun %7,5’u (2 milyondan azı) Nusayridir. Nusayrilik, Şiilik üst şemsiyesi altında yer almakla birlikte, Şiilikten ve Alevilikten farklıdır. Nusayriler çok seküler, Şiiler ise çok tutucudur. Suriye’yi yöneten azınlık grup Nusayrilerdir.

Kürt nüfus, 1.200.000 ila 1.500.000 arasındadır ve üç bölgede (ilçede) yoğun olarak yaşamaktadırlar. Bu ilçeler, Nusaybin’in karşısına düşen Kamışlı, Mürşitpınar’ın karşısına düşen Arappınarı (Kobani) ve Islahiye’nin karşısına düşen Afrin’dir. Bu üç bölgede Kürt nüfus yoğun olmakla birlikte, toplam nüfusun %50’sini geçmemektedir.

Dürziler, kendilerini Müslüman olarak gören ve nüfusu 200 bin civarında olan gruptur. Suriye iç savaşında tarafsız kalmışlardır.

Hristiyanlar, daha çok şehir merkezlerinde yaşamaktadırlar ve sürekli göç vermektedirler. Ama Suriye’nin geleceğinde her zaman söz hakkı olan gruplardandır.

Türkmen nüfusunun 3,5 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bunların 1.5 milyonu Türkçe konuşmakta, 1 milyonu Türkçe konuşamadığı halde Türk olduklarının bilincinde, diğer 1 milyonu ise Türkçeyi ve Türklük bilincini unutmuş bulunmaktadır.

Halep Türkmenleri, Antep ağzını; Bayırbucak Türkmenleri ise Hatay ağzını kullanmaktadır.

Suriye'de_Turkmenlerin_Yogun_Olarak_Yasadiklari_Yerler

Türkmenlerin en büyük sorunu, bölgeselciliktir. Dağınık bir şekilde yerleşmiş bulunan Türkmenler arasında iletişim bulunmamaktadır. Halep, Hama- Humus ve Lazkiye’de Türkmen bölgeleri bulunmaktadır.

Halep’te 1,5 milyon Türkmen ve 280 civarında Türkmen yerleşim yeri bulunmaktadır.

Rakka’nın ilçesi Tel Abyad’da da Türkmen nüfusu yoğundur. Bu bölge şu an PYD’nin elindedir.

Bayırbucak’da 150-170 bin arası Türkmen nüfusu yaşamaktaydı. Bugün bu nüfus, 50 bine düşmüştür. Şu an bu bölgede Türkmenlerin elinde bulunan 3-4 yerleşim yeri bulunmaktadır.

Hama’da 400 bin civarında Türkmen nüfus bulunmaktadır. 52-80 arası yerleşim yeri bulunmaktadır. Ama şu an 5-6 özgür yerleşim yeri kalmıştır. 50 bine yakın Türkmen, açlık tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bölgenin %95’i Esad’ın elinde bulunmaktadır.

Golan Tepelerinde de Türk nüfus bulunmaktaydı. Bu nüfus, 1967’de İsrail’in Golan Tepelerini işgali sonrası Şam’a göç etti ve burada asimile oldu.

Bugün Suriye’de ne siyasal, ne sosyal ve ne de askeri olarak bir Türkmen varlığından söz edemeyiz maalesef.

1963’te darbe yapan BAAS Partisi; bir azınlıklar komisyonu idi. Dürziler, Mürşidiler, Nusayriler, Hristiyan Araplar ve Arapçılık yapan diğer gruplardan oluşan bir parti idi. 1966’da Nusayriler, Partideki diğer grupları tasfiye ettiler. 1970’de Nusayriler içinde etkili olan Esad ailesi, diğer etkili aile Cedid ailesini tasfiye etti. Hafız ve Rıfat Esad kardeşler, ipleri ellerine aldılar. 1984’te Rıfat Esad, Hafız Esad’ı tasfiye etmeye çalıştı ama başarılı olamadı. Suriye’yi terk etti. Rıfat Esad, tam bir Nusayri mezhepçisi idi. Halkı Nusayrileştirmeye çalışıyordu. Hafız Esad ise daha ılımlı idi. İktidarda kalmak koşuluyla halkın dini olarak serbest kalmasından yanaydı.

Hafız Esad’ın varis olarak yetiştirdiği büyük oğlu Basil, 1994’te amcası Rıfat’ın tertiplediği bir suikast sonucu öldürüldü. Göz doktoru olan ve 1992’de İngiltere’ye eğitim için giden Beşar Esad, abisinin ölümü üzerine apar topar ülkeye geri dönüp babasından sonra iktidarı devralması için yetiştirildi. 2000 yılında Hafız Esad’ın kan kanserinden ölümünden sonra da iktidara geçti.

Suriye’de ordu, istihbarat ve ekonomi yönetimi, Esad ailesinin elindedir. Ordu ve istihbaratın %90’ı Nusayrilerden, %10’u ise Nusayrilerden daha kralcı kesilen diğer kesimlerden oluşur.

suriye'de_iktidar_piramidi

Baas Partisi’nin etkili bir konumu yoktur. Parti, sadece verilen emirlerin yerine getirildiği bir konumdadır. Bu nedenle de Nusayrilerin ağırlığı yoktur. Partinin %70’ini Sünniler oluşturur. Bu şekilde Sünnilerin gazı alınmaktadır.

Suriye halkı, iktidarın gözünde bir çiftliğin mevcudiyetini devam ettiren hayvanlar gibi görülmektedir.

ÖSO şemsiyesi altında bine yakın irili ufaklı grup bulunmaktadır. ÖSO’nun bir hiyerarşisi ve komuta kademesi yoktur. ÖSO, sadece amaç birlikteliği olan bunun dışında ortak noktaları olmayan gruplardan oluşturulmaya çalışan zoraki bir yapı idi ama tutmadı.

Suriye’deki İranlı milislerin, Afganistan’dan İran’a göçen Şii Hazaralar oldukları tespit edilmiştir. Bunlar, para ve İran’da ikamet vaatleriyle Suriye’ye gönderilmekteler. Türkmenler, Hazaraları Türk olarak kabul etmiyor.

Suriye’de YPG dışında dünyevi amaçlarla savaşan kimse kalmadı. YPG dışındaki tüm muhalif gruplar, uhrevi gayelerle savaşıyor. Demokrasi, insan hakları, dili ve kültürü için savaşan kimse kalmadı. Dünyevi beklentileri olanlar, Avrupa’ya göç etmeyi yeğliyor. Bu nedenle ÖSO altındaki tüm gruplar, zamanla radikalleşmeye başladılar.

PYD, 2003’te Suriye Kürtlerini kontrol etmek için Suriye Rejimi tarafından oluşturulan bir yapıdır. 2011’e kadar adı bile duyulmazdı. Ama Suriye iç savaşının başlamasıyla birlikte Kürt bölgelerinin PYD’ye devredilmesiyle (2011) etkili olmaya başladı.

Suriye’de Türkiye hariç tüm aktörler, PYD’yi müttefik olarak görmekteler.

ÖSO’ya giden silah desteğini ABD, para desteğini ise Arabistan sağlıyor. Türkiye sadece lojistik sağlıyor.

Suriye’deki yerel güçlerin savaşı yürütmek veya durdurmak gibi bir güçleri yok. Bu savaş, Suriyelilerin meselesi olmaktan çıkmış durumda. Uluslararası güçlerin ise Suriye’deki savaşı bitirmek gibi bir kaygıları yok. Savaşın uzaması, herkesin işine geliyor. Savaş uzadıkça İran, Rusya’ya yaklaşıyor. Suriye’de ve ilgili ülkelerde savaş ekonomisi/ticareti oluşmuş durumda. Bu savaştan nemalananlar var. Bölge halkları olarak biz, bu savaşın tek kaybedeniyiz. Kazananı ise Batı. Biz kendi cehennemimize odun taşır konumdayız maalesef.

Suriye’de Kürtler, bastırılması gerekenler (Türkiye’den göç edenler) ve yükseltilmesi gerekenler (PYD) olarak iki kategoride görülüyordu. Türkmenler ise Türkiye’nin uzantısı olarak görüldükleri ve de Sünni oldukları için tamamen bastırılması ve yok edilmesi gerekenler olarak görülüyordu. Türkmenlerin Türkiye’den beklentileri, geçmişte hiç gerçekleşmedi.

Büyüklerimizden duyduğumuza göre; Hatay’ın doğal sınırları, bugün Türkmen Dağını da içerecek şekilde Lazkiye’ye 10 km mesafeye kadar uzanmaktaymış. Bu bölge, Hatay henüz Türkiye ile birleşmemiş iken Hatay Sancağına bağlı imiş. 1932’de Lazkiye Sancağına bağlanmış.

Cenevre Görüşmelerinde Kürtlerin yeri garanti. Tartışma konusu olan, PYD’nin katılıp katılmayacağı idi. Türkmenlerin talepleri ise maalesef masaya getirilmedi. Türkmenler, sosyal ve kültürel haklarını ve demokrasi talep ediyorlar. Yoksa Suriye’nin üniter yapısı ile ilgili bir sorunları yok ve Suriye’nin etnik ve mezhepsel olarak bölünmesini istemiyorlar.

HARİTALAR

Suriye'de_Son_Durum_Subat_2016

Suriye’de Güncel Durum (Şubat 2016)

Suriyede_Kurtlerin_Yogun_Olarak_Yasadigi_Yerler

Suriyede_Nusayrilerin_Yogun_Yasadiklari_Yerler

Suriye'de Hristiyanlarin_Yogun_Olarak_Yasadigi_Yerler

Suriye'de_Caferilerin_Yogun_Olarak_Yasadigi_Yerler

Suriye'de_Durzilerin_Yogun_Olarak_Yasadigi_Yerler

Suriye'de_ismaililierin_Yogun_Olarak_Yasadigi_Yerler

Suriye_Kurtlerinin_istedikleri_harita

PYD’nin Ele Geçirmeye Çalıştığı Bölgeler

nusayri_devleti_haritasi

Suriye_Kurt_Nusayrilerin_Ele_Gecirmeye_Calistiklari_Bolgeler_HaritasiSuriye'nin_Muhtemel_Gelecegi

SÖYLEŞİDEN KARELER:

20160202_185959 20160202_19225520160202_190118 20160202_190042 20160202_190107

20160202_190031

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorumlar (1)

  1. […] “SURİYE İÇ SAVAŞINDA SON DURUM VE TÜRKMENLER” KONULU SÖYLEŞİ NOTLARI […]

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: