Twitter Facebook Linkedin Youtube

GERGİN TÜRK-RUS İLİŞKİLERİ VE DENİZLER ARASI İTTİFAKI

Şahin KESKİN

Şahin KESKİN

Gergin Türk-Rus ilişkileri, yeni alternatiflerin yolunu açan bir gelişme oldu. Türkiye’nin Katar ile doğalgaz anlaşması ve Azerbaycan ile başta TANAP konusunda olmak üzere diğer konulardaki yakınlaşmalar, bu gelişmelere örnek olarak verilebilir. Ankara, Moskova’nın sürdürdüğü saldırgan açıklamalardan kaçınarak, diplomasi kanalını açık tutmuş vaziyette. Ancak NATO’nun ve ABD’nin Türk tezlerini destekleyen açıklamaları, güvenlik bağlamında da yeni alternatifleri gündeme getirebilir. Örneğin bir alternatif, Denizler Arası (Intermarium) İttifakı (Konfederasyonu) olabilir. Denizler Arası ittifakı, Birinci Dünya Harbi sonrası Polonyalı Lider Jozef Pilsudski tarafından gündeme getirilen bir plandı. Bu plan, Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerinin Polonya liderliğinde bir konfederasyon altında bir araya gelmelerini içeriyordu. Bu hırslı plan; Baltık Denizi, Adriyatik Denizi ve Karadeniz arasındaki bölgede yer alan ülkelerin bir araya gelerek Polonya-Litvanya Birliği’nin devamı niteliğinde bir süper güç oluşturmalarını ve Almanya veya Rusya’nın etkisinden çıkmalarını amaçlamaktaydı.[1] Baltık Devletleri, Finlandiya, Belarus, Ukrayna, Macaristan, Yugoslavya ve Çekoslovakya’nın bu federasyona katılmaları öngörülüyordu.[2]

denizler arasi ittifaki

Bu planın tarihsel arka planı, 1385’te gerçekleşen Polonya-Litvanya Birliğine dayanmaktadır.[3] Her ne kadar Denizler Arası İttifakı planı, I. Dünya Savaşı sonrasında başarısız olsa da, günümüzde tekrar gündeme gelmiştir. AB’nin genişlemesi ile birlikte eski Sovyet ülkelerinin saf değiştirmesi, tekrar güçlenen Rusya tarafından hoş karşılanmayan bir gelişmedir. Rusya, bu genişlemeye yönelik üye ülkeleri kendi etki alanına dâhil edebilmek için (Rusça konuşan toplulukların haklarının korunması, doğalgaz politikası vb.) çeşitli politik kartlar kullanmaktadır. Bu politikalardan etkilenen ülkeler ise önceden tedbirlerini almak istiyor.

Bu doğrultuda 15 Şubat 1991’de Çekoslovakya, Polonya ve Macaristan’ın bir araya gelmesi ve 1993’te Slovakya’nın katılımıyla oluşturulan Visegrad Grubu ülkelerinin 12 Mayıs 2011 tarihinde Polonya’nın öncülüğünde ilan ettiği Orta Avrupa Muharebe Grubu, oldukça anlamlı ve önemli bir gelişmedir[4]. NATO’dan bağımsız oluşturulan bu Muharebe Grubu, Merkez Avrupa ülkelerinin, NATO’nun 5. maddesi dışında kendi güvenlik sistemlerini oluşturma gayretlerinin dışavurumudur.

Esasında Polonya öncülüğünde başlayan bu girişim, Ukrayna krizi ve Kırım’ın ilhakı ile birlikte bir gereklilik haline geldi. Öyle ki 6 Ağustos 2015 tarihinde Polonya Başkanı Duda’nın Merkez ve Doğu Avrupa’da bölgesel müttefiklik ilanı, bu Denizler Arası modeline dayanan bir konsepttir.[5] Polonya, tıpkı Rusya gibi Slav halkları ile ilgili öncü ülke iddiasına sahiptir.[6] Bu anlamda Polonya, Ukrayna krizini kendine yönelik bir tehdit olarak okumuştur. Özellikle Ukrayna’nın batı şehirleri, tarihsel ve ekonomik olarak Polonya’ya yakındır. Bu yakınlık, hiç şüphesiz diplomasi ve siyaseti de ilgilendiriyor. Polonya, Ukrayna’nın NATO’ya dâhil olmasını destekliyor ancak NATO içerisinde yer alan Fransa ve Almanya gibi ülkeler, bu girişime karşı çıkıyorlar.[7] Hal böyle olunca NATO’nun meşhur 5. maddesi, Ukrayna için bir hayalden öteye gidemeyecektir.

NATO’nun Ukrayna meselesinde eli kolu bağlı olmasına rağmen, ABD’nin Denizler Arası İttifakı ile ilgili desteği bulunuyor.[8] Çünkü Baltık Denizi, Adriyatik ve Karadeniz arasında kalan ülkeler, hem Avrupa’nın geleceğini hem de Trans-Atlantik’i ilgilendiriyor. ABD’nin ve NATO’nun yakın olduğu ülkeleri örgüte dâhil etmeden yeni alternatifler ile destekleyebileceği düşünülebilir. Rusya’nın Kırım ilhakında olduğu gibi revizyonist açılımlarını yavaşlatacak ya da durdurabilecek bir blok, Denizler Arası İttifakı ile kurulabilir. Her ne kadar Türkiye’nin bu ittifakla ilgili gelişmelerde adı geçmiyorsa da, mevcut uçak krizi ile gerginleşen Türk-Rus ilişkileri ekseninde bu girişim gündeme gelebilir. Ukrayna ihracatçılarının Rusya’nın Türk ürünlerine yönelik yaptırımlarına karşılık rol üstlenebileceklerini ifade etmeleri, Ukrayna cephesinin Türkiye’ye yönelik bir sempatisinin olduğunun bir işaretidir.[9] Türkiye’nin Ukrayna ile yakınlaşması, Türkiye-Polonya ve Türkiye-Litvanya yakınlaşmasını da beraberinde getirecektir.

Bu girişim kapsamında Baltık Devletleri, Romanya, Bulgaristan, Gürcistan, Moldova ve Türkiye, olası Rus etki alanına karşılık ortak bir güvenlik oluşumu içine girebilirler.[10] Aynı zamanda yükselen Polonya ve Türkiye gibi Avrupa güçleri, küresel güç olma yolunda önemli adımlar atabilir. Bu ortaklık aynı zamanda Türkiye’nin AB üyeliği konusunda mevcut ülkelerin samimi ve güçlü desteğini de kazandırabilir. Putin Rusya’sının uçak krizi sonrası Türkiye’ye yönelik hamleleri anlaşılır değildir. Rusya’nın uçak konusunda bu kadar hassas olması pek inandırıcı gözükmemektedir. Basit yaptırım kararları ile ülkeleri yıpratma yoluna giden Moskova, uluslararası arenada tehlikeli bir aktör olduğunu herkese göstermektedir. Denizler Arası İttifak girişimi belki iddialı ve Kremlin karşıtı bir adım olabilir ancak Rusya’nın son zamanlarda Ankara’ya yönelik açıklamaları ve politikaları, bir anlamda Soğuk Barış’ın bir işareti olmuştur. Son söz olarak Türkiye’nin pragmatik ve realist adımlar atmaya devam etmesi; Türkiye’nin bağımlı bir ülke olmadığı fikrini destekleyecektir.

.

Şahin KESKİN

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

_________________________________________________________________

[1] Т. Urbanskaya, К. Honcharov, Intermarium Alliance – Will the idea become reality?, http://www.unian.info/politics/1110820-intermarium-alliance-will-the-idea-become-reality.html, E.T. 5.12.2015

[2] Robert D. Kaplan, Pilsudski’s Europe, Stratfor, https://www.stratfor.com/weekly/pilsudskis-europe, E.T. 5.12.2015

[3] A.g.e.

[4] George Friedman, Visegrad: A New European Military Force, Stratfor, https://www.stratfor.com/weekly/20110516-visegrad-new-european-military-force, E.T. 5.12.2015

[5] New Poland President Andrzej Duda sworn in, BBC News, 6.08.2015, http://www.bbc.com/news/world-europe-33810116, E.T. 5.12.2015

[6] Orhan Gafarlı, AB ile Rusya Arasında Ukrayna, BİLGESAM, http://www.bilgesam.org/incele/76/-ab-ile-rusya-arasinda-ukrayna/#.VmL6eHbhDIV, E.T. 5.12.2015

[7] France, Germany Against Ukraine, Georgia, Moldova Joining NATO – French MP, SputnikNews, 12.05.2015, http://sputniknews.com/politics/20150512/1022041017.html, E.T. 5.12.2015

[8] Washington Returns to a Cold War Strategy, Stratfor, 27.01.2015, https://www.stratfor.com/geopolitical-diary/washington-returns-cold-war-strategy, E.T. 5.12.2015.

[9] Ukraine offers to increase food exports to Turkey, Ukraine Today, 1.12.2015, http://uatoday.tv/news/daily-sabah-ukraine-offers-to-increase-food-exports-to-turkey-545259.html, 5.12.2015.

[10] Andreas Umland, Could Poland, Ukraine & Turkey create an anti-Kremlin “Intermarium” alliance?, https://www.linkedin.com/pulse/could-poland-ukraine-turkey-create-anti-kremlin-alliance-umland?published=t, E.T. 5.12.2015.

Şahin Keskin Hakkında

Şahin KESKİN: (Niğde) Niğde doğumludur. Atatürk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü (2013) mezunudur. Yüksek lisans eğitimini, Dokuz Eylül Üniversitesi Avrupa Birliği Anabilim Dalı’nda Avrupa Birliği programında "Ukrayna'daki Kriz ve AB-Rusya İlişkileri" başlıklı tez ile tamamladı (2015). Aktif katılım göstermiş olduğu birçok kongre, konferans ve sempozyumda tebliğler sunmuş; çeşitli akademik ve yerel gazetelerde yazıları yayınlanmıştır. İlgi alanları arasında; başta Avrupa Birliği olmak üzere, Ukrayna ve Rus Dış Politikası bulunmaktadır.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: