SASAM Başkan Yardımcısı Cesurhan TAŞ, Polonya’nın Wyborcza Gazetesine düşürülen Rus uçağından sonra Türkiye ile Rusya arasında yükselen tansiyonu değerlendirdi. Mülakata http://wyborcza.pl/1,75477,19247040,turecka-prawica-narodowa-i-religijna-chce-walczyc-z-rosjanami.html linkinden ulaşılabilmekte, tercümesi ise aşağıda yer almaktadır.
____
TÜRK MİLLİYETÇİLERİ VE MUHAFAZAKÂRLAR RUSLARLA SAVAŞMAK İSTİYOR
İstanbul’da Büyük Birlik Partisi, “Suriye’de Türkmenlerin safından kim savaşmak ister?” sorusunu soruyor. İstekliler yok değil.
Türkiye tarafından SU-24 uçağının vurulmasının ertesi günü Ankara yumuşatıcı bir ton kullanmaya çalıştı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rusya’nın dost, komşu ve önemli bir ortak olduğunu açıkladı. Ancak Davutoğlu, Suriye’deki Türkmenlere yönelik hava saldırılarının durdurulmasını da istedi.
Türkler hem kardeşlerini korumak istiyor aynı zamanda yeni bir göçmen dalgasından endişe ediyor. Dün akşam bana mülakat veren Gaziantep Belediyesinden Ertan Koska, “Sadece -Suriye ile sınırdaş- Gaziantep’te bunlardan (göçmenlerden) 500 bin var.” dedi.
Davutoğlu ile benzer tonda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da konuştu. Ancak Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin kendi hava sahasının ihlal edilmesini tolere etmeyeceğini söyledi.
Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi Düşünce kuruluşunun (SASAM) Başkan Yardımcısı Cesurhan Taş ile Mülakat
MACİEJ CZARNECKİ: SU-24 uçağının vurulmasının, Türk-Rus ilişkilerine yansıması nasıl olacaktır?
TAŞ: Rusya, Suriye sahillerine savaş gemisi gönderdi. Rusya Dışişleri bakanı Sergey Lavrov, Çarşamba günü Ankara’ya planlanan ziyaretini iptal etti ve Rus turistlere Türkiye’ye gitmeme çağrısında bulundu. Bu, turizmin baltalamasına neden olacak.
CZARNECKİ: Tam da bu noktada ekonomik sonuçları daha mı önemli olacak?
TAŞ: Türkiye, Rus doğal gazının ikinci en büyük alıcısı. Rusya’dan alınan gaz, ihtiyacımızın yüzde 50’den fazlasını karşılıyor. Diğer yüzde 25’ini de Beşar Esad’ı destekleyen İran’dan temin ediyoruz. Maddi kayıp yaşayacağından Moskova’nın vanaları kapatacağını sanmıyorum. Ama Türk Akımı projesi tehlike altında. Ruslar, verilen gaz kapasitesinin düşürülmesinden bahsetti. Henüz Rus firmasının Türkiye’de kuracağı nükleer santral hakkında bir gelişme yok.
CZARNECKİ: Suriye sınırında yeni olaylar yaşanır mı?
TAŞ: Rusya’nın, Kırım’da olduğu gibi “aidiyeti belli olmayan silahlı kişileri” Suriye’ye göndermesi oldukça muhtemel. Aynı zamanda PKK’lı Kürtleri de desteklemeye başlayabilir (Ankara, ülkenin bütünlüğü endişesiyle bu örgütü terör örgütü olarak kabul ediyor).
Yine Türkiye, Dağıstan’da, Tataristan’da ve Karaçay Çerkezyası’nda aynı zamanda Rusya ile bağı olan Kazakistan, Azerbaycan ve Türkmenistan gibi bağımsız ülkelerdeki Türkler için endişe duyacaktır.
Rusya, Suriye’ye girdikten sonra başlıca hedeflerinden biri IŞİD olabilir. Çünkü Özbek ve Çeçenler gibi kendi federasyonuna bağlı vatandaşları Rusya’yı tehdit ediyor.
Uçağın vurulması, hâlâ Türkiye’nin belli bir ağırlığının olduğu Bulgaristan, Romanya, Makedonya ve Bosna’nın bulunduğu Balkanlardan Çin’in doğu sınırlarına kadar Moskova ile Ankara’nın yeni bir rekabet ortamına giriş safhası olabilir. Elbette Rusya, özellikle Türkiye başta olmak üzere bütün NATO’ya karşı bir güç gösterisinde bulunmak isteyecektir.
CZARNIEWSKI: Suriye oyunun bir parçası…
TAŞ: Rusya, mutlaka Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde bir tampon bölge oluşturulması politikasının önüne geçmek isteyecektir. Bu fikir, Türkiye’nin öncelikli teklifidir. Aynı zamanda muhtemelen Türkmen Dağlarındaki Türkmenlere yönelik pek çok saldırı olacaktır. Bu durum, Türkiye’ye yönelik göçmen dalgasını destekleyecektir ki sonra Avrupa bundan etkilenecektir…
Suriye’de savaştan önce 3,5 milyon Türkmen yaşıyordu. Onlar (Türkmenler), Hatay ve Gaziantep illerinin uç sınırındaki birçok köy ve ilçede yaşıyorlar. Bu insanlar düzenli olarak Suriye tarafındaki akrabalarını ziyaret etmek üzere sınırı geçiyorlardı. Güçlü tarihi, etnik ve kültürel bağları var. Bu yüzden Suriye Türkmenleri, Özgür Suriye Ordusuna bağlı bir birlik oluşturdu. Rusya ise bu insanları bombalamaya başladı ve Türkiye’de de sular kaynamaya başladı.
CZARNIEWSKI: bu ne anlama geliyor?
TAŞ: Milliyetçi ve muhafazakar gruplardan birçok insan, şimdi Suriye’ye gidip onların yanında savaşmak istiyor. Bu hafta başında İstanbul’da BBP, gençleri bir araya topladı. Miting organizatörleri, “Suriye’de Türkmenlerin safında kim savaşmak ister?” sorusuyla gönüllüler aradı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Kırım’dan Somali’ye kadar hüküm sürdüğünü hatırlayalım. Hatta Osmanlı’nın yıkılmasından sonra söz konusu bölgelerdeki ülkelerde –örneğin: Irak, Suriye, Libya, Yemen, Mısır- birçok Türk kaldı. Türkiye, bunları kendi etki sahası olarak kabul ediyor. Bizim tarihimiz, Kafkasya’da, Balkanlar’da, Ortadoğu’da Ruslarla yapılan savaşlarla dolu. Ankara, hava sahasının ihlal edilmesinin cezasız kalmayacağını göstermesi gerekiyordu.
CZARNIEWSKI: Ankara, Suriye’de barışın sağlanması adına Esad’ın iktidarda kalmasına razı gelmeyecek mi, bu söylemlerin değişimine yönelik ihtimal var mı?
TAŞ: Türkiye elbette onu istemiyor (Esad’ı). Ama Suriye’nin kuzeyinde bir tampon bölge oluşturmak öncelik. Bu, müzakere sahası olabilir, yani “Böyle bir bölgenin meydana getirilmesini kabul ederseniz, bizde yeni yönetimde Esad’ın olmasına gözlerimizi kapatabiliriz.”