Merkezimizce düzenlenen okuyucularımıza açık etkinliklerin 32.si, Doç. Dr. Şeref İBA’nın katılımıyla “Yeni Yasama Dönemi ve Yeni Anayasa Arayışları” konulu bir söyleşi şeklinde gerçekleşti.
Sayın İBA’ya sunumu için çok teşekkür ediyor, söyleşiden bazı notları okuyucularımızın istifadesi için aşağıda sunuyoruz.
SÖYLEŞİDEN NOTLAR
1982 Anayasası, siyaset kurumuna çok güvenmeyen, otorite yanlısı, hak ve özgürlükler anlamında sınıfta kalmış, şüpheci bakış açısıyla yapılmış düzenlemelerin yer aldığı vesayetçi bir anayasadır. 82 Anayasasının yaklaşık 100 maddesi değiştirilmiş ve iç uyumu bozulmuştur ama yine de vesayetçi anlayışı devam etmektedir.
24. Yasama Döneminde anayasa değişikliği için çok uygun bir psikolojik ortam oluşmuştu. Siyasi partilerin 12 Haziran 2011 milletvekili genel seçimleri sürecinde yeni sivil bir anayasa vaat etmeleri nedeniyle, yeni bir anayasa yapım misyonu üstlenilmişti ve meşruiyet sorunu yoktu.
Eski TBMM Başkanı Köksal TOPTAN, anayasanın içeriğini değiştiremesek, sadece kabını değiştirip 2012 model yeni bir anayasa diyebilsek bile bunun toplum için büyük bir moral ve motivasyon olacağını söylemişti ki, haklıydı.
Anayasalar, siyaset belgeleridir, çok hukuk değildir. Bu nedenle mistik yönleri ve meşruiyetleri, dolayısıyla nasıl yapıldıkları önemlidir.
Süreç (meşruiyet) anayasacılığı açısından bakıldığında, 82 Anayasasının hiç tutulacak tarafı yoktur. Algı olarak meşruiyeti yerlerde gezmektedir.
Anayasa yapım yöntemi olarak üç model bulunmaktadır; Sözleşmeci Model, Organik Model ve Karma Model.
Sözleşmeci Model; Katkı sunmak isteyen herkesin, bireysel veya kurumsal olarak anayasa yapım sürecine katıldığı ve oluşturulan anayasa havuzuna katkılarını sunabildiği modeldir.
Organik Model; Bazı organların anayasa yapmakla görevlendirildiği modeldir. Bu organlar, genellikle parlamentolar olmaktadır. Bu model, sözleşmeci modele göre daha formel ve toplumdan kopuktur.
Siyasi partilerin TBMM Başkanının davetine icabet etmeleri üzerine 19 Ekim 2011’de Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulmuştur. Komisyon TBMM’de grubu bulunan tüm siyasi partilerin eşit sayıda temsiline dayanmış ve TBMM’de grubu bulunan dört siyasi parti grubunun üçer temsilcisinden, toplamda 12 üyeden oluşmuştur.
Komisyon, öncelikle nasıl çalışacağına ilişkin kuralları Çalışma Usulleri adlı bir belgede düzenlendi. Çalışma Usulleri, mutabakatla belirlenen 15 maddeden oluştu. Çalışma Usullerinin 6. maddesine göre kararlar bütün siyasi partilerin mutabakatı ile alınacaktı. Usullerin 11. maddesi ise anayasa yapım takvimini düzenlemekteydi. Buna göre, yeni anayasa çalışması için “Katılım, veri toplama ve değerlendirme”, “İlkelerin belirlenmesi ve metin oluşturma” (Metin Yazımı Aşaması), “Metnin kamuoyuna sunulması ve kamuoyunca tartışılması” ve “Kamuoyunda beliren görüşlere göre taslağın gözden geçirilerek teklif haline getirilmesi” olmak üzere toplam dört aşamadan oluşacaktı. Bu aşamaların 2012 yılı sonuna kadar tamamlanması öngörülmüştü.
Bu süreçte çerçeve bir anayasa oluşturulması hedefleniyordu anacak 172 maddelik oldukça detaycı ve kazuistik bir anayasa taslağı oluştu. Bu maddelerin 60’ında uzlaşıldı ama 112 maddede uzlaşma ihtimali yoktu. Yürütme bölümündeki 12 maddede, “başkanlık sistemi” endişesiyle hiçbir şey konuşulamadı. Anayasanın ilk üç maddesi ve vatandaşlık maddesi de uzlaşılamayan maddelerdendi.
Görüşmeler sırasında 3345 sayfa tutanak oluştu. Bu tutanaklara https://anayasa.tbmm.gov.tr/ adresinden erişilebilmektedir.
26. Yasam döneminde de yeni anayasa için uygun aritmetik yok. Liderler kritik konularda bir araya gelip dolaylı iletişimi kaldırdıkları takdirde, daha önce uzlaşma sağlanamayan hususlarda ilerleme kaydedilebilir. %100 mutabakat aranmazsa, yeni anayasa için umut olabilir.
SÖYLEŞİDEN KARELER