Twitter Facebook Linkedin Youtube

KONYA KARAMAN DEĞİL, KARAMAN KONYA

Anadolu’nun taşı toprağı altındır der eskiler. Bu söz, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kültürel bir birikim için isabetli bir sözdür nitekim. Karaman, eski ismiyle Larende, 240.3621 nüfusa sahip kozmopolit, tarihten kendisine düşen mirası ziyadesiyle almış, 20’li yaşlarında gencecik bir ilimizdir. Aslen Karamanlı olan ancak o dönemde İzmir Milletvekilliği yapan Işın ÇELEBİ’nin çabaları ile 15 Haziran 1989 yılında il olmuştur. Ancak “Konya Karaman mı?” sorusu, insanlarımızın hafızasından hala silinmemiştir. 1990’lı yıllar öncesi kuşağa çok görmesek de, coğrafya öğretmenlerimizin yeni nesle coğrafi bilgi vermede eksik kaldıklarının bir kanıtı olarak görüyorum bu mevzuyu 🙂

SASAM ekibi olarak 13.11.2015 günü memleketim Karaman’a “Gençler için Kariyer Planlaması” konulu bir söyleşi vesilesiyle gezi düzenledik. Katılımın tatmin edici olduğu güzel bir akşamın ertesi günü ise benim dahi görmediğim ancak birçok güzelliği barındıran ilimizin Tartanevi, Çeşmeli Kilise, Hürrem DAYI evi, Aktekke Camii, Taşkale Tahıl Ambarları ve Manazan Mağaralarını, İl Kültür Turizm Müdürü Sn.Adem AKÇAY’ın rehberliğinde gezdik ve Başkanımız Süleyman ERDEM’in teşvikiyle size ilimizi anlatma fırsatı bulduk. Buyurun efendim Karaman:

TARİHÇE:

Evliya Çelebi, Karaman ve tarihi eserlerini incelemiş, Yunus Emre’nin kabrinin de Karamanda olduğunu belirtmiştir. Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde Karaman Kalesinden, Aktekke (Mevlana’nın annesinin mezarının bulunduğu cami), Nuh Paşa camii, Dikbasan camii, Karabaş Veli Camii, Kirişçi Baba camii ve bunlardan başka çok sayıda cami, medrese, çeşme, han, hamam ve imaretlerden bahseder.

1289 ve 1291 Hicri (1872 ve 1874 Miladi) tarihli Konya Salnamelerinde Karaman Tarihi hakkında bilgi verildikten sonra, 88’inci sayfada şöyle deniliyor; “Karaman’da Kibar’ı Evliyaullahtan Tabduk Emre, Yunus Emre, Mader-i ve Birader-i Hz. Mevlana ve Kettaue Baba, Canbaz Kadı medfundurlar”. 1294 -H. (1877 M.) tarihli salnamede de şunları yazıyor: “Karamanda büyük küçük 41 camii, 82 mescit, 17 medrese, l kütüphane, 5 tekke, 12 zaviye, l rüştiye mektebi ve biri Ermeni, diğeri Rum 2 adet kilise ve 51’i İslam ve 2’si Rum olan 53 mektep, ikisi çift ve yedisi tek olmak üzere 9 hamam 115 çeşme ve şadırvan, 422 dükkan, 7 han, 5 adet bezirhane, 11 yağhane, 33 değirmen, l imaret, 11 sebil, 12 sarnıç, l buzhane, 4 karlık, l adet Kala-i atik mevcuttur.”

Yılmaz ÖZTUNA’ya göre Karaman: “Karamanoğulları, Anadolu Türkmen Beyliklerinin en mühimi, en büyüğü, en kudretlisi ve en devamlısıdır. Karaman Türkmen Beyliği, 1250 yıllarından 1487’ye kadar takriben 237 yıl sürmüştür. Karamanoğulları, Oğuzların Kaçar Boyu Beylerinden olan Ahmet Sadettin Bey’in oğlu Nure Sofi Beyden inmişlerdir.

2,5 asırlık tarihleri sırasında, Karamanoğulları’nın toprakları zaman zaman büyüyüp küçülmüştür. Karaman Beyliği, Türkiye’nin şu vilayetlerine yayılmıştır: Konya, Karaman, Niğde, Aksaray, Ankara, Nevşehir, İçel, Kırşehir vilayetlerinin tamamı, Antalya’nın doğu yarısı, Karamanoğulları nüfuz ve tabiyetinde bulunmuştur. Karamanoğulları batıya doğru Antalya, Isparta ve Afyon dolaylarında zaman zaman yukarıdaki sınırları da aşmışlar, akın mahiyetinde çok daha uzaklara gitmişler ve Bursa’ya da girmişlerdir. Yukarıda zikredilen topraklar 146.000 km2 olup, o dönemde bu topraklar üzerinde 2 milyon insanın yaşadığı tahmin edilmektedir.”

karamoglu beyligi

Yukarıda tarihçiler tarafından ortaya koyulan bilgiler ve haritada görüldüğü üzere, Karaman Konya’ya değil, Konya Karaman’a bağlıdır aslında 🙂

Oğuzların Afşar boyuna mensup olan Karamanlıların Anadolu’ya ne zaman ve hangi yoldan geldikleri, çok kesin olarak bilinemiyor. Ermenek civarına yerleşen Karaman boyunun başında Nure Sufî vardır. Nûre Sûfî, bir taraftan arazisini genişletirken, diğer taraftan da bölgedeki karışık durumda bulunan boyları ve kabileleri kendi nüfuzu altında toplayarak, Karamanoğulları Devleti’nin temellerini atmıştır.

Karamanoğlu Mehmed Bey, Konya’yı 14 Mayıs 1277 tarihinde ele geçirir. Mehmed Bey, şehre girdikten sonra II. İzzeddin Keykavus’un oğlu Gıyasüddin Siyavuş’u sultan ilan ederek, onun namına hutbe okutup sikke kestirir, kendisi de sultanın veziri olur. Aynı gün Konya’da toplanan divanda Mehmed Bey, Türk dilini başka dillerin tasallutundan kurtararak, yeniden devlet dili olmasını sağlayan meşhur fermanını yayımlar:

“ŞIMDEN GIRÜ HIÇKIMESNE KAPUDA VE DIVÂNDA VE MECÂLIS VE SEYRÂNDA TÜRKÎ DİLİNDEN GAYRI DİL SÖYLEMEYE”

Karamanoğulları Beyliği yıkıldıktan sonra, Osmanlıların devlet politikaları sonucu Karamanlılar, başta Rumeli olmak üzere imparatorluğun değişik bölgelerine yerleştirilmişlerdir.

Cumhuriyetimizin banisi Atatürk’ün annesinin ailesi de, Kültür Bakanlığı yayınlarından Burhan Göksel tarafından yazılan “Atatürk’ün Soy kütüğü Üzerine Bir Çalışma” isimli eserin 6., 7. ve 10. sayfalarında verilen bilgilere göre, Rumeli’ye göçmüş Karamanlılardandır.

Karamanoğulları Beyliği yıkıldıktan sonra Konya, Osmanlı toprakları içinde önemli bir vilayet olmuş ve Lârende (Karaman), Konya vilayetine bağlı bir sancak merkezi haline getirilmiştir. İdarenin başında da, her zaman bir beylerbeyi bulunmuştur.

Larende (Karaman), Konya Vilayetine bağlı bir sancak merkezi iken, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, ilçe merkezi olmuştur.

Karaman, Osmanoğulları döneminde, hiçbir zaman Karamanoğulları dönemindeki, parlak günlerine kavuşamamış, mütevazı bir Anadolu kenti olarak Cumhuriyet dönemine kadar gelmiştir. Şehrin Larende olan isminin 18. y.y. öncesinde Karaman olduğu da bir gerçektir.

Köklü tarihi geçmişi olan, ilim ve kültür merkezliği yapmış Karaman, nihayet 15 Haziran 1989 tarihinde çıkarılan 3578 sayılı Kanun ile Türkiye’nin 70. ili olmuştur.

Vilayet olduktan sonra Karaman’ın gelişmesi ve kalkınması daha da hızlanmıştır.

EKONOMİ:

Organize Sanayi Bölgesinde bulunan firmalardan birinde 12 saat çalışan işçiler; mavi, bej renkli önlükler üzerine beyaz tülbentler geçirmiş durakta beklemekteler. Servislerine binecekler ve Türkiye’nin yaklaşık olarak 1/3 lük bisküvi üretiminde etkin rol oynayacaklar. Karaman, işsizlik verilerinin en düşük olduğu illerimizden birisi, aynı zamanda işverenler işçi sıkıntısı çekiyor.

Kurban Bayramı sonrasında Akçaşehir’de tatilimi bir kaç hafta daha uzattım. Elma zamanı malum işçi sıkıntısı çekiyor insanlar, biz de üstümüze düşeni yapalım dedik. Elma ve Karaman ne alaka demeyin Karaman Türkiye’de elma rekoltesinde ikinci ilimiz.

KÜLTÜR:

Kültür bölümünde Batırık ve Arabaşından bahsetmemek haksızlık olur. Bu iki yemeğin ortak bir özelliği vardır; eş dost akrabayı bir araya getirir, Batırık hanımların muhabbetlerine katık, Arabaşı soğuk kış akşamlarında şifadır. Tabi Arabaşı hamurunu çorba tasına düşürenin de cezası bir sonraki geceyi tertiplemektir.

Karaman Müzesinde 4.827 arkeolojik, 1.902 etnografik, 6.709 sikke olmak üzere toplam 13.438 eser bulunmaktadır. Karaman’ın yetiştirdiği ünlü şahsiyetler; Yunus Emre, Mümine Hatun, Mevlana Celalettin¬i Rumi, Nure Sufi, Kerümiddin Karaman Bey, Karamanoğlu Mehmet Bey, Şeyh Edebali, Molla Fenari, Alaaddin Rumi¬ Karabaş Veli (Siyahser Sultan), Kemal Reis, Piri Reis, Seyyid Ali Sultan Es¬Semerkandi, Zembilli Ali Efendi, Kenzi, Hottuoğlu, Gufrani, Kazımkarabekir Paşa, Ahmet Tufan Şentürk, Mehmet Çınarlı, Bekir Sıtkı Erdoğan.

Camiler: Akçaşehir, Yunus Emre Camii, Aktekke, Araboğlu(Mevlana Celalettin Rumi’nin Validesi Mümine Hatun’un Mezarı buradadır), İmaret Camii, Siyahser Camii, H.İlyas Camii (Kazımkarabekir),

Medreseler: Tol Medrese, Hatuniye (Nefise Sultan) Medresesi.

Türbeler: Yunus Emre Türbesi, Alaaddin Ali Bey Türbesi, Cambaz Kadı Türbesi, Demirgömlek Türbesi, Kaya Halil Türbesi, İbrahim Bey Türbesi, Karabaş Veli Türbesi, Kızlar Türbesi, Emir Musa Türbesi, Karaman Bey Türbesi.
Doğal ve Turistik Değerler Yerleri: Yollarbaşı Tarihi Höyüğü, Akköprü, Gödet Barajı, Ayrancı Barajı, Zeyve Pazarı, Tekeçatı, Nadire Değirmeni,

Mağaralar ve Obruklar: Meraspolis Mağarası, Taşkale Manazan Mağaraları, Sarkıt Dikit Mağarası, Gödet Mağarası, İncesu Mağarası, Asarini Mağarası, Göves Köyü Mağaraları, Yabangülü Saklı Kiliseleri, Divle Obluğu.

Turistik Özelliğe Sahip Arkeolojik Değerler: Madenşehri (Binbirkilise), Değle, Derbe, Canhasan Höyüğü, Philadelphia, Lystra Höyüğü (İlisıra), Kızıl Kilise, Yabangülü Saklı Kiliseleri, Tahıl Ambarları (Taşkale), Çeşmeli Kilise.

Diğer Tarihi Eserler: Karaman Kalesi, Ermenek Kalesi, Mennan Kalesi, Divle Kalesi, Görmel Köprüsü, Karaman Köprüsü, Selavat Köprüsü, Ak Köprü, İkiz İn Hitit Kabartması, Karadağ Sidemara Lahdi. Karadağ Binbir Kilise.

Karaman’ın kuzeyinde yer alan ve volkanik bir dağ olan Karadağ kitlesinin üzerinde orta çağ Bizans sanatını yansıtan birçok kalıntı vardır. Bu kalıntılar Madenşehir Örenyeri, Değle Örenyeri ve Başdağ Askeri Yapıları adıyla bilinen yerlerde yoğunluk göstermektedir. Bu bölge yörede Binbirkilise olarak bilinir. Bölgedeki yapılardan Bizans devri yerleşkesi, 4. – 9. yüzyıllar arasına tarihlenmektedir. Binbirkilise’de dini yapıların çokluğu dikkat çekicidir. Ancak bu dini yapıların yanında manastırlar, sarnıçlar, mezar yapıları, askeri yapılar ve konutlar da bulunmaktadır. Karaman, İnanç Turizminin önemli merkezlerinden biridir. Birçok kültür ve medeniyete tanıklık etmiş olan Karaman, farklı din ve kültürlere ışık tutan eserleri de içerisinde barındırmaktadır. Cami, medrese, kale gibi İslami eserlerin yanında kilise manastır gibi Hristiyan kültürünü yansıtan eserler de mevcuttur. Hz. İsa’nın havarilerinden Paulus ve Barnabas tarafından M.S. 47¬49 ve 53 yıllarında üç kez ziyaret edilen Derbe, İncilde adı geçen tüm Hristiyanlık alemi tarafından kutsal kabul edilen bir piskoposluk merkezi olup bu eserlerden en dikkat çekenidir.

karaman yamac parasutu

Karamanda düzenlenen sportif faaliyetlerden biri, yamaç paraşütü etkinlikleridir. Yamaç paraşütü etkinlikleri 2010 yılında gerçekleştirilmiş ve Karadağ’dan havalanan paraşütçüler, 242 ve 262 kilometrelik uçuşlarla ayrı ayrı Türkiye rekoru kırmışlardır. Bunun üzerine Avrupalı ve Dünya çapındaki yamaç paraşütü pilotları, Karaman Karadağ’a gelerek uçuş yapmaktadır. Karaman Karadağ, ülkemizin değil tüm dünyanın havacılık sporu açısından en uygun parkurlarının bulunduğu yerlerden biri olduğunu kanıtlamıştır.

KARAMAN’IN KOYUNU, SONRA ÇIKAR OYUNU

1.Efsane :

Karaman kalesini kuşatan düşmanlar geceyi beklemeye başlarlar. O gece Karamanoğlu Beyliğinin askerleri başka seferdedir. Kaleyi savunacak yeterli asker yoktur. Düşünüp taşınan yaşlılar ve ileri gelenler, bir kurutuluş yolu bulmaya çalışırlar. Bir çoban; “Karaman’da ne kadar koyun, koç varsa toplayalım boynuzlarına fenerler takıp bayır aşağı sürelim. Düşman, çok kalabalık olduğumuzu sanar, belki kuşatmayı kaldırır” der. Çobanın dediği yapılır. Boynuzları ışıklı sürü aşağı inmeye başlayınca düşman askerleri büyük bir ordunun üzerine geldiğini sanarak kaçmaya başlarlar. Durum sonradan anlaşılınca da iş işten geçmiştir. “Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu” deyişinin bu olaydan rivayet edildiği söylenir. .

2- Efsane:

Karamanoğulları Beyliği Moğollarla sık sık savaş halindedir. Moğollar Karaman Beyliği üzerine sefer düzenlerler ve beylik sınırında gecelerler. Tam bu sırada, Karamanoğulları Beyliği askerleri koyun postlarını üzerlerine giyerler ve bazıları boyunlarına çan takarak bir koyun sürüsü havasını verirler. Bu şekilde tam teçhizatlı olarak düşman üzerine doğru varırlar. Moğol askerleri akşam eğlencesinde olup, gelenin gerçek bir koyun sürüsü olduğunu zannederek aldırmazlar. Gelen Karamanoğulları askerleri ayağa kalkıp, postları sıyırarak Moğol askerlerin bozguna uğratırlar. Moğol askerlerinden canını kurtaranlar memleketlerine vardıkları zaman “Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu” demişlerdir. Efusanenin bu olaydan kaynaklandığı rivayet edilmektedir.

İskender Pala İki Dirhem Bir Çekirdek isimli kitabında Şair Necati Bey’e ait bir beyite dikkat çeker

‘‘Demişti öldürem seni ferah bu tığ-ı hışm ile
Diraga ahdine durmaz, sanasın Karamanlıdır.’’

(O sevgili bir gün demişti ki: İçin ferah olsun, işte seni gamze kılıcımla öldüreceğim. Yazık, yazık ki bu ahdinde durmuyor; sanır ki Karamanlıdır.)

Nükteyi anlamak için şu satırları okuyalım: II. Murat, bir sulh muhaveresi için huzurunda bulunan Karamanoğlu Hükümdarından, bundan böyle Osmanlı ile iyi geçineceğine söz ister. Karamanoğlu elini kalbinin üstüne vurarak birkaç defa yemin eder; “Bu can bu tende bulunduğu müddetçe, soyumdan bir daha size muhalefet olunmayacaktır.

Oysa çok geçmeden Karamanoğlu yine Osmanlıya karşı ordu tedarikine başlayacaktır. Çünkü o yemini ettiği sırada cübbesinin göğüs cebinde, yani tam da eliyle vurduğu yerde bir güvercin saklıdır ve huzurdan ayrılır ayrılmaz güvercini uçurup: işte bu can bu tenden ayrıldı, yeminin hükmü kalmadı, diyerek parlak zekası ile övünür.

Evet efendim, size dilim döndüğünce şirin ilimiz Karaman’ı anlatmaya çalıştım. Netice-i kelam olarak şunu söyleyebilirim;

KAPIMIZ AÇIKTIR GİRENE,

LOKMAMIZ HELALDİR YİYENE,

En kısa zamanda efendim,

Buyurun KARAMAN’a…

.

Zehra ÇİÇEKSahipkıran AKADEMİ Başkan Yardımcısı

Hürrem DAYI Evi

Hürrem DAYI Evi

Hürrem DAYI Evi

Hürrem DAYI Evi

Aktekke Camii (Mevlana'nın annesinin mezarının bulunduğu cami)

Aktekke Camii (Mevlana’nın annesinin mezarının bulunduğu cami)

20151114_103758

Karaman Müzesi

20151114_103500 20151114_103508 20151114_103736

Taşkale

Taşkale

Taşkale

Taşkale

Taşkale'nin Misafirperver Köylülülerinden İkram

Taşkale’nin Misafirperver Köylülülerinden İkram

20151114_132055

İncesu Mağarası

İncesu Mağarası

Taşkale Manazan Mağaraları

Taşkale Manazan Mağaraları

Taşkale Manazan Mağaraları

Taşkale Manazan Mağaraları

IMG-20151114-WA0013

Tartanevi

Tartanevi

Tartanevi

KAYNAKÇA:

1- http://www.karaman.gov.tr/Anasayfa,

2- http://karamandan.com/Eski_Karaman-Bir_Karaman_Nostaljisi-f32681-3.html,

3- http://www.kartap.org/lng/lng_3/news/963-M%C3%BCzedeki-Romal%C4%B1-Gen%C3%A7-K%C4%B1z.html

Sahipkıran Akademi Hakkında

Sahipkıran AKADEMİ; üniversite öğrencilerine çalışmalarını yayınlayabilecekleri bir platform sağlamak ve öğrencilerin kendilerini geliştirmelerine katkı sağlamak üzere, Merkezimiz çatısı altında yeni oluşturulmuş bir yapıdır. “Türkiye’nin geleceğinin mimarları, Sahipkıran’da buluşuyor!” sloganı ile gayretli ve üretken üniversitelileri, çalışmalarını bu platformda paylaşmaya ve SASAM’ın etkinliklerine katılmaya davet ediyoruz. Sahipkıran AKADEMİ üyeliği, tamamen gönüllülük esasına dayanmaktadır. Üye olan öğrenciler, istedikleri zaman üyelikten çıkabilmektedirler. Üye olmak veya üyelikten çıkmak için bilgi@sahipkiran.org adresine, talebinize ilişkin e-posta göndermeniz yeterlidir. Talebiniz, en geç 3 iş günü içinde sonuçlandırılacaktır.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: