Merkezimizce düzenlenen okuyucularımıza açık etkinliklerin 22.si; Yunanistan’da yaşanan ekonomik kriz, bu krizin Türkiye’ye doğrudan ve (Avrupa Birliği, Kıbrıs, NATO, uluslararası finans piyasaları vb. etkenler üzerinden) dolaylı etkileri ile Türkiye’nin önündeki politika seçeneklerinin analiz edildiği bir çalıştay şeklinde gerçekleşti.
Hazine Uzmanı E. SÖYLER, Güvenlik Uzmanı Dr.NALBANTOĞLU ve SASAM Uzmanı Şahin KESKİN’in sunumlarının ardından Türkiye’nin önündeki politika seçeneklerinin analiz edildiği çalıştayda, şu tespitler ve öneriler yapıldı:
– Yunanistan’da yaşanan ekonomik kriz, Türkiye ekonomisi üzerinde yıpratıcı fakat yıkıcı olmayan etkiler göstermektedir.
– Yunanistan’da yaşanan krizle birlikte; AB üyesi olmanın tüm iktisadi sorunları çözmeyeceği gerçeğiyle yüzleşilmiştir.
– Para politikasının bağımsızlığının ve mali disiplinin önemi bir kez daha anlaşılmış; zamanlı ve doğru ölçüde ekonomik düzeltmenin gerekliliği ortaya çıkmıştır.
– Avrodaki değer kaybı, rekabet gücümüzü eritmekte ve zaten ülkemizin aleyhine olan Yunanistan ile dış ticaret dengesini daha da olumsuzlaştırmaktadır. Ancak iki ülke arasındaki ticaret hacmi, 5.6 milyar dolar ile göreceli olarak düşük seviyede olduğundan, Yunan ekonomisinde yaşanabilecek yeni bir daralmanın Türkiye’yi çok olumsuz etkilemeyeceği düşünülmektedir.
– Avrodaki değer kaybıyla birlikte 2014’te Yunanistan’a gelen turist sayısı % 23 artarken, Türkiye’de bu oran % 6’da kalmıştır.
– Türkiye’nin Yunanistan’da oldukça düşük tutarda doğrudan yabancı yatırımı bulunmaktadır. Ayrıca, bürokratik engeller, Türk yatırımcılar için Yunanistan’ın cazibesini azaltmaktadır. Krizin Türk vatandaşları için Yunanistan’da yeni yatırım fırsatları sunma ihtimali, Yunanlıların geleneksel Türkiye düşmanlığı nedeniyle mümkün görünmemektedir. Ancak yine de gelişmeler yakından takip edilmeli ve doğabilecek fırsatlar için işadamlarımız ve vatandaşlarımız yönlendirilmeli ve desteklenmelidir.
– Yunanistan’da yaşanan ekonomik kriz, marjinal ve ırkçı partilerin güçlenmesini beraberinde getirmektedir.
– Yunanistan’da (Batı Trakya’da) 130 binden fazla soydaşımız bulunmaktadır. Marjinal ve ırkçı akımların güçlenmesi, zaten baskı altında olan soydaşlarımızın durumunu daha da olumsuz hale getirebilir.
– Türkiye, Yunanistan’da yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmeleri yakından takip etmeli ve krizin Türkiye’yi ve Batı Trakya’da yaşayan soydaşlarımızı aşırı boyutlarda etkileyecek seviyeye gelmemesi için tedbirler almalıdır.
– Krizle birlikte Yunanistan’da gayrimenkul fiyatlarının düşmesi, Batı Trakya Türkleri için bir avantaja dönüştürülmelidir. Türkiye, Batı Trakya Türklerine gayri menkul alımları ve özelleştirme fırsatlarını değerlendirmeleri için uzun vadeli faizsiz veya düşük faizli kredi imkanları sunmalıdır.
– Krizin Türkiye’yi ve Batı Trakya’da yaşayan soydaşlarımızı daha da olumsuz etkileyecek şekilde derinleşmesi durumunda, Türkiye’nin soydaşlarımızın ve ülkemizin lehine şartlara bağlayarak Yunanistan’a ekonomik yardımda bulunması ve borç vermesi yerinde olur.