Muharrem ayı, Kur’an-ı kerimde kıymet verilen dört aydan biridir. Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v), Medine’ye hicret ettiklerinde Medine ve civarında yaşayan Yahudilerin oruç tuttuklarını gördü. Peygamberimiz; “sizin bugün oruç tutmanızın sebebi nedir?” diye sordu. Yahudiler; “Bugün, Hz. Allah Musa Aleyhisselâmı ve ona inanan İsrailoğullarını, düşmanları Firavunun zulmünden korudu ve kurtardı. Firavunu da helak etti. Dolayısıyla bugün bizim için çok değerli olduğu için ve Musa Peygambere ta’zimen oruç tutarız” dediler. Peygamberimiz (s.a.v); “Biz Musa’yı (a.s) sizden daha çok sayar ve severiz” deyip, Ashabına da o gün oruç tutmalarını emir buyurdular. İşte o gün Aşure günü, yani Muharrem ayının onuncu günüydü. Peygamberimiz ayrıca, Aşure günü orucunun (Yahudilere benzemememiz için) bir gün öncesi veya bir gün sonrasıyla tutulmasını tavsiye buyurdular. Yine Ramazan ayından sonra oruç tutulan en fazileti günlerin bu günler olduğunu haber verdiler.
İşte aşure günü, böyle fazileti bir gündür ve Allah katında çok müstesna yere sahiptir. Allah (C.C), nice ulvi hadiseleri aşure gününde cereyan ettirmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır: Hz. Allah, gökleri, yeri, arşı âlâyı, cenneti ve cehennemi bu gün yarattı. Ayı, güneşi, yıldızları, ay yılını ve güneş yılını bu gün halk etti. Adem (a.s), bugün yaratıldı ve bu gün yeryüzüne indirildi. İdris (a.s) semaya bu gün kaldırıldı. Nuh peygamberin (a.s) gemisi bugün karaya oturdu. Eyüp (a.s) hastalıklarından bugün şifa buldu. Yusuf (a.s) bugün zindandan kurtuldu. Yunus (a.s) bugün balığın karnından selamet buldu. İbrahim (a.s) bugün dünyaya geldi ve bugün Nemrut’un ateşinden selamet buldu. Yine Hazreti İsa’nın doğumu ve ölümden kurtulup diri olarak göğe çıkarılması, Aşûre günü oldu. Peygamberimizin sevgili torunu Hazreti Hüseyin Efendimiz, bugün Kerbela’da şehit edildi ve kıyametin de aşure gününün Cuma’ya denk geldiği bir gün kopacağı rivayet edilmektedir.
Âşûre kelimesi, Arapçadaki aşere kelimesinden gelmektedir ve on ya da onuncu demektir. Bu ismin verilmesiyle alakalı çeşitli rivayetler vardır. Bunlardan biri Muharrem ayının onuncu gününe tekabül ettiği için; bir diğeri de Hazreti Allah’ın bu ümmete ihsan ettiği on nimetin onuncusu olduğu için bu ismin verildiği yönündedir. Bu on nimet, yani faziletli, mübarek ve müstesna on zaman dilimi şunlardır: Recep ayı, Şaban ayı, Ramazan ayı, Kadir gecesi, Ramazan bayramı günleri, Zilhiccenin ilk on günü, arife günü, kurban bayramı günleri, cuma günü ve aşure günüdür.
Bugün, aşure yemeğinin yapılıp yenmesinde ve yedirilmesinde sevap vardır. Oruçlu olup aşure ile iftarını açmak çok faziletli olarak değerlendirilmektedir. Aşure yemeği, Nuh (a.s) ve gemide yanında bulunan Müslümanların ellerinde çok az kalmış çeşitli erzakların bir araya toplanıp karıştırılarak pişirilmesinden meydana gelmiş bir yemektir. Bu gelenek ve kültür, ta o zamandan gelmektedir.
Bir de peygamber efendimizin âşûre günü yapılmasını tavsiye ettiği mühim bir kaç şey vardır:
– O gün, eve ufak tefek erzak alınmalıdır. Bu erzak, temel gıda türlerinden olabilir. Çoluk çocuk sevindirmelidir. Hadis-i şerifte; “Aşure günü, aile efradının nafakasını geniş tutanın, bütün yıl nafakası geniş olur” buyuruldu. (Beyheki)
– Sıla-i rahim yapmalı, yani akrabayı ziyaret edip hediye ile veya çeşitli yardım ile gönülleri alınmalıdır. Hadis-i şerifte; “Sıla-i rahmi terk eden, Aşure günü akrabasını ziyaret ederse, Yahya ve İsa’nın sevabı kadar ecre kavuşur” buyuruldu. (Şir’a)
– Sadaka vermek sünnettir, ibadettir. Hadis-i şerifte; “Aşure günü, zerre kadar sadaka veren, Uhud Dağı kadar sevaba kavuşur” buyuruldu. (Şir’a)
– En az on kişeye birer defa ayrı ayrı yada bir kişiye on defa selam verilmeli. Hadis-i şerifte; “Aşure günü on Müslümana selam veren, bütün Müslümanlara selam vermiş gibi sevaba kavuşur” buyuruldu. (Şir’a)
– Gusletmeli yani boy abdesti almalı. Hadis-i şerifte; “Aşure günü gusleden mü’min, günahlardan temizlenir” buyuruldu. (Şir’a) Yine bu gün gusledenin, bir yıl boyunca ufak tefek hastalıklardan korunacağı bildirilmiştir. İki defa guslederse, göz hastalıklarından da korunacağı rivayeti de mevcuttur.
– İlim öğrenmeli! Hadis-i şerifte; “Aşure günü, ilim öğrenilen veya Allah-u Teâlâ’nın zikredilen bir yerde biraz oturan, Cennete girer” buyuruldu. (Şir’a)
– Kur’an-ı Kerim okumalı, salavat getirmeli, istiğfarı çoğaltmalı, nafile namazlar kılmalı, kaza namazı kılmalı.
– Bugün muhakkak oruç tutulmalı. Hadisi Şeriflerde;
“Aşure günü oruç tutanın, bir yıllık günahları affolunur.” [Müslim, Tirmizî, İ. Ahmed, Taberanî]
“Aşurenin faziletinden faydalanın! Bu mübarek günde oruç tutan, melekler, peygamberler, şehidler ve salihlerin ibadetleri kadar sevaba kavuşur.) [Şir’a]
buyurulmaktadır. Yine Peygamber efendimiz bir gün öğleye doğru buyurdu ki:
“Herkese duyurun! Bugün bir şey yiyen, akşama kadar yemesin, oruçlu gibi dursun! Bir şey yemeyen de oruç tutsun! Çünkü bugün Aşure günüdür.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud]
Peygamber efendimiz, bugün bir hurmayı mübarek ağzında ıslatıp çocukların ağzına verirdi. Çocuklar, Resulullahın mucizesi olarak akşama kadar bir şey yiyip içmezlerdi. Bugün bazı hayvanların bile bir şey yemediği rivayet edilmektedir. Rivayete göre; bir avcı, Aşure günü bir geyik yakaladı. Geyik, yavrularını emzirip akşamdan sonra dönmek üzere, avcının izin vermesi için, Resulullah Efendimizden, şefaat istedi. Avcı, geyiğin akşama kalmadan hemen gelmesini isteyince geyik; “Bugün Aşure günüdür. Bugünün hürmetine yavrularımızı emzirmeyiz. Onun için akşamdan sonra gelmek için izin istedim” dedi. Bunu duyan avcı, geyiği Resulullah’a hediye etti. O da, geyiği serbest bıraktı.
.
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.
Sahipkıran AKADEMİ kategorisinde yayınlanan diğer yazılar için tıklayınız.