Twitter Facebook Linkedin Youtube

ENSAR EL-İSLAM

Süleyman ERDEM

Süleyman ERDEM

Komşumuz Irak’ta özellikle de Irak’ın kuzeyinde meydana gelen gelişmeler, tüm dünya açısından olduğu gibi Türkiye açısından da ehemmiyet arz etmektedir. Bölgede başta ABD ve İngiltere olmak üzere İran, İsrail, Almanya, Rusya, Fransa, Hollanda, Kore, ve Japonya gibi birçok ülkenin güç savaşı içerisinde olduğu, konunun uzmanlarınca ifade edilmektedir.[1] Bu ülkeler arasında İran’ın son zamanlarda bölgede etkinliğini artırdığı ve bölgedeki gelişmelerin İran’ın lehine ve ülkemizin aleyhine olmaya başladığı da, yine aynı uzmanlarca ifade edilmektedir.[2] Ülkemizin menfaatlerinin korunması için bölgede meydana gelen tüm gelişmeler takip edilerek, bu gelişmeler ışığında ülkemizin bölgeye yönelik politikalarının gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeni politikalar belirlenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda bu çalışmada Ensar El-İslam (İslam’ın Destekçileri) örgütü incelenecektir.

Resim1Ensar el-İslam, Irak’ta bağımsız bir İslami devlet kurmayı amaçlayan Iraklı Kürtlerden ve Araplardan oluşan bir örgüttür. Yönetim kadrosu daha çok Araplardan oluşan örgütün, askeri unsurları daha çok Kürtlere dayanmaktadır.[3] 2001 yılında Kürdistan İslami Hareketi, Tevhid Hareketi, İkinci Soran Bölüğü gibi İslamcı Kürt grupların bir araya gelmesiyle oluşan bu örgüt, bazı kaynaklara göre El-Kaide ile işbirliği içinde olup El-Kaide’den ideolojik ve stratejik destek almaktadır. Bazı kaynaklara göre ise Ensar El-İslam, El-Kaide’den bağımsız bir örgüttür ve farklı taktikler kullanmakta ve farklı gündemi bulunmaktadır.[5] İlk görüşü savunanlara göre, örgüt üyelerinden bazıları Afganistan’daki El-Kaide kamplarında eğitim görmüş ve örgüt, Irak’ı Özgürleştirme Operasyonu (IÖO) yapılıncaya kadar El-Kaide için güvenli bir sığınak haline gelmiştir. IÖO’dan sonra ise örgüt liderlerinden birçoğu İran’a kaçmış ve Koalisyon Güçlerine karşı yapılan operasyonları buradan yönetmişlerdir.[6] Ancak 6 Ocak 2003 tarihli Milliyet Gazetesinde, örgütün şura üyesi Molla Muhammed Hasan ile yapılan röportajda Molla Muhammed Hasan; “El-Kaide ile ilişkimizin olduğunu yeni duyduk. Bu iddiayı reddediyoruz. Hiçbir örgütle ilişkimiz yok” demekte, ayrıca “bölgenizde El-Kaide militanı var mı?” sorusuna ise “El-Kaide yoruldu, bir yerde oturma ihtiyacı hissediyor. Ancak onların yeri, bizim yerimiz değil” şeklinde cevap vermektedir.[7]

1.ÖRGÜTÜN TARİHÇESİ

1.1. Örgütün Kuruluşuna Giden Süreç

EL KAİDE’NİN AMACI VE YAPILANMASI

EL KAİDE’NİN AMACI VE YAPILANMASI” Okumak için tıklayınız

El-Kaide’nin İslam’ı yorumlayış şekli, Iraklı birçok Kürt açısından cazip olmasa da, El-Kaide’nin bölge insanlarını etkilemeye çalışması epey geçmişe dayanmaktadır. “Christian Science Monitor” tarafından mülakat yapılan Rebwar Kadir Said müstear isimli bir Ensar-El İslam komutanına göre; Kuzey Irak’taki Müslüman azınlık ile sonradan El-Kaide diye anılan örgüt arasındaki ilişkinin başlangıcı, 1980’lerde Afganistan’a kadar gitmektedir.[8] Rebwar Kadir Said’e göre; bu tarihte, Bin Ladin’in akıl hocası olan Şeyh Abdullah Azzam, müntesiplerine yanında yer alan biri Ferec Ahmet Necmeddin isimli bir Kürt İslamcısı, diğeri ise bir Filistinli olan iki kişiyi işaret ederek, bu kişilerin temsil ettiği iki gruba gereken hassasiyeti göstermelerini istemiş, bu da Azzam’ın müntesiplerinin gözünde Filistinliler ile Kürtlerin aynı önemi haiz olmasına neden olmuştur.

Afgan savaşına katılan diğer birçok yabancı mücahit gibi Kürt mücahitler de radikalleşmiş bir şekilde ülkelerine dönmüşlerdi. Bu bağlamda, Afgan savaşından sonra Sovyet komünizminin Afganistan’dan kovulduğu gibi, Saddam’ın laik Baas rejiminin de kolayca devrilebileceğine inanmışlar ve 1980’lerin sonu ile 90’ların başında bunun propagandasını yaparak Baas rejimine karşı cihat çağrısı başlatmışlardı.[10] ABD’nin 11 Eylül Komisyonu Raporuna göre; Bin Ladin, Sudan’da kurduğu radikal koalisyona katılmaya teşvik etmek için Kürt İslamcılara yardım yapmaya başlamıştı.[11] El-Kaide hakkında dünyanın en önde gelen uzmanlarından biri olan Rohan Gunaratna, CNN tarafından Afganistan’da bulunan El-Kaideye ait düzinelerce propaganda videoları içerisinden ikisinin Kürt İslamcılarına ait olduğunu tespit etmiştir. Bu videolarda; Saddam Hüseyin, İslam’ın düşmanı olarak nitelenmekte ve kâfir Baas Partisine karşı cihat çağrısında bulunulmaktadır.[12]

1.2. Örgütün Kuruluşu

2001 Ağustosunda bazı İslamcı Kürt örgütlerinin liderlerinin El-Kaide liderini Afganistan’da ziyaret ederek El-Kaide’ye Kuzey Irak’ta alternatif bir üs oluşturulmasını teklif ettikleri söylenmektedir. Afganistan’da El-Kaide’ye ait bir konuk evinde bulunan bir dokümanda yer alan şu ifadeler, bu İslamcı Kürt örgütlerinin niyetlerini ortaya koymaktadır; “Yahudi ve Hıristiyanları Kürdistan’dan kovacak, Cihada katılacak ve topraklarımızın her karışını şeriat kanunlarıyla yöneteceğiz”. Bu hadiseden hemen sonra, Aralık 2001’de, Suudi fonlarına ilave olarak El-Kaide’nin 300.000 ila 600.000 dolarlık katkısı ile Molla Fatih Krekar (namı diğer Necmeddin Ferec Ahmet) liderliğindeki Kürdistan İslami Hareketi ve Ebû Abdullah El-Şafi liderliğindeki Cünd El-İslam (İslam’ın Askerleri) örgütleri birleşerek Ensar el-İslam örgütünü kurdular.[13]

Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powell, Şubat 2003’te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde yaptığı sunumda Ensar El-İslam ile Irak hükümeti arasında bağ olduğunu iddia ettiğinde, bu örgüt bir anda dünyanın dikkatini çekti. Irak’ı Özgürleştirme Operasyonunda Kuzey Irak’taki üslerinin vurulmasından sonra dağılan örgüt elemanları, Ensar El-Sünne adında başka bir örgüt kurarak Irak’taki koalisyon karşıtı isyancı gruplar içinde öne çıkmaya başladı. Hatta Irak’ta El-Kaide’den sonra en aktif radikal örgütün Ensar El-İslam olduğu ifade edilmektedir. Ancak bu örgüt, kuruluşundan beri esas olarak Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile savaşmaktadır ve yüzlerce KYB peşmergesini öldürmüş ve hatta KYB liderlerine suikastlar düzenlemiştir.[14]

Image1991 yılında Irak ordusunun Kuzey Irak’tan çekilmesinden ve 36’ncı paralelin kuzeyinde uçuş yasağının uygulanmasından sonra, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği, bölgenin büyük kısmında hâkimiyet kurdular. KDP, Kuzey Irak’ın batı ve kuzeyinde, KYB ise doğu ve güneyinde hâkim oldu. Ancak bu iki grup arasındaki rekabet hızlanarak 1994’te bir iç savaşa dönüştü. Bu savaşın galibi ise radikal İslami gruplar oldu. Ensar El-İslam, Kuzey Irak’ın doğusunda daha önce KYB ile yapılan bir anlaşmaya göre Kürdistan İslami Hareketi (KİH) tarafından kontrol edilen toprakların kontrolünü ele geçirdi.[15]

2001’den önce El-Kaide’nin, İslami Kürt Hareketinin iki grubu; Tevhid Hareketi ve İkinci Soran Bölüğü ile irtibat halinde olduğu tahmin edilmektedir. Asad Muhammed Hasan (namı diğer Aso Hawleri) liderliğindeki İkinci Soran Bölüğü, İslami Kürt grupları arasında en donanımlı olan idi. 350-400 civarındaki militanı arasında 50-60 kadar Arap bulunuyordu. Lider kadrosunda da Arap ve Türkmenler bulunmaktaydı.[16]

Tevhid Hareketinin ise KDP’nin merkezi olan Erbil’de kurulduğu sanılmaktadır. Bu hareket, Bin Ladin’in Avrupa temsilcisi olarak nitelenen Ebu Katede isimli İngiltere’de yaşayan bir din adamının öğretilerine dayanmaktadır. KDP, Tevhid Hareketini, kadınlara karşı başarısız bir şiddet kampanyasından sonra Erbil’den sürmüş bunun üzerine örgüt Hacı Ümran isimli Irak’ın kuzeydoğusunda İran sınırında yer alan bir kasabaya yerleşmiş ve bazı önemli liderlerini de Temmuz 2001’de Afganistan’daki eğitim kamplarına göndermiştir.[17]

.

Tevhid Hareketi ve İkinci Soran Bölüğü, 1 Eylül 2001’de El-Kaide’nin gözetimi altında birleşerek Cünd El-İslam örgütünü oluşturmuşlardır. Bu birleşmedeki El-Kaide bağlantısı, Ağustos 2001’de Kabil’de New York Times tarafından ele geçirilen ve “Irak Kürdistanı İslam Tugayı” adlı bir örgütün varlığını gösteren, aynı zamanda Afganistan’daki kamplarda eğitim gören beş Kürt militanın isimlerinin yer aldığı bir dokümandan anlaşılmıştır. Bu dokümanda ayrıca Irak’ın Shinerwe Dağı yakınlarındaki köylerde yaşayan İslamcı Kürt gruplarının varlığından bahsedilmekte ve bu gruplara; birleşerek yaşadıkları bölgede Taliban benzeri bir sistem kurmaları çağrısında bulunulmaktadır.[18]

Iraklı bir Kürt olan Abdullah El-Şafi (namı diğer Molla Wuria Hawleri) tarafından yönetilen Cünd El-İslam örgütünün 600 kadar savaşçısının olduğu tahmin edilmekteydi. Bu örgüt, kuruluşundan birkaç hafta sonra Eylül 2001’de ilk saldırısını gerçekleştirmiş ve 43 KYB peşmergesini öldürmüştü. Bu saldırı, sadece KYB’ye karşı değil, laik Kürt hükümetine karşı büyük bir meydan okuma olarak algılandı. KYB, Ekim ayının başlarında karşı bir saldırıda bulundu ve örgüt içindeki El-Kaide temsilcilerinden Ebu Abdurrahman ve Ebu Yasir’i öldürdü.[19]

KYB’nin Cünd El-İslam örgütüne karşı başarısız olması, bu örgütün İslamcı Kürt gruplar arasındaki prestijini arttırdı. Aralık 2001’de Kürdistan İslami Hareketi liderlerinden Molla Krekar ve Abdurrahman, kendi kuvvetlerini Cünd El-İslam örgütünün kuvvetleriyle birleştirerek Ensar El-İslam fi Kürdistan (Kürdistan’da İslam’ın Destekçileri) örgütünü kurma kararı aldılar. Bu birleşmeden sonra Cünd El-İslam lideri Ebû Abdullah el-Şafi yeni örgütün askerî lideri olurken, Molla Krekar ruhani lider olarak kabul edildi.[20]

1.3. Irak’ı Özgürleştirme Operasyonu Sonrası; Ensar El-Sünne Ordusu

ImageMart 2003’te başlayan IÖO’dan sonra, Ensar El-İslam güçlerine yönelik ABD ve Peşmerge güçlerinin şiddetli saldırıları olmuş, bu saldırılarda örgütün birçok mensubu hayatını kaybetmiştir.[21] Bu saldırılardan sonra örgüt dağılmış, liderlerinden birçoğu İran’a kaçmıştır.[22] Örgütün dağılmasından sonra, Kasım 2003′te, Ensar el-İslam komutanlarından Ebu Abdullah El-Hasen bin Mahmud’un liderliğinde bir grup eski örgüt üyesi, Ensar El-Sünne’yi kurmuşlardır.[23] Kuruluşundan itibaren etkili saldırılarda bulunan Ensar El-Sünne, aslında Ensar el-İslam’ın devamıdır. Çünkü 2007 Aralığında tekrar Ensar El-İslam ismini alan grup, liderliğine örgütün eski askeri lideri olan Ebu Abdullah El-Şafi’yi getirmiştir.[24] Halepçe, Hormal ve Bayare’de hâkimiyet kuran[25] ve tekrar güçlenen Ensar El-İslam’ın, şimdilerde Kürdistan İslami Hareketi ve Komal-i İslam gibi diğer bazı radikal örgütler gibi Kandil alanında üstlenmek için çaba harcadığı bildirilmektedir.[26]

2. ÖRGÜTÜN ORGANİZASYONU[27]

IRA ve Hizbullah gibi radikal örgütlerin aksine Ensar’ın kendi eylemlerini meşru zeminde savunacak bir kanadı veya temsilcisi yoktur. IÖO’dan sonra Ensar’ın yaptığı tüm propaganda, internet üzerinden gerçekleştirildi. Örgütün organizasyon yapısı ile ilgili bilgiler, Amerikan ve KYB kaynaklarının uluslararası medyaya aktardığı veya yakalanan örgüt üyelerinin itiraflarından elde edilen bilgilerle sınırlıdır. Eldeki sınırlı bilgilerden anlaşıldığı kadarıyla Ensar’ın organizasyon yapısı, klasik bir İslami grubun yapısına benzemektedir.

2.1. Danışma Konseyi

Danışma Konseyi (Meclis-i Şûra), örgütün üst düzey liderlerinden oluşur. Bu Konsey; malî, askerî, hukukî, sosyal ve siyasî konuları istişare etmek için düzenli olarak toplanır. Konseyin üyelerinden isimleri bilinenler şunlardır; Molla Krekar, Ebû Abdullah El-Şafi, Ebu Wael ve Eyüp Afgânî.

2.2. Şeriat Kurulu

Şeriat Kurulu; bir mahkeme, bir fetva komitesi, iyiliği emredip kötülükten alıkoymakla vazifeli bir komite ve Şeriat kanunlarının uygulanmasını denetleyen bir komite olmak üzere toplam dört kısımdan oluşmaktadır. Bu Kurul, Taliban’ın Afganistan’da uyguladığı modelden ilham alınarak, örgüt kontrolündeki bölgede yaşayan yaklaşık 4.000 kişinin günlük hayatının Şeriat kurallarına uygun olup olmadığını gözetmek için kurulmuştur. Bu bölgeden Norveç’e iltica eden Kürtlerin iddialarına göre, bu kurulun fikir babası Molla Krekar’dir.

2.3. Medya Konseyi

Medya Konseyi, örgütün medya ile bağlantısını sağlamakla görevlidir. Örgütle bağlantılı çeşitli web sitelerinin[28] de bu Konsey tarafından idare edildiği sanılmaktadır. Örgüt, IÖO’dan önce Darga Shekhan’da Cünd El-İslam radyo kanalını yayınlıyordu. Medya Konseyi ayrıca örgüt propagandasının yapıldığı broşür ve diğer yayınların basılmasından ve örgütün Irak’taki diğer Kürt gruplar ve yabancı devletler ile ilişkilerinden sorumludur.

3. ÖRGÜTÜN İDEOLOJİSİ – SELEFİ CİHAD

Ensar el-İslam’ın beslendiği iki kaynaktan biri Suudi Selefiliği, diğeri Seyyid Kutub’un öğretileridir.[29] Ensar El-İslam’ı daha iyi anlayabilmek için savunduğu Selefî Cihad ideolojisini anlamak gerekmektedir. El-Kaide gibi Ensar da Selefi Cihad ideolojisinin dört temel doktrinini benimsemektedir;[30]

1- Dünya çapında cihadın gerekliliği,

2- Sıkı kurallar yerine, hedefe ulaşmada her yolun, hatta mezhepler arası işbirliğinin meşru sayıldığı pragmatik bir anlayış,

3- Dünyayı Darül İslam (İslam Diyarı) ve Darül Harb (Savaş Diyarı) olmak üzere ikiye ayıran görüş,

4- Usame bin Ladin’i ve örgütü El-Kaide’yi öncü olarak kabul etmek.

Selefi Cihad düşüncesi, İslam Dünyasından özellikle de Suudi Arabistan’dan ABD’yi kovmayı, İsrail’i yok etmeyi ve Müslüman ülkelerdeki batı yanlısı diktatörlüklere son vererek tüm Müslümanları -gerekiyorsa zorla- birleştirmeyi hedeflemektedir. Usame Bin Ladin’in 1998’te yayınlanan bir fetvasına göre; ABD’ye, Amerikan vatandaşlarına ve Yahudilere karşı savaşmak, tüm Müslümanların görevidir.[31] İşgalcilerle birlikte olan ve onlara yardım eden herkes mürted (dinden dönmüş) olmaktadır.[32] Mürtedleri ve Şii Müslümanları öldürmek ise caizdir. Bu ideolojisi nedeniyle, ABD ile ittifak yapan ve laik yönetimi savunan Kürt partileriyle, özellikle de KYB ile savaş, Ensar El-İslam açısında gerekli bir adım olarak görülmektedir.

4. ENSAR EL-İSLAM’IN OPERASYONLARI

Ensar El- İslam’ın 2005 yılı itibarıyla en az otuz intihar bombacısı eyleminden ve 800’den fazla kişinin ölümünden sorumlu olduğu iddia edilmektedir.[33]

Ensar, ilk olarak Eylül 2001’de, 42 KYB peşmergesi öldürüldüğünde manşetlere çıktı. Şubat 2002’de ise Hıristiyan bir Kürt politikacı olan Franso Hariri’ye suikast düzenlendi. Ensar, 2002 baharında ise KYB’nin liderlerinden şimdiki Irak Başbakan Yardımcısı Behram Salih’i öldürmeye çalıştı. Salih, saldırıdan kurtulurken beş muhafızı ve iki Ensar üyesi öldü. Örgüt Temmuz’da dokuz KYB peşmergesini öldürdü. Aralık ayında ise Ramazan bayramı nedeniyle 1500 askerini evlerine gönderen KYB’ye karşı sürpriz bir saldırı düzenleyen örgüt, 103 KYB peşmergesini öldürdüğünü ve 107’sini de yaraladığını iddia etti.[34]

Ensar El-İslam, 8 Şubat 2003’te de Talabani’nin önemli komutanlarından General Şevket Hacı Masir, Sirvan bölgesi yetkilileri Hikmet Osman ve Serdar Kafur’u öldürdü.[35] Ayrıca 1 Şubat 2004’te Erbil’deki KYB ve KDP ofislerine karşı aynı anda gerçekleştirilen ve 109 kişinin ölümüne neden olan saldıralar ile 17 Mart 2004’te otuzdan fazla kişinin ölümüne neden olan Bağdat’taki Lübnan Dağı Hotel’ine yönelik bombalı saldırıyı üstlendi ve Nisan 2004’te Felluce’de meydana gelen çatışmalara da katıldığını iddia etti. Bu olayları müteakip, Mart 2004’te ABD Dışişleri Bakanlığı Ensar El-İslam’ı terörist örgütler listesine ilave etti.[36]

Aşağıda yer alan operasyonlar, Ensar El-İslam’a atfedilen diğer operasyonlar arasındadır;[37][38]

  • 22 Mart 2003, Avustralyalı gazeteci Paul Moran ve yanındaki birkaç kişinin ölümüne sebep olan intihar bombacısı eylemi,
  • 7 Ağustos 2003, 17 kişinin ölümüne neden olan Bağdat’taki Ürdün Büyükelçiliğinin bombalanması,
  • 19 Ağustos 2003, 22 kişinin ölümüne neden olan Birleşmiş Milletlerin Bağdat’taki ofisinin bombalanması,
  • 29 Ağustos 2003, 85 kişinin ölümüne neden olan Necef’teki bir camiye düzenlenen bombalı araç saldırısı,
  • 27 Ekim 2003, 35 kişinin ölümüne neden olan Bağdat’taki dört ayrı bombalı araç saldırısı,
  • 9 Eylül 2003, 3 kişinin ölümüne neden olan Erbil’deki ABD Savunma Bakanlığı ofisinin bombalanması girişimi,
  • 12 Kasım 2003, 33 kişinin ölümüne neden olan Irak’ın güneyindeki İtalyan askeri karargâhının bombalanması eylemi,
  • 10 ve 11 Şubat 2004, Bağdat’ta 100’den fazla kişinin ölümüne neden olan iki bombalı araç saldırısı,
  • 2 Mart 2004, Bağdat ve Kerbela’da Şii türbelerine karşı düzenlenen ve 181 kişinin ölümüne, 500’den fazla kişinin ise yaralanmasına neden olan intihar saldırıları,
  • 21 Nisan 2004, Basra’da 74 kişinin ölümüne neden olan bombalı araç saldırıları.

IÖO’dan önce ABD ve KYB’nin Ensar hakkında ileri sürdükleri ve uluslararası medyanın da dikkatini çeken[39] en önemli iddiaları; Ensar’ın Kuzey Irak’ta kimyasal silah tesisleri kurduğu ve Bağdat yönetiminin de Ensar’ın Afganistan’dan kimyasal silah getirmesine yardımcı olduğu yönünde idi.[40] İlginçtir ki Ensar, bu suçlamaları reddetmedi. Ancak sahip olduğu kimyasal silahların İran-Irak Savaşından kalan artıklar olduğunu iddia etti.[41] Ensar’ın sahip olduğu kimyasal silahların tam içeriği bilinmemektedir. Fakat IÖO’nu müteakip örgütün merkez üssünün ele geçirilmesinden sonra, Alman yetkililer üstte kimyasal ve biyolojik silahların kullanım kılavuzlarını buldular. Uzmanlar, bu kılavuzlardan yola çıkarak Ensar’ın bazı zehirli gazlarla başarılı deneyler gerçekleştirmiş olabileceği sonucuna ulaştılar.[42]

5. ENSAR EL-İSLAM’IN ULUSLARARASI BAĞLANTILARI

Ensar, IÖO’dan önce Irak’tan, şimdilerde ise İran’dan aldığı destek yanında; El-Kaide, Tevhid, Türk Hizbullahı ve İslami Büyükdoğu Akıncılar Cephesi (İBDA-C) gibi birçok örgütle de ilişki içindedir.[43] Bu da Ensar’a, Batı Avrupa’da olduğu gibi Ortadoğu’da da geniş bir altyapı zemini sağlamaktadır. Bu bağlantıları yardımıyla Ensar, IÖO’den sonra, daha önce Batı Avrupa’dan gelen militanların yerine yenilerini kolaylıkla ikmal edebilmiştir. Aralık 2003’te AB kolluk kuvvetleri Ensar’ın Almanya, Fransa, İspanya, İngiltere ve Norveç’te eleman toplama merkezlerini tespit etmiştir. Bu merkezlerden yüzlerce kişinin ABD ile savaşmak üzere Irak’a gönderildiği anlaşılmıştır. Ensar’ın bazı üyelerini terör eylemleri gerçekleştirmek üzere Türkiye’ye de sızdırdığı iddia edilmektedir.[44] Bu bağlamda, 2004 Haziran’ının sonunda İstanbul’da yapılan NATO zirvesini vurmayı, ayrıca bir bankayı soymayı ve bir sinagogu bombalamayı planladığı iddia edilen örgüte karşı Bursa ve İstanbul`da yapılan operasyonlarda, örgütün 25 elemanı yakalandı.[45] Bunlardan 19’u hakkında dava açıldı. Haklarında dava açılan 19 sanıktan 7’si toplam 51 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanıklardan Alpaslan Toprak, “terör örgütü yöneticisi olmak” suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.[46]

Molla Fatih Krekar

Molla Fatih Krekar

Ensar’ın, Avrupa Müslümanları arasında epey popüler olduğu görülmektedir. Bunun muhtemel nedenlerinden biri, Molla Fatih Krekar künyesiyle tanınan Ferec Ahmet Necmeddin’in karizmatik kişiliği olabilir. Molla Fatih, Norveç Göçmenlik Bürosu yetkilileriyle giriştiği hukuk mücadelesi nedeniyle İskandinav medyasında sık sık boy göstermekteydi. Bin Ladin’in son hocası olan ve Pakistan’da bulunan Abdullah Azzam’dan İslam Hukuku dersleri aldığı bilinen Molla Fatih, Bin Ladin ile ilk defa 1990’da Peşaver’de tanıştığını iddia etmektedir. Yine iddialarına göre; o sırada Kürdistan İslami Hareketi için yardım arıyordu ve Bin Ladin yardım talebini geri çevirmişti.[47]

1991 Körfez Savaşını müteakip, Molla Fatih, Norveç’ten mülteci statüsü elde etti. Oslo’da yaşarken 350 üyesi olduğu tahmin edilen bir İslamî cemaate liderlik etti. 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından Norveç’ten kayboldu. Eylül 2002’de İran’da ortaya çıktı ve sınır dışı edilerek hemen tutuklandığı Hollanda’ya gönderildi. Hollandalı yetkililer, Ocak 2003’te Molla Fatih’i eroin kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle arandığı Ürdün’e değil de, Norveç’e teslim ettiler. Norveç Kanunlarına göre kişilerin ana vatanlarında askeri direnişe liderlik etmeleri suç olmadığından, Molla Fatih serbest bırakıldı.[48] Fakat hakkında Irak’a iade kararı alındı.[49] Bu karara rağmen, Irak’taki güvenlik durumu ve iade edilirse ölüm cezasına çarptırılabileceği gerekçeleriyle iade edilmedi.[50]

Molla Fatih, Norveç’te serbest bırakıldıktan sonra, “Ensar’ın El-Kaide veya Irak Hükümeti ile bağlantılarının olduğuna” dair Amerikan iddialarına karşı büyük bir medya kampanyası başlattı. Bu sırada Amerika’ya karşı “Irak’ı işgal ettikleri takdirde intihar bombacısı eylemleriyle karşılık vereceklerine” dair tehditleri yüzünden tutuklanıp 2003 Nisan’ında delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Aralık 2003’te El Cezire Kanalına Ensar El-İslam’ın lideri olarak röportaj verince ve Irak’taki intihar bombacısı eylemleriyle ilişkisine dair delillere ulaşılınca tekrar tutuklandı. Ancak KYB’nin Molla Fatih aleyhinde tanıklık etmeleri için tanıklara işkence yaptığı ortaya çıktı ve bunun üzerine 2004 Şubat’ında tekrar serbest bırakıldı.[51] Molla Fatih, Temmuz 2009 itibariyle hala Irak’a iade edilmemişti ve Norveç’te özgür bir şekilde yaşıyordu.[52]

Ensar El-İslam’ın Milan’daki hücresinin İtalyan polisi tarafından dinlenilmesi sonucu elde edilen bazı konuşma transkriptleri, İtalya’da günlük olarak yayınlanan Il Nuova gazetesinde yayınlandı. Bu transkriptler, Ensar’ın Avrupa’daki yapılanmasını ve Ensar’ın diğer El-Kaide örgütleriyle bağlantılarını göstermektedir.[53] 2003’te yenilgiye uğrayan ve dağılan örgütün militanlarının bir kısmının Avrupa’ya giderek propaganda yaptıkları ve Avrupa’dan örgüte yeni elemanlar kazandırarak Irak’a gönderdikleri, bu transkriptlerden anlaşılmaktadır.[54] Yine bu transkriptlerden anlaşıldığı kadarıyla, Şeyh Adel ve Şehy Abd El-Vahab, örgütün Avrupa’daki hücresinin sorumluları arasındadır. Ensar’ın Avrupa’daki yapılanması klasik bir hücre yapılanmasıdır; her şehirdeki hücrenin lideri farklıdır ancak uluslararası düzeyde, örgütün bölgesel liderleri vardır.[55]

Mezkûr transkriptlere göre, örgütün Kafkaslarda ve Irak dışındaki diğer bazı Orta Doğu ülkelerinde de bağlantıları vardır. Örneğin Çeçenistan’ın örgütün öncelikli eğitim merkezi olduğu ve Çeçen isyancı gruplarla örgütün dillendirilmeyen bir işbirliği içinde oldukları anlaşılmaktadır. İtalyan müfettişler, eldeki belgelerden Ensar’ın Suriye ve Ürdün’de de küçük de olsa bir altyapısının bulunduğuna ve örgüt liderlerinden Molla Fuad ve Abdürrrezzak’ın IÖO’dan önce Suriye’de aktif olarak faaliyet gösterdiklerine inanmaktadırlar.[56]

.

Süleyman ERDEMsuleyman@sahipkiran.org

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız

.

Önemli Not: Bu çalışma 2010 yılında hazırlanmış olup o tarihten sonra güncellenmemiştir.


KAYNAKÇA

[1] “İran Kerkük`e müdahale ediyor”, 14 Haziran 2009, http://www.tumgazeteler.com/?a=5199896

[2] A.g.h.

[3]Ensar El İslam Hareketi Hakkında”, http://ummetinsesi.wordpress.com/2009/12/10/ensar-el-islam-hareketi-hakkinda

[4] Bakınız; Rubin, Michael, “The Islamist Threat in Iraqi Kurdistan,” Middle East Intelligence Bulletin, Aralık 2001, http://www.meib.org/articles/0112_ir1.htm ve “Ensar El İslam Hareketi Hakkında”, http://ummetinsesi.wordpress.com/2009/12/10/ensar-el-islam-hareketi-hakkinda

[5] Bknz, NYT: Ensar El İslam, El Kaide’den bağımsız, http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/258134.asp#BODY ve Çolak, A.Savaş, “Kuzey Iraktaki istihbaratlar savaşı”, Ortadoğu Gazetesi, 8 Eylül 2009, http://www.tumgazeteler.com/?a=5406255

[6] Darling, Dan, Ansar al Islam Dosier, Center for Policing Terrorism, 30 Temmuz 2004, s:4, http://www.cpt-mi.org/pdf/Ansar%20al-Islam%20Final.pdf

[7] “İşte Kürt El-Kaidesi”, Milliyet, 6 Ocak 2003, http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=66203

[8] Darling, Dan, “The Rise of Ansar al Islam”, 28 Temmuz 2005,

http://www.weeklystandard.com/Content/Public/Articles/000/000/005/890jbxwe.asp

[9] A.g.m.

[10] A.g.m.

[11]The 9/11 Commission Report, Official Government Edition, s.61,

http://www.9-11commission.gov/report/911Report.pdf

[12] Darling, Dan, A.g.m.

[13] A.g.m.

[14] Darling, Dan, Ansar al Islam Dosier, s:7.

[15] Abedin, Mahan, “Analyzing Ansar Al-Islam”, Terrorism Monitor, Volume 2, Issue 11, 3 Haziran 2004.

[16] Darling, Dan, a.g.e., s:9.

[17] Darling, Dan, a.g.e., s:9

[18] Chivers, CJ, “Kurds Face a Second Enemy: Islamic Fighters on Iraq Flank,” New York Times, 12 Ocak 2003

[19] Darling, Dan, a.g.e., s:10.

[20] A.g.e, s:10.

[21] Çolak, A.Savaş, “Kuzey Iraktaki istihbaratlar savaşı”, Ortadoğu Gazetesi, 9 Ağustos 2009, http://www.tumgazeteler.com/?a=5406255

[22] Darling, Dan, A.g.e., s: 4.

[23] A.g.e., s:21.

[24] Bknz. “Ensar El İslam Hareketi Hakkında”, A.g.m. ve “Ansar al-Islam”, http://www.nctc.gov/site/groups/ai.html

[26] Bknz. Çolak, A.Savaş, A.g.m. ve Özüyılmaz, Ömer, “İran Kerkük`e müdahale ediyor”, 14 Haziran 2009, http://www.tumgazeteler.com/?a=5199896

[27] Darling, Dan, a.g.e., s:11-12.

[28] Bu sitelerden birisi http://ansarnet.info/ dir. Bu siteden örgütün gerçekleştirdiği bazı eylemlerin videoları yayınlanmakta ve forumlar üzerinden propaganda yapılmaktadır.

[30] Darling, Dan, A.g.e., s:10

[31] http://www.infoplease.com/spot/al-qaeda-terrorism.html

[33] “Ansar al-Islam (Iraq, Islamists/Kurdish Separatists)”, Kasım 2005,

http://www.cfr.org/publication/9237/

[34] Schanzer, Jonathan, “Ansar Al-Islam: Iraq’s Al-Qaeda Connection”, 17 Ocak 2003, http://www.frontpagemag.com/ARTICLES/Printable.aspx?GUID={9E091170-6A9D-48CA-BC7B-02FF7F84A443}

[35] Faraç, Mehmet, “Kuzeyde Heder Ensar El-İslam”, 23Mart 2003, http://www.mehmetfarac.com/belge.asp?select=41

[36] http://www.fas.org/irp/world/para/ansar_fto.html

[37] “Ansar al-Islam (Iraq, Islamists/Kurdish Separatists)”, Kasım 2005, http://www.cfr.org/publication/9237/

[38] http://en.wikipedia.org/wiki/Ansar_al-Islam

[39] Darling, Dan, Ansar al Islam Dosier, s:12.

[40] Schanzer, Jonathan, A.g.m.

[41] A.g.m.

[42] Darling, Dan, Ansar al Islam Dosier, s:20.

[43] A.g.e., s:17

[44] Darling, Dan, A.g.e, s:17.

[45] “Hedef NATO`ydu”, Türkiye Gazetesi, 24 Mayıs 2004, http://www.tumgazeteler.com/?a=403684

[46] “Ensar El İslam davasında 52 yıl hapis, 11 beraat”, Yenişafak Gazetesi 27 Ocak 2007,

http://yenisafak.com.tr/Gundem/Default.aspx?t=27.01.2007&i=26699

[47] Darling, Dan, A.g.e., s:17.

[48] A.g.e., s:17.

[49] http://en.wikipedia.org/wiki/Mullah_Krekar

[50] A.g.m.

[51] Darling, Dan, A.g.e., s:13.

[52] http://en.wikipedia.org/wiki/Mullah_Krekar

[53] Darling, Dan, Ansar al Islam Dosier, s:18

[54] Khalil Lydia, “The Transformation of Ansar al-Islam”, 20 Aralık 2005, http://www.jamestown.org/single/?no_cache=1&tx_ttnews%5Btt_news%5D=631

[55] Darling, Dan, A.g.e., s:18.

[56] A.g.e., s:18.

Süleyman Erdem Hakkında

Balıkesir doğumludur. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden 2001 yılında lisans, Harvard Üniversitesi Kamu Politikaları Bölümünden 2009 yılında yüksek lisans derecesi almıştır. 2002 yılında Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde memur olarak kamuda göreve başlayan Erdem, 2003-2004 yılları arasında Maliye Bakanlığında Vergi Denetmen Yardımcısı olarak görev yapmış, 2004 yılından itibaren de Başbakanlıkta Uzman Yardımcısı, Uzman ve Tanıtma Fonu Genel Sekreteri görevlerinde bulunmuştur. 2009-2011 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK)’da Geçici Uzman sıfatıyla YÖK ve ÖSYM’deki denetimlerde görev almıştır. 2012 Aralık ayında kurulan Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM)'ın kurulduğu tarihten 08/10/2019 tarihine kadar başkanlığını yürütmüştür. Halen SASAM Uluslararası Güvenlik Masası Direktörü olarak görev yapmaktadır. Akademik çalışmalarını “radikalleşme ve terör” üzerine yürüten Erdem’in; “Cihatçılar; El Kaide ve IŞİD’e Katılanların Hikayesi” isimli yayınlanmış bir kitabı bulunmaktadır.

Yorumlar (3)

  1. Mustafa Aksay dedi ki:

    Süleyman bey,kutluyorum.Kuzey Iraklıları sadece kürtler olarak görüyoruz.Din eksenli olarak da olaya bakmak lazım.Sitenizi yakından takip ediyorum.Hayırlı uğurlu olsun.

  2. […] lehine ve ülkemizin aleyhine olmaya başladığı da, yine aynı uzmanlarca ifade edilmektedir.[2] Ülkemizin menfaatlerinin korunması için bölgede meydana gelen tüm gelişmeler takip edilerek, […]

  3. […] gibi birçok ülkenin güç savaşı içerisinde olduğu, konunun uzmanlarınca ifade edilmektedir.[1] Bu ülkeler arasında İran’ın son zamanlarda bölgede etkinliğini artırdığı ve bölgedeki […]

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: