Twitter Facebook Linkedin Youtube

TEBESSÜMÜN SOSYAL MEDYA VERSİYONU VE CİMRİLİK

Belki sizin de dikkatinizi çekiyordur; sosyal medyadaki arkadaşlarımız, paylaşımlarımızın altındaki “Beğen” tuşuna basmakta oldukça cimri davranıyorlar. Aynı tavrı, muhtemelen biz de sergiliyoruz. Peki, ama neden? Beğendiği ve arkadaşları tarafından da beğenileceğini düşündüğü bir sözü, fotoğrafı veya yazıyı paylaşan kişiler, çoğu zaman hayal kırıklığına uğruyor (her gördüğünü veya her anının fotoğrafını paylaşanları istisna tutuyorum). Çünkü insanlar, hiçbir maliyeti olmayan “beğen” tuşuna basmaya yanaşmıyorlar ve adeta cimrilik yapıyorlar. Bazen beğendikleri halde; “ya diğer arkadaşlarım bunu beğendiğim için beni ayıplarlarsa!” endişesiyle, bazen de kibirleri ön plana çıkarak; “Ben öyle her şeyi beğenmem!”, “Benden beğeni almak zordur!” gibi düşüncelerle ve bazen de belki “beğensem ne olacak, beğenmesem ne olacak!” gibi umursamaz tavırlarla olsa gerek, imleci “beğen” tuşunun üzerine götürüp tıklamaktan imtina ediyorlar.


Sosyal medyada “beğen” tuşuna basmanın, twitterda favoriye eklemenin veya RT yapmanın; muhatabımızdaki tebessümün oluşturduğu etkiye benzer bir etki oluşturduğunu düşünüyorum. Malum artık çoğumuz sanal hayatlar yaşıyoruz. Sanal hayatta, “sanal tebessüm” diye niteleyebileceğimiz “beğenmek, paylaşmak, favoriye eklemek, RT yapmak vb.” gibi etkileşimler, insanları mutlu etmekte. Artık insanlar, paylaşımlarının kaç beğeni aldığını, kaç kez paylaşıldığını ve kaç takipçisinin olduğunu ön plana çıkarmaktan hoşlanıyor. Beğeni toplamak için de bazen yalvarma derecesine gelebiliyorlar. Twitter kullanıcıları görmüşlerdir muhakkak; “Lütfen FAV” veya “Lütfen RT” gibi cümlecikler içeren pek çok tweet atılmakta. Bunların kimisi anlaşılabilir nedenlerle yazılmakla birlikte, beğenilme güdüsüyle yazılanlar da azımsanacak miktarın ötesinde. Bundan da öte, takipçilerinin çok görünmesi için takipçi satın alanların bulunduğu ve takipçileri ile takip ettikleri arasındaki farkı artırmaya çalışanların binbir çeşit yönteme başvurdukları bir dönemde yaşıyoruz. Böyle bir dönemde sanal tebessümün önemi de artıyor.


Malumdur; tebessüm, Peygamber Efendimiz tarafından da teşvik edilen ve ibadet olarak nitelenen bir davranış… Zira Hadisi Şerifte; “Mümin kardeşine tebessüm etmen, sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman, sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen, sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.” (Tirmizî, Birr, 36.) buyurulmaktadır.


Tebessüm, ilişkileri samimi hale getiren, yüzleri güzelleştiren, sevgi köprüleri oluşturan, iç güzelliğini dışa yansıtan, gönüllere girmenin anahtarı, karşıdakine duyulan saygının göstergesi ve mükemmel bir ikram olan, en masrafsız hediyedir. Ancak bu kadar getirisi olmasına ve hiçbir maliyeti olmamasına rağmen, tebessüm etmekte cimrilik yapan insanlar olduğu gibi, bu durum sosyal medyaya da yansımakta ve bir beğeni ile muhatabımızı memnun edebilecek iken bundan imtina edilmektedir. Tebessümde sınır olmadığı gibi, sosyal medyada “beğen tuşuna basmak” için de bir sınırlama yoktur. Tuşa bastıkça hakkınız azalmamaktadır. Ama buna rağmen, bir tuşa basmaktan imtina edilmektedir.


Sanal hayatlarımızda, sanal tebessümün önemini kavramak ve muhataplarımız nezdinde tebessüm etkisi bırakmak, yapabileceğimiz en kolay işlerden biridir. Tebessümde ve sosyal medya versiyonunda cimrilik yapmamak ümidiyle…

.

Süleyman ERDEMsuleyman@sahipkiran.org
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Süleyman Erdem Hakkında

Balıkesir doğumludur. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden 2001 yılında lisans, Harvard Üniversitesi Kamu Politikaları Bölümünden 2009 yılında yüksek lisans derecesi almıştır. 2002 yılında Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde memur olarak kamuda göreve başlayan Erdem, 2003-2004 yılları arasında Maliye Bakanlığında Vergi Denetmen Yardımcısı olarak görev yapmış, 2004 yılından itibaren de Başbakanlıkta Uzman Yardımcısı, Uzman ve Tanıtma Fonu Genel Sekreteri görevlerinde bulunmuştur. 2009-2011 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK)’da Geçici Uzman sıfatıyla YÖK ve ÖSYM’deki denetimlerde görev almıştır. 2012 Aralık ayında kurulan Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM)'ın kurulduğu tarihten 08/10/2019 tarihine kadar başkanlığını yürütmüştür. Halen SASAM Uluslararası Güvenlik Masası Direktörü olarak görev yapmaktadır. Akademik çalışmalarını “radikalleşme ve terör” üzerine yürüten Erdem’in; “Cihatçılar; El Kaide ve IŞİD’e Katılanların Hikayesi” isimli yayınlanmış bir kitabı bulunmaktadır.

Yorumlar (6)

  1. Ali KAYIHAN dedi ki:

    ALTINA İMZAMI ATIYORM

  2. ömer faruk tan dedi ki:

    Çok güzel bir çalışma olmuş.

  3. Edip Savran dedi ki:

    Manidar bir paylaşım.Bu gözleminizin altında yine kişinin "kabı "demek istiyorum onda ne varsa onu ikram eder insan .Ve kendi olabilmeli
    ,kendi olamayan hep başkaların etkîsînde kalır onun icinde fikir üretemez.Fikir üretemeyen ise kısır döngü içinde döner durur .

  4. Gül dedi ki:

    Manidar bir paylaşım.Bu gözleminizin altında yine kişinin “kabı “demek istiyorum onda ne varsa onu ikram eder insan .Ve kendi olabilmeli
    ,kendi olamayan hep başkaların etkîsînde kalır onun icinde fikir üretemez.Fikir üretemeyen ise kısır döngü içinde döner durur .

  5. ali kadir dedi ki:

    Kalemine ve kelamına sağlık güzel olmuş.Ancak bazen öyle paylaşımlar var ki acınacak ve üzülünecek bir şeyi seçeneklerde beğen,yorum yap veya paylaş seçeneği dışında seçenek olmadığı için insan ne yapacağını sapıtıyor,bir de üzül veya üzüntüyü paylaş seçeneği de olsa iyi olmaz mıydı acep demekten alamıyorum kendimi…

  6. Burak Karagöz dedi ki:

    <iframe src="//www.facebook.com/plugins/follow?href=https%3A%2F%2Fwww.facebook.com%2Fkralaskina.karagoz&layout=standard&show_faces=true&colorscheme=light&width=450&height=80" scrolling="no" frameborder="0" style="border:none; overflow:hidden; width:450px; height:80px;" allowTransparency="true"></iframe>

ömer faruk tan için bir cevap yazın Cevabı iptal et


%d blogcu bunu beğendi: