Twitter Facebook Linkedin Youtube

HOCALI KATLİAMI VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Hocalı, insanlık tarihine Ermenistan tarafından yazılmış kara bir sayfadır. Dost ve kardeş ülke Azerbaycan topraklarının ermeniler tarafından işgal süreci, 25-26 Şubat 1992 tarihinde Dağlık Karabağ’ın Hocalı kentinde, kadın yaşlı çocuk demeden yapılan insanlık dışı katliamla başlamıştır. Hocalı katliamının yirmi birinci yıldönümünde derin bir acı ve üzüntü içindeyiz.

Böyle bir anlayışın uluslararası hukuka aykırı saldırgan politika ve insanlık değerlerini ayaklar altına almak olduğunu herkes görmelidir. Yaşananlar Kafkasya bölgesinde barış ve güvenliği tehdit eden istikrarsızlık unsuru bir durumdur. Hocalıda sivillerin toplu şekilde acımasızca öldürülmeleri son yılların en büyük katliamlarından birisi olarak görülmektedir. Azerbaycan Türklerine karşı yapılan bu katliamın acılarını kardeş Kıbrıs Türk Halkı olarak yüreğimizde hissediyor ve bu katliamı kınıyoruz.

Hocalı katliamı, insanlığın bugün ve gelecekte dersler çıkartması ve bugüne kadar gösterdiği tepki konusunda bir vicdan muhasebesi yapması gereken önemli bir olaydır. Bu katliamın kurbanlarının çektikleri acıların tüm dünya halkları tarafından anlaşılması gerekmektedir.

Dünya, Hocalı Katliamını hatırlamamakla yetinmemekte; Ermenilerin yüz yıl önce Osmanlılar tarafından soykırıma uğradığı iftirasını araştırmaya gerek görmeden gerçek olarak kabul etmekte, hatta bununla da kalmayıp kanunlarla tarih yazmaya kalkışmaktadır. Öte yandan da 28 yıl önce Ermenistan tarafından Azerbaycan’da yapılan Hocalı Katliamı konusunda düşünmek bile istememekte ve bunu görmezden gelmektedir.

Türkler çok hoşgörülü bir millettir. Bu hoşgörünün temelinde Hoca Ahmet Yesevi, Mevlana ve Yunus Emre’nin en derin düşünceleri bulunmaktadır. Türkler hiçbir zaman için genç nesilleri nefret duygularıyla yetiştirmez. Belki başımıza gelenleri unutmamız, unutturmaya çalışmamız bu nedenlerdendir. Ancak nefret tohumları ekmek başka, tarihi hatırlamak ayrı şeylerdir.

Hocalı Katliamı hafızalarımıza yerleşmeli ve önümüzdeki nesillere de aktarılmalıdır. Hocalı Katliamı 1918 yılında 31 Mart tarihinde 50 bin dolayında Türk’ün Bakü’de Taşnaklar tarafından katledişinin unutulduğu gibi, hafızadan hiçbir zaman silinmemelidir.

Bu aşamada Türkiye’ye dolayısı ile Türklere iftira edilmeye çalışılan sözde ermeni soykırım iddiası ilgilide yeri gelmişken bir kaç söz söylemek istiyorum. Soykırım gibi vahim bir insanlık suçunun işlenebilmesi için ‘’ O ‘’ milletin tarihinde bu suça yatkınlık olması gerekir. Bir şahıs için suça yatkınlık nasıl bir özellik ise, toplumlar için de öyledir. Türk tarihi incelendiğinde soykırıma ve asimilasyona rastlanamaz. Avrupa mezhepler mücadelesinin kanlı soykırımlarını yaşarken, Osmanlı’da her din ve mezhebin ibadethanesinde rahatça ibadet edebildiği görülmektedir.

1469 yılında İspanya ve Portekiz’den kaçan on binlerce Musevi ve Müslüman ; Avusturya – Macaristan imparatorluğundaki iç çatışmalar sonucu 1680 yılında Tökeli İmre ve adamları, 1711 yılında Rakoczi Ferençh ve adamları, 1849 yılında Layoş Kosuth ve 2000 kişilik Macar grubu; İsveç Kralı Demirbaş Şarl ve 2000 dolayında adamı; 1841 ve 1856 yıllarında Polonya’lı Prens Chartorski; 135 bin kişilik ordusuyla Ekim 1917’de Rus komutan Vrangel ve diğer Beyaz Ruslar, Troçki başta olmak üzere Stalin muhalifleri, Birinci dünya savaşı öncesi ve sonrası Balkanlardan ve Kafkaslardan farklı etnik ve dini gruplardan milyonlar Türkiye’ye göçmüştür.

1930’lu yıllardan itibaren Polonya ve Almanya kökenli on binlerce Musevi Türkiye’ye sığınmıştır. Sözde iddia edilen Ermeni soykırımının üzerinden 20-25 yıl gibi kısa bir süre geçmişken, soykırım yaptığı iddia edilen bir milletin, soykırımdan kaçanlar tarafından kurtarıcı olarak görülmesi bile soykırım iddiasının bir yalan olduğunu göstermeye kâfidir.

1963 ve 1974 yılları arasında 11 yıllık süre zarfında Rumlar tarafından birçok kez soykırım denemesine maruz kalan Kıbrıs Türk Halkı, Azerbaycan Türkü kardeşlerinin acısını çok iyi anlamakta ve hissetmektedir. Hocalı Katliamı gibi Bosna – Hersek ve Srebrenica katliamları da insanlık için bir yüz karasıdır. Böylesine acı olayların yaşanması ve sivil halkların etnik soykırıma tabi tutulması asla kabul edilemez. Hocalı katliamında hayatını kaybeden soydaşlarımızın aziz hatıralarını üzüntü ile anıyor, Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.

 

Gökhan Güler
KKTC Azerbaycan Kültür Merkezi E. Başkan Yardımcısı

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: