Twitter Facebook Linkedin Youtube

FERRARİ’Yİ ÇALAN FİL (KİTAP ÖZETİ)

Şafak ALTUN’un kaleme aldığı kitap, Ekim 2017’de baskıdan çıkmıştır. Yani daha yeni diyebileceğimiz bir niteliğe sahiptir. Kitap en genel ifadeyle kapakta da belirtildiği üzere ‘İnsan neyi neden yapar?’ sorusuna cevaben hazırlanmıştır. Bildiğiniz üzere bu konu üzerine yazılmış birçok kitap bulunmaktadır. Fakat bu kitap diğerlerinden farklı olup hayatımıza yön verme potansiyali olan etkileri kitapta toplamış, olayları örneklendirmiş ve gayet net bir biçimde somutlaştırabilmiştir.

Kitapta bolca “etki” üzerinde durulmuş ve bu etkilere örnekler verilmiştir. Ancak yazarın üzerinde durduğu etkilerin içinde bir hiyerarşik yapı bulunmuyor. Yani biri diğerinden daha önemli veya önemsiz değil. Bu nedenle kitabın neresini anlatırsanız anlatın, içinizde bir yeterlilik duygusu oluşmuyor. Ayrıca işlenen konular birbiriyle bağımlı oldukları kadar bir o kadar da bağımsız. Bu özellik, okuyucuyu sürüklüyor.

Aslında bu kitabı tanıtmak cidden çok zor çünkü konular dediğim gibi bağlantılı ve herkes farklı bölümünden etkilenebilir. Ben kendi açımdan önemli gördüğüm noktaları sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Yazar genel olarak kitabın tümünde şu 5 başlığın üzerinde ‘bolca’ durmuştur. Bu başlıklara kitabın genel başlıkları da diyebiliriz. Bunlar:

1- Özgür irademiz var mıdır, yoksa irademizi birileri etkiliyor mu?

2- İnsanın sosyal bir varlık olması ve çoğunluğa uyup beğenilme arzusu,

3- Beynimizin analizlerinden ziyade sezgilerimize göre hareket etmemiz,

4- ‘Her şey algılarla ilgilidir’

5- Toplumun insan üzerindeki etkisi

Yazar kitabı üç ana bölüme ayırmıştır;

Birinci Bölüm: “KÖTÜ OLMAK ZORUNDA MIYIZ?”

Bu ilk bölümü yazarımız aslında kitabın bütününe ilişkin bir hazırlık evresi olarak hazırlamıştır desek yanlış olmaz. Bu bölümde yazar, genel anlamı itibariyle dışarıdan çok normal gözüken günümüz insanının, yeri geldiğinde ortaya çıkarabileceği canavarı ele almaktadır. Bölümdeki genel konsept bu olmakla birlikte bunun dışında irademizi belirleyen unsurlardan, toplumun bazı olaylara olan etkilerinden ve sürü psikolojisinden bahsetmiştir. Bu bölümde bolca bahsedilen “etki”lerden örnek olarak birini paylaşayım sizlerle. Yazarımız anlattığı “etki” için başlık olarak ‘Guguk Kuşunun Anlaşılması, Tuhaf Davranışının Ardındaki Tuhaf Gerçekler’ başlığını kullanmıştır. Etkimiz ise ‘Hipster Etkisi’ .

Hipster Etkisi

Hipster, insanı giyiminden davranışlarına kadar farklı şekillerde etkileyen bir akım. Kökeni 40’lı yıllara kadar gider. Eskiye dönüş ve sevmek anlamına geliyor. Hipsterler herkesin birbirine benzemesine karşı çıkıyorlar ama hepsi birbiri gibi giyiniyor, birbirlerine benziyorlar.”

Bu alıntıdan bu etkideki paragraflardan birini aktarmak istiyorum.

”İnsanın kendinden farklı olanı ve çoğunluğa uymayanı ‘anormal’ veya ruh hastası olarak görme eğilimi başından beri vardır. Her ne kadar durum böyle olsa da, doğada ‘değişik’ olanlar her zaman dikkat çeker. Değişik olan korkak ve çekimser ise yok edilir. Korkusuzun ise peşinden gidilir. Bu durumda takip edilen ya grubu gerçekten yönlendirecek yeni bir liderdir, ya da lider sanılan ‘deli’dir.

İkinci Bölüm: “FABRİKA AYARLARINA NASIL DÖNERİZ?”

Bu bölümü madde halinde yazacağım çünkü bölümümüz diğer bölümlere nazaran daha uzun ve kapsamlı. Bu yüzden vereceğim örnekler de kapsamlı olacaktır. Konularımız şöyle:

1- İnsanın bazı durumlar karşısında rehavet sonucu yaptığı veya oluşan aptallıklar,

2- Ünlülerin topluma rol-model olmaları,

3- Beynin kandırılması sonucu oluşabilecek yanılsamalar ve durumlar,

4- Cahilliğin etkileri

Bu bölümde bağlantılı konu çok olmakla birlikte içerdikleri örnekler bakımından farklılıklar arz etmektedir. Ayrıca bu kitapta yazarımızın da belirttiği gibi olumsuz etkiler ağır basmaktadır. İşte bu olumsuz etkileri hissedeceğiniz bölüm burasıdır. Bu bölümü okurken insan kendini adeta bir sorgulama evresinden geçiyormuş gibi hissediyor. Genel konularda bahsettiğimiz toplumun etkileri burda açıkça işlenmiş. Bu bölüm için iki tane örnek vermeyi uygun gördüm. Başlıklarımız şöyle:

1- ”Hanımlar, Yalan Söyleyen Beyiniz Değil de Beyninizse Ne yapacaksınız ?” (Plasebo etkisi)

2- ”İlk İzlenim İçin 4 Saniyeye İhtiyacımız Var ” (Halo Etkisi)

Halo Etkisi

”Birini ilk gördüğümüzde edindiğimiz izlenime bakarak, kişinin diğer özellikleri hakkında da çıkarım yaparız. Örneğin çok güzel bir kız gördüğümüzde, sadece güzelliğine bakarak ona; sıcakkanlı, yardımsever, hoş görülü , saygılı gibi özellikleri de ekleriz. ”

Şimdi de etkinin içinden bir paragraftan alıntı yapalım.

” İnsan, ilk kez gördüğü bir insan hakkındaki ilk izlenimini birkaç saniye içinde oluşturuyor. İlk gördüğü bu insanın iyi mi, ya da güzel mi olduğuna karar vermek için 4 saniyeye ihtiyacı var. Bu kararları verirken de mantığı ile değil, duygu ve sezgileriyle hareket ediyor. Bunu aslından isteyerek ve bilerek değil, farkında olmadan yapıyor. Neden mi böyle yapıyor? … (devamını kitaptan okuyabilirsiniz)”

Plasebo Etkisi

”Bazı hastalara fiziksel anlamda tedaviye yönelik hiçbir etkisi olmayan içi boş kapsüller ve ilaçlar vererek ya da yöntemler uygulayarak ‘işinize çok yarayacak ve iyileşeceksiniz’ denilmesi, kişilerin de buna inanarak kendilerini iyi hissetmesidir… Plasebo etkisi, genellikle tıbbi amaçlı olarak kontrol amaçlı seçilen insanlar üzerinde test edilen ilaçların gerçek etkisini anlamak için kullanılır… ”

Yazarımızın iddia ettiğine göre en çok konuşulacak etkilerden birisi de budur.

” …Düşünsenize, beyin yeri geliyor kendi bedenine bile saygı göstermiyor. Bir de utanmadan ‘yalan’ söylüyor. O insanlardan çevremizde mutlaka vardır. Ya da sizin de başınıza gelmiş olabilir. Anneniz hasta olduğunu söyler ve sizden kendisini bir an önce hastaneye götürmenizi ister. Hastanenin ya da doktorun kapısına geldiğinizde ise kendini iyi hissetmektedir.”

Evet aslında üzerine konuşulması gereken bir konu. Düşünsenize insan sadece psikolojik bir mutluluk sonrası kendini iyi hissedebiliyor.

Üçüncü Bölüm: “AKILLI OLUP ETKİLENMEMEK MÜMKÜN MÜ?”

Bu bölüme ‘sonuç’ bölümü de diyebiliriz. Genel olarak konularımıza bakarsak şöyle özetleyebiliriz: ‘TOPLUM’. Bu konuyla ilgili olarak yazar, yaptığımız karşılaştırmaları, işbirliklerini, taşkınlıklarını incelemiş. Bu bölümle ilgili bahsedebileceğim örnek ise ‘Mutluluk, Yaşanmaya Değer Bir Hayat Demektir’ başlıklı bölüm ve bölümde değinilen etki; ‘Zeigarnik Etkisi’.

Zeigarnik Etkisi

”Doğuştan karşılaştırma eğilimliyiz; kendimizi bizimle aynı durumdaki insanlarla karşılaştırır ve buna göre tavrımızı belirleriz. Kendimizi mutlu ya da mutsuz hissetmemiz, biraz da buna bağlıdır.”

Zeigarnik etkisi, aslında bir deney sonucu ortaya çıkmış bir şeydir. Deneyden çıkarılan sonuç ise özetle; bitirilmemiş ve sonlandırılmamış işlerin zihni meşgul ettiğidir.

‘… günümüz sosyal medya düzeninde de mutlu olmak o kadar zor ki! ‘Dikizledikçe mutsuz oluyorsunuz.’ Bu konu üzerine araştırmalar yapan Psikolog Barış Gürkaş’a göre; sosyal medya kullanıcıları, diğer insanların kendilerinde daha iyi bir hayat sürdüğüne inanıyormuş.’ Bu yenilgi, eksiklik, geride kalmışlık duygusu, insanın iç dünyasını etkiliyor… Dikizledikçe insanlarla kendimizi daha çok kıyaslıyor ve kıyasladıkça daha çok stresli ve mutsuz oluyoruz.”’

Kitap akıcı ve sade bir şekilde yazılmış olmasına rağmen hızlıca roman gibi okunmamalı. Çünkü içinde birçok etkiden bahsediliyor ve bunları hazmetmeniz, yazarın kitapta değindiği gibi ”zaman” istiyor. Bence kitaptan yararlanmak istiyorsanız günlük 3 veya 4 etki okumanız yeterli olacaktır. Son olarak şu alıntıyı ekleyip sözlerime son veriyorum.

Ne kadar zalim,iğrenç ve kötü olursanız olun, her nefes alışınızda bir çiçeği mutlu edersiniz.” MORT SAHL

 

Muhammet Emin GÜNDEM – SASAM Stajyeri
Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. Sınıf Öğrencisi 

Sahipkıran Akademi Hakkında

Sahipkıran AKADEMİ; üniversite öğrencilerine çalışmalarını yayınlayabilecekleri bir platform sağlamak ve öğrencilerin kendilerini geliştirmelerine katkı sağlamak üzere, Merkezimiz çatısı altında yeni oluşturulmuş bir yapıdır. “Türkiye’nin geleceğinin mimarları, Sahipkıran’da buluşuyor!” sloganı ile gayretli ve üretken üniversitelileri, çalışmalarını bu platformda paylaşmaya ve SASAM’ın etkinliklerine katılmaya davet ediyoruz. Sahipkıran AKADEMİ üyeliği, tamamen gönüllülük esasına dayanmaktadır. Üye olan öğrenciler, istedikleri zaman üyelikten çıkabilmektedirler. Üye olmak veya üyelikten çıkmak için bilgi@sahipkiran.org adresine, talebinize ilişkin e-posta göndermeniz yeterlidir. Talebiniz, en geç 3 iş günü içinde sonuçlandırılacaktır.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: