Twitter Facebook Linkedin Youtube

ORTA ASYA’NIN KÜRTLERİ: BELUCİLER

Süleyman ERDEM

Orta Asya’da yaşayan Belucilerin durumu, birçok yönden Ortadoğu’daki Kürtlere benzemektedir ve komşularımız aracılığı ile dolaylı da olsa ülkemizi ilgilendirmektedir. Kürt nüfusun İran, Irak, Suriye ve Türkiye gibi değişik ülkelere dağılması gibi, hem Pakistanlılardan hem de Farslardan farklı bir etnik kimliğe ve kültüre sahip olan Beluciler de İran, Pakistan ve Afganistan arasında dağılmıştır. PKK’nın bağımsız Kürdistan mücadelesi gibi, Belucistan Kurtuluş Ordusu ve Cundallah gibi örgütler de bağımsız bir Beluci devleti kurabilmek için mücadele etmektedirler. Ancak, İran’ın Beluciler üzerinde uyguladığı sıkı kontrol nedeniyle, Belucistan bağımsızlık mücadelesi daha çok Pakistan üzerinden yürütülmektedir.[1]

Belucilerin, etnik köken yönünden de Kürtlerle ortak noktaları olduğu ileri sürülmektedir. Harrison’a göre; Kürtler ve Beluciler, bugünkü Suriye toprakları içinde olan Halep’ten (Aleppo) taze besin ve su aramak üzere milattan çok kısa bir zaman önce birlikte göç ettiler. Kimi tarihçiler Belucileri semitik Keldani yöneticileri ile kimileri Araplarla, kimileri Kürtlerle, kimileri ise Asya azınlıklarından Aryanlarla ilişkilendirmeye çalışmaktadır. Her ne kadar Belucilerin etnik kökeni hakkında tarihçiler arasında ihtilaf olsa da, tarihçiler, Kürtlerin Kuzey Irak, Türkiye ve Kuzeydoğu İran’ı içine alan bölgeye gittikleri; Belucilerin ise Hazar Denizi kıyılarına doğru yöneldikleri ve 14 yüzyılda bugün yaşadıkları bölgeye göç ettikleri konusunda hemfikirdirler.[2]

Tarihi Gelişmeler

Belucistan; Hint Okyanusu’na uzun bir kıyısı bulunan, İran’ın güney doğusuna, Pakistan’ın güney batısına, Afganistan’ın ise güneyine düşen bir bölgedir. Beluciler, oldukça geniş bir bölgede yaşamalarına rağmen, Pakistan’ın Hindistan’dan ayrılış sürecinde Pakistan toprakları içinde bir eyalet olarak düşünüldükleri ve Sünni Müslüman oldukları için kendi devletlerini kuramamışlardır.[3]

İngilizler, 1947’de Hindistan’ı terk ettiklerinde “iki millet teorisi” uyarınca, Hinduların çoğunlukta olduğu Hindistan ve Müslümanların çoğunlukta olduğu Pakistan olmak üzere, bölgede din tabanlı olarak iki devlet oluşturdular. Bu iki ülkenin uluslararası ilişkilerini ise daha çok “Keşmir Sorunu” şekillendirdi; Pakistan ve Hindistan bu yüzden üç kere savaşa tutuştular.[4]

Pakistan, Pencabiler, Beluciler, Patanlar, Sindiler ve Bengallilerden oluşan Müslüman unsurları “Birlik” çatısı altında Doğu ve Batı Pakistan olarak bünyesinde toplamıştı. Bu yapı iç politikada yapılan hatalar sonucu 1971’de Bangladeş’in ayrılmasına kadar sürdü. Bengalliler kanlı bir mücadele sonunda Pakistan’dan ayrılıp bağımsız oldular. Bengallilerin ayrılmasından sonra, Batı Pakistan’da etnik unsur olarak Pencabiler, Beluciler, Patanlar, ve Sindiler kaldılar. Başlangıçtan itibaren Pakistan’ın oluşumuna muhalefet eden Patan ve Beluci unsurlar, bu muhalefetlerini günümüze kadar sürdürdüler.[5]

AStratejik Konum

Belucistan, İran, Pakistan ve Afganistan arasında bölünmüştür. Ancak, büyük bir bölümü Pakistan toprakları içerisinde yer alır. Pakistan’ın en büyük eyaleti olan ve batı sınırını oluşturan bu bölgenin, bu ülke sınırları içerisindeki bölümü 347.190 kilometrekare büyüklüğün-dedir ve yaklaşık olarak 12 milyon nüfusa sahiptir. Belucistan’ın İran topraklarına dâhil olan kısmı, Sistan-Belucistan Eyaleti adını taşır ve 181.600 kilometrekare büyüklüğündedir. Merkezi Zahedan kenti olan bu eyaletin nüfusu da yaklaşık 2,5 milyondur.[6] Afganistan’da Belucilerin yaşadığı alanın büyüklüğü ise yaklaşık 70.000 kilometrekaredir ve bu alanda 200.000 Beluci’nin yaşadığı sanılmaktadır.[7]

Jeostratejik açıdan çok önemli olan Belucistan, Hint Okyanusu’na kıyısı olması ve Hürmüz Boğazı’na yakınlığı nedeniyle hem İran, hem de Pakistan açısından vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Bu bölgenin ekonomik açıdan oldukça geri kalmış olduğu söylenebilir. Özellikle Pakistan tarafı, ülkenin en geniş kısmını oluşturmasına rağmen oldukça geri kalmıştır. Bu yüzden insanlar yönetime karşı oldukça tepkilidirler. Bu ekonomik sıkıntılar, etnik farklılık ile birleşince ayrılıkçı talepleri arttırmaktadır.[8] Şu an Belucistan’da üç ayrı örgüt bağımsızlık mücadelesi vermektedir. Bunlar; Beluc Ulusal Cephesi, Belucistan Cumhuriyetçi Partisi ve Belucistan Kurtuluş Ordusu’dur.[9]

Belucilerin Pakistan’a karşı isyanları Pakistan’ın kuruluşundan bu tarafa aralıklarla ama sürekli devam ede gelmiştir. 2003 yılına kadar Beluciler başarısızlıkla sonuçlanan dört isyan girişiminde bulunmuşlardır. Beluci ayaklanmalarının nedenlerini iç ve dış etkenlerle izah etmek mümkündür. İç nedenler arasında, Belucilerin her ne pahasına olursa olsun bağımsızlık idealinden vazgeçmemeleri ilk sırada gelir. Bunun yanında, sosyoekonomik nedenler de vardır: ülkenin tabi kaynaklar bakımından özellikle gaz yönünden zengin bu bölgesi, az gelişmişlikten ve tabi kaynaklarının Pakistan tarafından sömürülmesinden şikâyet etmekte ve ulusal paydan haklarına düşeni alamadıklarını belirtmektedir. Yine, bölgede yapılan büyük projelerden Belucilerın istifade edememeleri de önemli bir sebep olarak gündeme getirilmektedir.[10] Bu bağlamda bağımsızlık için mücadele eden yetkililer;“Pakistan’ın binlerce yıllık medeniyete sahip olan Belucistan’ı baskı altında tuttuğunu ve Pakistan’a karşı mücadelelerinde herkesten yardım kabul edebileceklerini, bu meyanda Hindistan’dan da yardım talep ettiklerini” söylemektedirler.[11]

Dış etkenler ile ilgili olarak Belucistan’ın jeo-stratejik yapısı önem kazanmaktadır. Bu bölge ayrı bir “Bağımsız Belucistan” devleti olarak, Soğuk Savaş’ın hâkim olduğu “İki Kutuplu Dünya” döneminde de gündeme getirilmiş ve SSCB’nin Belucistan üzerinden sıcak sulara ulaşma projeleri tartışılmıştır.[12] Günümüzde ise en önemli dış neden olarak ileride değinileceği üzere, ABD ve İngiltere’nin bölgenin istikrarsızlaştırılmasındaki menfaatleri gösterilmektedir. Ancak Pakistan tarafı, Belucistan’daki karışıklıklardan Hindistan’ı sorumlu tutmaktadır. Pakistan Hükümeti taraftarı bazı Beluci kaynaklar, Hindistan’ın Belucistan’da patlayan her bombaya yaklaşık 12 bin ABD doları verdiklerini iddia etmektedirler. Keşmir yüzünden iki ülke arasındaki gerilen ilişkilere ilave olarak, Kasım 2008’de gerçekleştirilen Mumbai saldırılarında görüldüğü üzere Hindistan, Pakistan’ı; Belucistan mevzuunda ise Pakistan, Hindistan’ı, birbirlerinin içişlerine karışmakla ve istikrarsızlığı tetiklemekle suçlamaktadırlar.[13]

İran Belucistan’ı ise, İran Yönetimi’nin akıllı hamleleri ile şimdiye kadar ciddi ayrılıkçı talepler ileri sürmemiştir.[14] Ancak Pakistan tarafında örgütlenmiş olmasına rağmen daha çok İran’da eylem gerçekleştiren ve milliyetçi söylemlerden çok dini söylemlere başvuran Cundallah Örgütü, (ayrılıkçı bir niyetlerinin olmadığını sadece Farslarla eşit haklara sahip olmak için eylem yaptıklarını söyleseler de) İran için önemli bir sorun haline gelmiştir.

İran’ın Afganistan ve Pakistan sınırında kalan Sistan-Belucistan Eyaleti, uyuşturucu kaçakçılığının üst seviyede, güvenliğin en alt seviyede olduğu bir bölgedir. Son 20 yıldır uyuşturucu kaçakçıları sınır bölgesinde etkin olmaya ve İran devrim muhafızlarıyla şiddetli çatışmalara girmeye başlamışlardır.[15] Afganistan’dan gelen Hint kenevirleri burada işlenip dünyaya pazarlanmaktadır. Bu bölge ayrıca, dünyada insan kaçakçılığının en yoğun olduğu bölgelerdendir. Otorite eksikliği nedeniyle bölge, son yıllarda tam bir kara para aklama merkezi olmuştur.[16] İran güvenlik güçleri açısından bu bölgedeki en büyük problem, Abdülmalik Rigi’nin liderliğindeki Cundallah (Allah’ın Askerleri) örgütüdür. İran, Afganistan ve Pakistan’da üstleri olan örgüt, bugüne kadar 400 devrim muhafızının ölümüne sebep olmuştur.[17] İran; ABD ve İngiltere’nin Sünni kökenli Cundullah Örgütü’nü kendisine karşı kullandığına inanmaktadır.[18]

ABD ve İngiltere’nin, gerek Çin ile iyi ilişkiler içinde olan ve Afganistan konusunda kendilerine yeterli desteği vermeyen Pakistan’ı, gerekse de İran’ı ve onun Orta Asya ile kurmak istediği enerji köprüsünü kontrol altına alabilmek için Belucilere perde arkasından destek vermekte ve bağımsızlıklarını desteklemekte oldukları iddia edilmektedir. Bağımsız kukla bir Beluci devletinin kurulması veya en azından bölgenin karışıklığa sürüklenmesi, bu iki ülkenin; Çin’in enerji ithali yollarını da denetlemelerine yarayacak ve İran’daki Beluciler sayesinde de İran’ın içişlerine de etki etmelerini sağlayacaktır.[19]

Nitekim ABD’de yayınlanan Armed Forces Journal (Silahlı Kuvvetler Dergisi), 2006 yılı Haziran baskısında yer verdiği Büyük Ortadoğu Projesi’nin siyasal haritasında Belucistan’ı, İran, Pakistan ve Afganistan’dan ayrı bağımsız bir ülke olarak göstermişti. Aynı haritada Türkiye’nin güneydoğusunu da Kuzey Irak ve Kuzeydoğu Suriye ile birleştirerek Kürdistan olarak adlandırılmıştı.

ASNot: Bu harita, ABD ordusunda görev yapan Yarbay Ralph Peters tarafından hazırlanmış ve Armed Forces Journal (Silahlı Kuvvetler Dergisi)’nin Haziran 2006 baskısında yayınlanmıştır.[20]

Bu haritanın yayınlanmasında sonra meydana gelen bazı gelişmeler, bölgedeki huzursuzluğun arkasına ABD ve İngiltere’nin olduğuna işaret etmektedir. 25 Şubat 2007’de yayımlanan Sunday Telegraph gazetesi, CIA’nın İran’ın Şii yönetimini zayıflatmak ve kaos yaratmak amacıyla, ülkenin sınır bölgelerindeki Sünni kesimi ayaklandırma stratejisi geliştirdiğini açıkladı.[21] Nitekim 15 Şubat’ta İran’ın Sistan-Belucistan eyaletinin başkenti Zahedan’da 11 Devrim Muhafızı’nın ölümüne neden olan saldırıyı, Cundallah örgütü üstlenmişti.[22] İran yönetimi bu saldırılarda kullanılan silah ve bombaların ABD tarafından sağlandığını saptadığını açıkladı.[23]

Cundallah yetkilileriyle yapılan mülakatlar da, örgütün arkasında ABD’nin olabileceğine işaret ediyor. Örneğin İngiliz gazetesi Daily Telegraph’ın, Cundallah’ın sözcüsü Abdul Hameed Reeki ile gerçekleştirdiği söyleşide, uydu telefonu aracılığıyla konuşurken ABD tarafından yerinin saptanmasından korkup korkmadığının sorulması üzerine, Reeki şu yanıtı vermiştir: “Biz Amerika’ya karşı savaşmıyoruz.”[24] Pakistan’da da Pakistan Ordusu’na karşı silahlı saldırılarını hızlandıran Belucistan Kurtuluş Ordusu’na ABD ve İngiltere tarafından destek verildiği ve sürecin özellikle 2006’dan bu yana hızlandırıldığı iddia ediliyor.[25]Belucistan’ın milliyetçi lideri Sardar Attaullah Mengal’ın Pakistan gazetesi Daily Times’ta 22 Aralık 2006’da yayımlanan şu sözleri, hem İran da hem de Pakistan’da Beluci ayrılıkçılığının Batı tarafından açık biçimde desteklenmeye başlandığını kanıtlıyor; “Artık İngiltere de Belucistan Kurtuluş Ordusu’na silah ambargosu uygulamasını kaldırdı. Doğru yolda ilerliyoruz”.[26]

İngiltere’de faaliyet gösteren Foreign Policy Centre (Dış Politika Merkezi),2006 yılında bu konuyla ilgili iki önemli toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantılara Beluci ayrılıkçılarının temsilcileri davet edildi. Hem 27 Haziran 2006 tarihinde gerçekleştirilen “Yol Ayrımındaki Belucistan”[27] hem de 4 Aralık 2006’da gerçekleştirilen “Belucistan Neden Önemli?”[28] başlıklı toplantı için bastırılan davet metninde Belucistan için şu ifade yer alıyordu: “Orta Asya’nın Kürdistan’ı”.[29]

Çin’in İnci Şeridi Stratejisi[30] ve Gwadar Limanı

Pakistan’ın Belucistan eyaletinde, Başkent İslamabad’a 2000 kilometre, İran sınırına ise 120 kilometre uzaklıkta inşa edilen ve 20 Mart 2007’de faaliyete geçen[31] Gwadar Limanı, Asya’nın 3. büyük limanıdır. Arap Denizi kıyısındaki liman, Çin’in teknik ve mali yardımları ile beraber 264 Milyon Dolara mal olmuştur.[32] Limanı işletmesi 2007 yılında Singapur Liman İdaresine 25 yıllığına devredilmiş ve bu Limana 40 yıl süreyle serbest gümrük bölgesi statüsü verilmiştir.[33]

Orta Asya petrollerinin Hint Okyanusu’na, buradan da Çin ve Hindistan gibi geleceğin dev ülkelerine sevk edilebilmesi için inşa edilmiş olan Gwadar Limanı, stratejik açıdan oldukça önemli bir limandır. Çünkü bu liman, hem Basra Körfezinin ağzında, hem de Çin’e ulaşan petrolün %60’ının, dünya petrolününse %40’ının tankerlerle geçiş yaptığı Hürmüz Boğazı’na yakın bir konumdadır. ABD ve İngiltere için bu bölgeyi Beluciler eliyle kontrol etmek demek, Çin’in can damarlarından birini de elde bulundurmak anlamına gelmektedir.[34]

Bu liman ayrıca, Çin’in Sincan-Uygur bölgesini Basra Körfezi çıkışına bağlayan en yakın noktadır ve bu özelliği dolayısıyla denize çıkışı olmayan, Çin’in geri kalmış bölgelerinin ve diğer Orta Asya devletlerinin ticari kanallarını geliştirmeleri ve ham petrol alımı gerçekleştirmeleri açısından hayati bir önemi haizdir.Hem Pakistan hem de Çin yönetimi, kendi ülkelerinde ayrılıkçı eğilimlerin güçlendiği iki bölgeyi birbirine ekonomik olarak bağlayarak ABD’nin ayrılıkçılık hamlesini püskürtmeyi hedeflemektedirler.[35]

Basra Körfezi’nden kendisine ulaşan petrolün sevkiyatını ABD’nin engellemeyi çalıştığını saptayan Çin, Gwadar Limanı sayesinde ABD’nin Basra Körfezi’nde bulundurduğu filoların faaliyetlerini izleme ve dinleme yeteneği elde etmeyi hedeflemektedir. Çin bu yolla, bu hayati bölgeden sağlanan enerji sevkiyatını güvence altına almayı amaçlamaktadır. Bu bakımdan Gwadar, Çin’in geliştirdiği “İnci Şeridi” stratejisininde en önemli ayağını oluşturmaktadır. Bu strateji, Gwadar’dan Güney Çin Denizi’ne uzanan stratejik limanlar inşa ederek ABD’nin enerji koridoru egemenliğine alternatif bir rota geliştirmeyi ve enerji sevkiyatını güvence altına almayı amaçlamaktadır.[36]

ABD açısından bu bölgede kukla bir Belucistan devletinin kurulması, Çin’in Gwadar limanı ile perçinlenen “İnci Şeridi” stratejisini tersine çevirmeye, dolayısıyla Çin’in bölgedeki yükselişini engellemeye ve Çin’in enerji gereksinimini sağladığı stratejik tanker geçiş noktalarını denetim altına almaya, Pakistan Belucistan’ı üzerinden İran’a sızmaya, İran ile Pakistan arasına kukla bir Beluci devleti sokarak İran, Pakistan ve Hindistan arasında var olan boru hattı anlaşmalarını bertaraf etmeye ve ABD’nin bölgedeki askeri varlığını güvence altına almaya yarayabilecektir.[37]

Ancak esas tehdit, Çin’in Hint Okyanusu’nda varlığını güçlendirmesi ve Basra Körfezi’nin girişinin güvenliğini ele geçiriyor olmasıdır. Bu durum, ABD’nin Körfez’deki varlığına bir meydan okuma anlamı taşımaktadır. Tüm bu gelişmeler, ABD ile Çin arasında yaşanacak mücadelede ön cephenin Belucistan olacağı düşüncesini güçlendirmektedir. Bu bağlamda ABD Silahlı Kuvvetler Dergisi’nde Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında yayınlanan haritada Özgür Belucistan olarak ifade edilen ülkenin hangi amaçla yer aldığını vurgulamaktadır.[38]

Ancak bu Liman, henüz Çin ve Pakistan’ın hedeflerine uygun kullanılamamaktadır. Zira tehlikenin farkında olan başta Amerikalılar olmak üzere dev petrol üreticileri, Belucistan’daki karışıklıkları bahane ederek bu projeyi sabote etmektedirler.[39]

İran-Pakistan-Hindistan (IPI) Boru Hattı

Belucistan, bölgedeki enerji hatları açısından da çok önemli bir konumda yer almaktadır. Toplamda 1700 millik bir boru hattından oluşan İran doğalgazının, Pakistan üzerinden Hindistan’a iletilmesi projesinin (IPI (Iran-Pakistan-India) Boru Hattı) 475 millik kısmının, Belucistan’dan geçmesi planlanmaktadır. Hindistan’ın İran doğalgazını bu şekilde transfer etmesi, alternatif diğer projelere göre dört kat daha ucuzdur. 7,5 milyar dolara[40] mal olması planlanan proje, Hindistan’ın kendisiyle sorunlar yaşadığı Pakistan’a bağımlı olmak istememesi nedeniyle bugüne kadar sürekli ertelenmiştir.[41] 2008 Kasım’ında Mumbai’de gerçekleşen ve 173 kişinin ölümüne, 300 kişinin de yaralanmasına neden olan saldırılar, projenin tekrar ertelenmesine neden olmuştur.

Bu proje, nükleer programı yüzünden uluslararası baskı altında olan İran için de çok önemlidir. İran bu projeyle hem yeni pazarlara ulaşmayı hem de uluslararası camiaya karşı Hindistan’ın desteğini almayı planlamaktadır. Bu proje, Pakistan açısından da hem gelir kaynağı hem de bölgenin istikrarlaşması açısından önemli görülmektedir. Pakistanlı yetkililer, bu projeyi her üç ülke için de bir “kazan-kazan” projesi olarak görmektedirler. Ancak bu projenin önünde önemli bir engel bulunmaktadır; ayrılıkçı Beluci örgütler. İran Petrol Bakanı, boru hattıyla ilgili görüşmeler yapmak üzere 2005’te Yeni Delhi’ye gittiğinde, Pakistan’ın Belucistan Eyaletinde boru hatları bombalandı. Bu, tüm taraflara “barış boru hattının” barıştan başka her şeyi getirebileceğine dair bir mesajdı.[42]

Hindistan’da gerçekleştirilen Mumbai Saldırılarından sonra, Hindistanlı yetkililer Pakistan’a olan güvenlerinin kalmadığını, Hindistan için böylesine önemli bir enerji projesinin istikrarsız bir bölgede karadan geçirilerek riske atılamayacağını ve IPI Boru Hattı için tek alternatifin; Pakistan kıyılarından deniz altından geçirilmesi olduğunu söylemektedirler.[43]

3

Kaynak: CIA (http://www.energytribune.com/articles.cfm?aid=1557 adresinden alıntı)

ABD, İran’ın nükleer programı yüzünden yalnızlaştırılması gerektiğini de öne sürerek bu projeye baştan beri karşı çıkmaktadır. Mumbai saldırılarından önce Hindistan, dış politikada bağımsız hareket ettiğini/edebildiğini göstermek amacıyla ABD’nin itirazlarına rağmen projenin gerçekleştirilmesi için çaba sarf ediyordu. Hatta Hindistan Dışişleri Bakanı, projenin hızlandırılması için İran’a üst düzey bir ziyaret gerçekleştirmişti.[44] Tüm bu çabalar, yukarıda değinildiği gibi Mumbai saldırılarıyla sekteye uğradı.

Sonuç

Beluci sorunu, komşumuz İran vasıtasıyla bizi de ilgilendirmektedir. Bölgenin istikrarsızlaştırılması, Batılı güçlerin emellerine hizmet etmektedir. ABD ve İngiltere, Beluci sorununu kullanarak, bir taşla birden fazla kuş vurmaktalar. Bu sorun kaşınarak, hem İran’ın istikrarsızlaştırılması hem İran gazının pazarlanması engellenerek İran’ın ekonomik sıkıntıya sokulması, hem de Çin, Hindistan ve Pakistan’ın kontrol altına alınması sağlanabilmektedir.

Görünen o ki; Çin ve Hindistan gibi geleceğin önemli güçleri, şu an için ABD ve İngiltere ile baş edememekte ama sınırları sürekli zorlamaktalar. Ancak bu güçler arasında alttan alta süren mücadele, yakın bir gelecekte bölgenin ısınmasına ve şimdiye kadar hasıraltı edilen birçok sorunun gün yüzüne çıkmasına neden olacaktır.

Konu, hem bölgenin istikrarı açısından hem de ülkemizin yaşadığı sorunun bir benzeri olması hasebiyle, soruna muhatap ülkelerin aldıkları tedbirlerin bize örnek olması açısından Türkiye’yi ilgilendirmektedir. Bu sebeple, ülkemizin ilgili kurumları ve akademisyenlerince konunun yakından takip edilmesi ve sorunun çözümüne yönelik muhatap ülkelerin politikaları incelenerek gerekli derslerin çıkarılması son derece önemlidir.

.

Süleyman ERDEM – Twitter: @SuleymannErdem

YAZARIN DİĞER YAZILARI İÇİN TIKLAYINIZ


DİPNOTLAR

[1] Tüysüzoğlu, Göktürk, http://www.stratejikboyut.com/haber/belucistan-sorunu–28562.html (Erişim; 15/4/2010)

[2] Harrison, Selig S., Devletsiz Uluslar-4, http://www.gundem-online.net/haber.asp?haberid=7957 (Erişim; 15/4/2010)

[3] Tüysüzoğlu, Göktürk, a.g.m.

[4] Güney Asya: Pakistan’ın Belucistan sorunu: İkinci bir Darfur mu? http://www.dusuncegundem.com/content/view/31/29/ (Erişim; 15/4/2010)

[5] A.g.e.

[6]Tüysüzoğlu, Göktürk, a.g.m.

[7] http://en.wikipedia.org/wiki/Balochistan_%28Afghanistan%29 (Erişim; 15/4/2010)

[8] Tüysüzoğlu, Göktürk, a.g.m.

[9] “Balochistan reaches boiling point”, BBC News, 7 Şubat 2010, http://news.bbc.co.uk/2/hi/south_asia/8444354.stm ((Erişim; 15/5/2010)

[10] Güney Asya: Pakistan’ın Belucistan sorunu: İkinci bir Darfur mu?, http://www.dusuncegundem.com/content/view/31/29/

[11]“Balochistan reaches boiling point”, BBC News, 7 Şubat 2010, http://news.bbc.co.uk/2/hi/south_asia/8444354.stm

[12] Güney Asya: Pakistan’ın Belucistan sorunu: İkinci bir Darfur mu?, http://www.dusuncegundem.com/content/view/31/29/

[13] A.g.e.

[14] Tüysüzoğlu, Göktürk, a.g.m.

[15] Ersoy, Ömer, Güneydoğu İran’daki Uyuşturucu Savaşı,

http://www.sde.org.tr/tr/haberler/334/guneydogu-irandaki-uyusturucu-savasi.aspx (Erişim; 2/5/2010)

[16] Tüysüzoğlu, Göktürk, a.g.m.

[17] http://en.wikipedia.org/wiki/Jundallah

[18] Tüysüzoğlu, Göktürk, a.g.m.

[19] A.g.m.

[20] Nazemroaya, Mahdi Darius, Plans for Redrawing the Middle East: The Project for a “New Middle East”, http://www.globalresearch.ca/index.php?context=va&aid=3882 (Erişim, 12/5/2010)

Peters’in “Blood Borders” isimli makalesine http://www.armedforcesjournal.com/2006/06/1833899 adresinden ulaşılabilir ancak mezkur harita şu an sitede yer almamaktadır.

[21] Aktaran Yalçın, Deniz, “Özgür Belucistan” – Orta Asya’nın Kürdistan’ı, http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=6466 (Erişim; 15/4/2010)

Bknz. “US Funds Terror Groups to Sow Chaos in Iran”, The Sunday Telegraph, 25 Şubat 2007, www.telegraph.co.uk/news/main.jhtml?xml=/news/2007/02/25/wiran25.xml

[22] Aktaran Yalçın; “2007 Zahedan Bombings”, http://en.wikipedia.org/wiki/2007_Zahedan_bombings

[23] Aktaran Yalçın; “Report: Weapons Used in Attack in Zahedan, Iran Come From US.”, XINHUA, 17 Şubat 2007, news.xinhuanet.com/english/2007-02/17/content_5751122.htm

[24] Aktaran Yalçın; Massoud Ansari, “We will Cut Them Until Iran Asks For Mercy”, The Daily Telegraph, 17 Ocak 2006, www.telegraph.co.uk/…/news/2006/01/15/wiran15.xml&sSheet=/news/2006/01/15/ixnewstop.html

[25] Yalçın, Deniz, A.g.m.

[26] Aktaran Yalçın; “Mengal Sees US, India-sponsored War For Free Balochistan”, Daily Times, 22 Aralık 2006, www.dailytimes.com.pk/default.asp?page=2006%5C12%5C22%5Cstory_22-12-2006_pg7_14

[27] Toplantı hakkında bkz., http://fpc.org.uk/events/109

[28] Toplantı hakkında bkz., http://fpc.org.uk/events/117

[29] Yalçın, Deniz, A.g.m.

[30] Çin’in İnci Şeridi (String of Pearls) Stratejisi için bakınız; Pehrson, Christopher J., “String of Pearls: Meeting the Challenge of China’s Rising Power Across the Asian Littoral”, http://www.strategicstudiesinstitute.army.mil/pdffiles/pub721.pdf

[31] “Balochistan reaches boiling point”, BBC News, 7 Şubat 2010, http://news.bbc.co.uk/2/hi/south_asia/8444354.stm

[34] Tüysüzoğlu, Göktürk, a.g.m.

[35] Aktaran Yalçın; Sudha Ramachandran, “China’s Pearl in Pakistan’s Waters”, Asia Times, 4 Mart 2005, http://www.atimes.com/atimes/South_Asia/GC04Df06.html

[36] Aktaran Yalçın; Christopher J. Pehrson, “String of Pearls: Meeting the Challenge of China’s Rising Power”, Temmuz 2006, www.strategicstudiesinstitute.army.mil/pdffiles/PUB721.pdf

[37] Yalçın, Deniz, a.g.m.

[38] A.g.m.

[40] Priyanka Bhardwaj, The Iran-Pakistan-India Pipeline…Delayed (Again), 7 Nisan 2009, http://www.energytribune.com/articles.cfm?aid=1557

[41] Luft, Gal, ıran-pakistan-ındia pipeline: the baloch wildcard, http://www.iags.org/n0115042.htm (Erişim, 12/5/2010)

[42] Luft, Gal, a.g.m.

[43] Priyanka Bhardwaj, a.g.m.

[44] A.g.m.



Süleyman Erdem Hakkında

Balıkesir doğumludur. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden 2001 yılında lisans, Harvard Üniversitesi Kamu Politikaları Bölümünden 2009 yılında yüksek lisans derecesi almıştır. 2002 yılında Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde memur olarak kamuda göreve başlayan Erdem, 2003-2004 yılları arasında Maliye Bakanlığında Vergi Denetmen Yardımcısı olarak görev yapmış, 2004 yılından itibaren de Başbakanlıkta Uzman Yardımcısı, Uzman ve Tanıtma Fonu Genel Sekreteri görevlerinde bulunmuştur. 2009-2011 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK)’da Geçici Uzman sıfatıyla YÖK ve ÖSYM’deki denetimlerde görev almıştır. 2012 Aralık ayında kurulan Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM)'ın kurulduğu tarihten 08/10/2019 tarihine kadar başkanlığını yürütmüştür. Halen SASAM Uluslararası Güvenlik Masası Direktörü olarak görev yapmaktadır. Akademik çalışmalarını “radikalleşme ve terör” üzerine yürüten Erdem’in; “Cihatçılar; El Kaide ve IŞİD’e Katılanların Hikayesi” isimli yayınlanmış bir kitabı bulunmaktadır.

Yorumlar (5)

  1. Mahfuz Bakır dedi ki:

    KÜRDİSTANIN bir parçası BELUCİSTAN .

  2. […] “ORTA ASYA’NIN KÜRTLERİ: BELUCİLER” Okumak için tıklayınız […]

sahipkiran için bir cevap yazın Cevabı iptal et


%d blogcu bunu beğendi: